Kansere neşesiyle meydan okudu: ’Hiç taşlı yüzüğüm olmamıştı’
İZMİR’DE YAŞAYAN EMEKLİ BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ YASEMİN ŞENGELEN, YAKALANDIĞI MEME KANSERİNİ KAFASINA TAKMADI, BİR YANDAN TEDAVİ OLDU DİĞER YANDAN RİTMİK JİMNASTİK ÖĞRENCİLERİNİ YARIŞMALARA HAZIRLAMAYA DEVAM ETTİ.
İzmir’de yaşayan emekli beden eğitimi öğretmeni Yasemin Şengelen, yakalandığı meme kanserine teslim olmadan bir yandan tedavi olurken, diğer yandan da ritmik cimnastik öğrencilerini yarışmalara hazırlamaya devam ediyor. Kanserin ’Taşlı Yüzük’ türüne yakalanan Şengelen, “Hiç taşlı yüzüğüm olmamıştı” diyerek amansız hastalığa adeta meydan okuyor.
İzmir’de yaşayan emekli beden eğitimi öğretmeni Yasemin Şengelen (60), yıllarca ritmik cimnastikte sayısız sporcu yetiştirip milli takıma kazandırdı. Aynı zamanda Jimnastik Federasyonu’nda görev alan ve 32 yıl hakemlik yapan Yasemin Şengelen, tesadüf eseri sol memesinde eline bir kitle gelmesi sonucu hastanenin yolunu tuttu. Hastanede yapılan tetkiklerin ardından Şengelen’e meme kanseri tanısı koyuldu. “Taşlı yüzük hücreli karsinom” denilen agresif bir tümör saptanıp ameliyat edilen Şengelen’e Kent Onkoloji Merkezinde kemoterapi tedavisi uygulanmaya başlandı. Kemoterapinin ardından radyoterapi görmeye başlayan Şengelen, bu sırada günlük hayatından hiç kopmadı. Şengelen, saçları dökülmesine rağmen neşesiyle ve hayata pozitif bakışıyla yaşamına devam etti. Öğrencileriyle birlikte Roma’daki ve yurt içindeki tüm yarışmalara katılan Şengelen, yaşantısı ve yaşama sevinciyle tüm hastalara örnek oldu.
“Hiç taşlı yüzüğüm olmamıştı”
Şengelen, tanı ve tedavi sürecinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Doktorum ameliyat sonrasında tümörün “taşlı yüzük” denilen agresif bir tür olduğunu söyledi, ama ben çok sevindim, çünkü taşlı yüzüğüm hiç olmamıştı. Bahaneyle bir taşlı yüzüğüm oldu, dedim ama meğer iyi bir şey değilmiş bu taşlı yüzük. Doktorum, ‘Çıkan sonuca göre memenizi alıp almayacağımıza karar vereceğiz, bunu sorun eder misiniz’ dedi. Ben de ‘Hayır bahaneyle bir slikonlu göğsüm olabilir, o bakımdan sorun değil’ diye cevap verdim. O taşlı yüzük denilen şeyin 10’da bir oranında, alınan 6 lenften birinin de kötü olduğu söylendi. Memem alınmadı ama tedavi süreci başladı. Medikal Onkoloğum Doç. Dr. Gürbüz Görümlü kanserin erken yakalandığını belirtirken iki hafta arayla dört tane ilaç vereceğini ve bunun biraz ağır olduğunu, saçlarımın dökülebileceğini söyledi. Ben, ‘saçlarım dökülsün, yenisi güzel çıksın, ilgi ve şevkat göreyim, kelliğimi bir göreyim’ dedim. İki haftada bir olmak üzere toplamda 4 tane kemoterapi aldım. Kolay bir şey değil fakat işi hafif görmeye çalışırsanız, keyfini çıkarırsanız son derece rahat geçiyor. Ardından 12 tane de haftalık destekleyici kemoterapi aldım” dedi.
