Reklam
tvTürk
SON DAKİKA

Kahverengi kokarca istilasına ‘Samuray’ çözümü

FINDIK BAŞTA OLMAK ÜZERE 300’DEN FAZLA BİTKİDE ZARARA VE ÜRÜN KAYBINA YOL AÇAN ‘KAHVERENGİ KOKARCA’ BÖCEĞİ İLE MÜCADELEDE TÜRKİYE’NİN BİR AN ÖNCE HAREKETE GEÇMESİ GEREKTİĞİ BELİRTİLDİ.

  • Diğer
  • 21 Ocak 2020
  • 160 KEZ OKUNDU
Reklam

Fındık başta olmak üzere 300’den fazla bitkide zarara ve ürün kaybına yol açan ‘Kahverengi Kokarca’ böceği ile mücadelede Türkiye’nin bir an önce harekete geçmesi gerektiği belirtildi.

Uzmanlar, bu zararlının anavatanı olan Çin’de yapılan incelemeler sonucunda bu böceğin ‘Samuray arıcığı’ isimli faydalı parazitoid arıcık tarafından kontrol altında tutulduğunu ve önemli zarar yapamadığını belirterek bu faydalı böceğin ithal edilerek biyolojik mücadele çalışmalarının başlatılmasını istiyor.

“Kahverengi kokarca tarımda ciddi ürün kayıplarına yol açıyor”

Konuyla ilgili bilgiler veren Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Tuncer, Kahverengi Kokarca zararlısının ülkemize 2017 yılında giriş yaptığını hatırlattı. Tuncer “Bu böcek türü 300’den fazla bitkide zarar yapan çok önemli istilacı bir böcek türüdür. Son yıllarda ABD, Kanada ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye yayılmış ve ciddi ürün kayıplarına neden olmuştur. Bazı ülkeler bu zararlı böceği şimdiye kadar karşılaştıkları en önemli istilacı böcek olarak nitelendirmektedir. Halen ülkemizde yaygın olarak Artvin ve Rize ilinde görülmeye başlamış olup, diğer ülkelerde olduğu gibi hızla yayılma göstereceği tahmin edilmektedir. Bu böcek bulunduğu ülkelerde her yıl milyarlarca dolarlık zarara neden olmaktadır. Bu zararlı meyve ağaçları, sebze bitkileri, süs bitkileri ve hububat bitkilerini de içine alan geniş bir ürün grubunu tehdit etmektedir. ABD, İtalya ve Gürcistan’da yaşanan tecrübe bu böceğin fındık için önemli bir zararlı olduğunu ve fındıkta ciddi kayıp ortaya çıktığını göstermektedir. Bu ülkelerde yer yer zarar gören ürün miktarının fındıkta yüzde 60-80’lere ulaşmış olması endişe verici bir durumdur. Bu böcek ayrıca sonbaharda topluca evlere girerek insanların rahatsız olmasına neden olmaktadır” dedi.

“Kimyasal mücadele tek başına çözüm değil”

ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, bu böcek ile sorun yaşayan ülkelerin zararlıyı kontrol altına almak için kısa vadede ağırlıklı olarak kimyasal ilaçlar kullandığını ancak çok sayıda ilaçlama yapılmasına rağmen bu ülkelerde zararın önüne geçilemediğine dikkat çeken Tuncer “Birçok ülke zararlının uzun vadeli olarak kontrol altında tutulması için Biyolojik mücadele imkanları üzerinde durmaktadır. Zararlının anavatanı olan Çin’de yapılan incelemeler bu böceğin orada Samuray Arıcığı ‘Trissolcus japonicus’ isimli faydalı parazitoid arıcık tarafından kontrol altında tutulduğunu ve önemli zarar yapmadığını göstermiştir. Zararlıya karşı bu faydalı böceğin üretilip salınması üzerinde ABD ve Avrupa’da uzun süredir test çalışmaları yürütülmektedir. Bu ülkelerde son yıllarda kabul edilen mevzuat gereği bu ön test çalışmaları uzun yıllar almaktadır. Fakat bu esnada faydalı parazitoid arıcık söz konusu ülkelere doğal olarak ve kendiliğinden gelmiş bulunmaktadır” diye konuştu.

“Mücadeleye acil başlanılmalı”

“Ülkemizin bu konudaki avantajı; zararlı böceğin şimdilik sadece birkaç ilimize yayılmış olması ve diğer ülkelerin bu konudaki tecrübe ve birikiminden faydalanma imkanına sahip olmasıdır” diyen Prof Dr. Celal Tuncer “Halen yayılma gösteren illerimizde kısa vadeli olarak zararlının artış ve yayılışını engellemek için kimyasal mücadele dahil entegre mücadele anlayışı içinde mücadeleye başlanması acil bir ihtiyaç durumundadır. Ancak, tarımda ve doğada zararlılara karşı yoğun kimyasal ilaç kullanarak mücadele etmek sürdürülebilir bir yaklaşım olarak görülmemektedir. Bu nedenle bu böceğin ülkemizdeki yayılışı ve zararını uzun vadeli olarak kontrol altına almak amacıyla (bu faydalı böceğin ABD ve Avrupa’ daki gibi doğal yollardan gelmesi için uzun yıllar beklemeden ve bu arada ciddi kayba uğramadan) faydalı Samuray Arıcığı’nın ülkemize ithal edilmesinin ve klasik biyolojik mücadele çalışmaları için gerekli sürece başlanmasının acil önem arz ettiği düşünülmektedir” önerisinde bulundu.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