Keşfettiği pire türlerine kızlarının adını verdi
TOKAT’TA ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ADEM KESKİN, DÜNYA LİTERATÜRÜNDE DAHA ÖNCE YER ALMAYAN PALAEOPSYLLA CİNSİNE AİT KEŞFETTİĞİ 2 PİRE TÜRÜNE KIZLARININ ADINI VERDİ.
Tokat’ta Öğretim Görevlisi Adem Keskin, Dünya literatüründe daha önce yer almayan Palaeopsylla cinsine ait keşfettiği 2 pire türüne kızlarının adını verdi.
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünde uzun yıllardır Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde pire türleri üzerine bilimsel çalışma yapan evli ve 2 çocuk babası Öğretim Görevlisi Adem Keskin, 2 farklı cinse ait 4 yeni tür ve 1 yeni alt tür keşfetti. Dünya genelinde yaklaşık 2 bin 700 pire türü bulunduğunu söyleyen Keskin, yaptıkları literatür çalışmasında 115 farklı pire türünün Türkiye’de varlığının tespit edilmiş olduğunu kaydetti. Bu çalışmanın üzerine daha önce Türkiye’de varlığı kayıt altına alınmamış 2 pire türü kaydettiklerini ifade eden Keskin, 2019 yılında yaptığımız incelemede 5 pire türü olduğunu tespit ederek detaylı çalışmalarını yaptıklarını belirterek, “Bu pire türlerinin tanımlamasını yaparak bilim dünyasına tanıttık. Bu çalışmalar uluslararası dergilerde kabul gördü ve yayınlandı. Ülkemiz faunasına katkı yaptık. Bu pire türlerinden ilkine ben büyük kızımın ismini Ayşenur’a atfen ’Palaeopsylla aysenurae’ olarak, diğer pire türüne ise küçük kızım Beyzanur’a atfen ’Ctenophthalmus beyzanurae’ adını verdim. Bulduğumuz yeni türlere ise bu alanda ünlü olan Prof. Dr. Jean-Claude Beaucournu, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünden Prof. Dr. Haluk Kefelioğlu ile son örneğimize ise Anadolu’ya atfen ’Ctenophthalmus teres anatolicus’ adını verdim. Yapacağımız yeni çalışmalarla biz ülkemizdeki pire varlığı sayısının artacağını düşünüyoruz. Ülkemiz bu alanda bakir, çalışma yapılmamış. Bu türlerin tespitinden sonra sağlık açısından ne gibi zararı var, patojen taşıyorlar mı? Hastalık bulaştırabilir mi? Ya da hastalıkların doğadaki döngüsü ile bunların bir ilişkisi var mı bunları araştırmayı hedefliyoruz” dedi.
İsim verme geleneği
Biyolojide isim vermenin bir gelenek olduğunun altını çizen Keskin, “Sistematik zoolojide çalışan hocalarımız kendi hocaları, anneleri, babalarının ya da çocuklarının eşlerinin isimlerini verirler. Aslında bunun çok da güzel bir mantığı var. Sonuçta hepimiz faniyiz, ölüp gideceğiz. Ama bu isimler bilimsel literatüre dünyada yaşam devam ettikçe kayıtlı olacak. Bu ismini verdiğimiz kişileri ölümsüzleştiriyoruz. Bu bir gelenektir” diye konuştu. Keskin, kızlarını adını pirelere verdiğini duyanların şaşırdığını ifade ederek, “Bir çok hocamız sevdiğimiz arkadaşımız aradı ‘bizim ismimizi ne zaman veriyorsunuz’ şeklinde. Böyle bize takıldılar, nazire yaptılar“ ifadelerini kullandı.