Kanseri umursamadı, normal yaşantısına devam etti
Tedavi görürken bağlı olduğu Ege Jimnastik Kulübü ile Roma’ya yarışmaya gittiğini ifade eden Şengelen, “Türkiye içindeki hiçbir yarışmayı da kaçırmadım. O yarışmalar sırasında çocuklarımdan gördüğüm ilgi ve sevgi benim moralimi çok yüksek tutuyor. Tedavinin yan etkisi olan halsizliği, dinlenerek ve beslenmeme dikkat ederek çok rahat atlattığımı düşünüyorum. Kanseri herhangi bir hastalık gibi gördüm. Planladığım bir seyahat nedeniyle bir ay ara verip ışın tedavisine başladım. 18 kür radyoterapi gördüm. Vücudumda herhangi bir sıkıntı yok şu an için. Saçlarım çıkmaya başladı, imajımı yaptım. Günlük hayatımı asla değiştirmedim ve bu işi bitirdim diye düşünüyorum” dedi.
“Hastalığı düşünmeme bile fırsat kalmadı”
Şengelen, meme kanseri olduğunu öğrencilerine, “Artık sizi bir süre öpemeyeceğim” diyerek açıkladığını söyleyerek, “Öğrencilerim son derece duyarlı davrandılar. Beni hem arayarak hem de yarışmalarda sevgi göstererek çok büyük destekte bulundular. Görevlerimi asla bırakmadım, kulüple olan bütün görevlerimi ve seyahatlerimi yaptım. Günlük hayatımla ilgili yapabileceğim her şeyi yaptım. Ev işi gibi şeyleri pek yapmadım o konuda daha çok dinlenerek bu dönemin tadını çıkardım. Benim için bir dinlenme ve ara verme dönemi oldu, çok keyifli geçti bence. Bu dönemde çocukların bana gösterdiği sevgi ve ilgi en büyük ilacım oldu. Çocuklarla birlikte olduğunuz zaman yaşınız da ilerlemiyor. Enerjiniz de yüksek kalıyor, sevgi zaten en güzel şey bu dönemde. Hastalığı düşünmeme bile fırsat kalmadı” şeklinde konuştu.
Kanser hastaları günlük hayata katılmalı
Şengelen’in tedavisini anlatan Kent Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü, hastanın moral motivasyonunun kanser tedavisinin seyrini etkilediğini söyledi. Görümlü, Yasemin Şengelen’in ikinci evre meme kanseri teşhisiyle kendilerine geldiğini belirterek, “Hasta aynı zamanda meme kanserinin agresif bir alt grubu olan taşlı yüzük hücrelerini de içeren bir kansere sahipti. Oldukça agresif, saldırgan bir tür bu. Bununla ilgili kemoterapi planlayıp başladık ve başarılı bir şekilde tamamladık. Bu tedavi sürecini oldukça rahat geçirdik, burada hastamızın oldukça moral motivasyon açısından yüksek pozitif yaklaşımının büyük rolü vardı. Biz biliyoruz ki kemoterapi tedavisi oldukça zorlu bir süreç. Ancak bu süreç sadece fiziki tedavi ile geçiştirilecek bir süreç değil. Hastanın moral, motivasyonu ve psikolojik durumunun pozitif olması tedavi sürecine olumlu etkileyen faktörlerin başında geliyor. Stresten uzak kalmak, hastanın günlük yaşantılarına devam etmesi ve kopmaması sağlıklı hücrelerden olan doğal hücrelerini daha da aktif hale getirerek gidişata olumlu bir katkıda bulunmasını sağladı. Yasemin Hanım’ın tedavi sürecinde normal yaşantısına devam etmesi, sporcu yetiştirmeye devam etmesi kemoterapiden kaynaklanan yan etkileri daha rahat geçirmesinde etkili oldu. Tüm hastalarımıza tedavi sürecinde günlük hayata katılımlarını yoğun bir şekilde tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.