‘Kayseri Gastronomi Çalıştayı’na ünlü şefler damga vurdu
KAYSERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TARAFINDAN DÜZENLENEN ‘GASTRONOMİ ÇALIŞTAYI’ NA KATILAN ÜNLÜ ANADOLU HALK MUTFAKLARI DERNEĞİ BAŞKANI ADNAN ŞAHİN VE GÜNAYDIN RESTAURANTLARI KURUCUSU CÜNEYT ASAN, GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE YAŞANAN ISPANAK ZEHİRLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLER VERDİ
Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Gastronomi Çalıştayı’ na katılan ünlü Anadolu Halk Mutfakları Derneği Başkanı Adnan Şahin ve Günaydın Restaurantları Kurucusu Cüneyt Asan, geçtiğimiz günlerde yaşanan ıspanak zehirlenmesi ile ilgili bilgiler verdi.
Ispanağa benzeyen bazı ürünlerin zehirli olabileceğini, özellikle yılanyastığı bitkisinin çok benzediği için yenilmesi durumunda zehirlenmelere yol açacağını söyleyen Adnan Şahin, “Ispanağa karışan otlar sonucunda zehirlenmelerde öncelikle şunu söyleyeyim, ıspanağa benzeyen birçok yabani ot var ama bu otların bir esprisi var. Yemesini bilirseniz yenilebilen otlardır bunlar. Çünkü orada binlerce yıllık gelenekten gelen bir bilgi birikimi var. Örnek olarak, ıspanağa en çok benzeyen otlardan birisi yılanyastığı dediğimiz Osmaniye, Maraş ve Adana etrafında görülen bir ottur. Bulanan ya da zehirleyen ot o mudur bilmiyorum ama yılanyastığı birçok gelenekte yenilen bir yemek. Sadece bir gün önceden mayalanması gereken yani çeşitli işlemlerden geçmesi gereken bir ot ki aksi takdirde ağzınızda dilinizi büyütüyor ve çözüm bulunmazsa ölümle sonuçlanıyor. Burada şöyle bir şey anlaşılmasın, elbette bunun nihai çözümü tıptır ama geleneksel öğretiler şunu göstermiş, mesela nar ekşisi yılanyastığının dil büyümesini yüzde 80 oranında düşürüyor” dedi.
Şahin, geleneksel olan şeylerin iyi anlaşılması gerektiğini ve tüketilen ürünlerin oranının iyi bilinmesi halinde zehirlenmelerin önüne geçilebileceğini söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Geleneksel olarak yaşayan insanların bildiği bir şey bu. Burada özetle şunu söylemek lazım, tüm ürünler bunu otlara özgü konuşmamak lazım et ve tavuk gibi ürünlerden de zehirlenebilirsiniz. Gelenekseli iyi anlamak lazım. Doğru yenilmezse bütün ürünler zehirler. Deniz ürünlerinin birçoğu uzun süreli hastalıklara bile sebep oluyor. Mesele şu, ot ya da her neyse iyi anlamak lazım. Artık toplum belli bir kültür seviyesine geldi ve birilerinin yenmesi ve yenmemesi gerekenler değil de aklımızı kullanmamız gerekiyor. Biraz araştırılmalı ki sonuçta bu bizim sağlığımızla ilgili bir şey. Bu konuda da kolaycı bir yaklaşımımız var. İnsanlar binlerce yıldır ıspanak yiyorlar bir şey olmadı da neden şimdi oldu. Ben zehirleyen otun ne olduğunu bilmiyorum ama eğer yılanyastığıysa, mayalanmadığı sürece zehirler. Aktarlarda gördüğümüz otların çoğu zehre eş değerdir ama burada oranı iyi bilmek lazım ve doğru kullanım şeklini iyi bilmek lazım.”
Zehirlemelerin sadece bir gıda grubu tarafından değil tüketimin yanlış olması halinde tüm ürünlerin zehirlenmeye sebep olacağını söyleyen Cüneyt Asan ise, “Doğru beslenilmemişse, doğru kaynaklarla beslenilmemişse et öldürmez ama zehirler, balık ve tavuk zehirlediği zaman dozajı yüksekse zehri öldürür. Mesela mantarın da zehirlisi ve zehirsiz olanı var. Bitkiler öyle bir şey ki ilaçlar ham maddesi bile bitkilerden oluşuyor. Allah bize her şeyi verdi ve o otların da bir dengesi ve var olma sebebi var. Bizim biraz düşünmemiz gerekiyor bu konuda da. Ispanağa benzeyen bir de kişniş var ama o da zehirlemez. Bizlerin önce bilerek ve araştırarak tüm ürünleri tüketmemiz gerekiyor” dedi.