“İzmir turizminin en önemli sorunu direk uçuş”
ÇEŞME’DE ÇİNLİ TURİST SAYISINDA ARTIŞ YAŞANIYOR.
ETİK Yönetim Kurulu Üyesi ve ÇEŞTOB Başkan Yardımcısı Orhan Belge, İzmir’e birçok ülkeden direk uçuş olmamasının sıkıntısını yaşadıklarını belirterek, “Direk uçuş olsa, turist sayısında ciddi artış yaşanacak” dedi.
Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) Başkan Yardımcısı Orhan Belge, Çinli turist sayısında, İzmir ve Çeşme’de ciddi artış olduğunu belirterek, Çin’deki fuarlarda, İzmir’e direk uçuş olmamasının sıkıntısını yaşadıklarını anlattı. Belge, “Çin’den İzmir’e direk uçuş yok. İstanbul üzerinden aktarmalı gelebiliyorlar. Çinliler Ege Denizi’ne ’Aşk Denizi’ diyorlar. Çin’de, Ege Denizi’nin sadece Yunan karasuları olduğunu zannediyorlar. İzmir’i, Çeşme’yi yeni yeni keşfediyorlar. Şimdi, Alaçatı’yı da dolaşsanız, Çeşme’yi de dolaşsanız, mutlaka bir Çinli görürsünüz. İzmir’de de Çinliler’i yoğun olarak görüyoruz. Şimdi İzmir’deki turistik oteller de Çin fuarlarına katılmak istemeye başladılar. İnanıyorum ki, İzmir’e direk uçuş olsa, Çinli turist sayısında ciddi bir artış yaşanacak” diye anlattı.
“Turizmin olmazsa olmazı, ulaşımdır”
Direk uçuşların yabancı turist açısından önemine dikkat çeken Orhan Belge, “İzmir’in en büyük sıkıntılarından birisi, birçok yurt dışı uçuşunun aktarmalı olması. Yurt dışından gelen turist, önce İstanbul’a iniyor, hava alanında saatlerce bekledikten sonra, aktarmalı olarak İzmir’e gelebiliyor. Doğal olarak bu da önemli bir sıkıntı yaratıyor. Kiev’den İzmir’e direk uçuşlar başladı. Bunu avantaja çevirmek için Kiev’deki turizm fuarına katılacağız. Ayrıca İzmir Selanik arasında başlayacak olan feribot seferlerinin de, İzmir’e ve Çeşme’ye ciddi katkı sağlayacağına inanıyoruz. Turizmin olmazsa olmazı, ulaşımdır. Ulaşımda sıkıntı varsa, istediğin kadar kendini tanıt, turist çekemezsin. Fuarlarda bize, “direk uçuşunuz var mı?’ diye soruyorlar. Utanarak ’yok’ diyoruz. ’Niye direk uçuş yapmıyorsunuz?’ diyorlar. Tanıtım yaparak, ’bize gel’ diyorsunuz, ’nasıl geleyim?’ diyorlar. Önce İstanbul’a gitmeleri gerektiğini, orada 3-4 saat bekledikten sonra İzmir’e ve oradan da Çeşme’ye gelebileceklerini anlatmak zorunda kalıyoruz” diyerek direk uçuşların önemine dikkat çekti.
“Dış pazar da iç pazar da birbirinden ayrı tutulmamalı”
Açıklamasında iç pazar kadar dış pazarın da önemli olduğuna dikkat çeken Belge, “Turizm Bakanımızın da söylediği gibi daha çok yabancı turist gelmeli. Ben de bunu yaklaşık on yıldır söylüyorum. Çeşme’nin tek sıkıntısı iç pazar olmamalı. Çeşme için, iç pazar da, dış pazar da önemli. İkisi de birbirinden ayrılmaz. Turizm fuarlarında Çeşme’nin tanıtımı çok önemli. Ben, son beş yılda 25 turizm fuarına katıldım. Almanya’dan Çin’e kadar katıldığımız bu fuarlarda Çeşme’mizi tanıttık. Haziran ayında da Pekin’de bir fuar var. Ama sezon başlamış olacağı için gidip gitmeme konusunda kararsızım. Ben hep şunu söylerim; fuarlara gidin, Çeşme’yi ve otelinizi tanıtan bir materyal götürün. O, mutlaka bir karşılığını bulur. Bugün bulmasa, yarın bulur. O fuarlarda, sizi Çeşme olarak, İzmir olarak, Türkiye olarak görsünler. Son 12-13 yıldır hep iç pazara yönelmişiz. Ben, bunun karşısında olduğumu hep söyledim. Dış pazarların önemini anlattım. Pek dikkate alınmadı, ama şimdi herkes dış pazarın farkında ve herkes de katılıyor. Benim bu sene katılamadığım Dubai fuarına, bir bakıyorum çok sayıda otelci arkadaşım gitmiş” diye konuştu.
“Tanıtıma daha fazla önem verilmeli”
Tanıtıma çok daha fazla önem verilmesinin gerektiğine işaret eden Belge, “2018 yılı, Çin’de, ’Türkiye Yılı’ydı. Çin’de büyük boy reklam afişlerinde, ’Türkiye’ye gidin’ diye yazıyordu. Biz de, Çin’deki fuarlar için Çince basılı broşürler hazırladık. Çince broşür verdiğimiz zaman, kendilerine değer verdiğimizi hissediyorlar. Tanıtım, özellikle İzmir ve Çeşme’nin tanıtımına çok önem vermeliyiz. İzmir, yurt dışında Antalya ve İstanbul gibi patlamıyor. Yurt dışındaki fuarlarda, İzmir’in standıyla, Antalya’nın bir ilçesinin standı arasında bile bir fark oluyor. İzmir Valimiz, İzmir Büyükçehir Belediye Başkanımız ve Çeşme Belediye Başkanımız ile bu tanıtım sorununu aşacağımıza inanıyoruz” dedi.
Genel Müdürlüğünü yaptığı otele en fazla Alman turistin geldiğini ve ikinci sırada da Çinli turistlerin yer aldığını belirten Belge, “Çinli turist sayısı önceki yıllarda çok alt sıralardaydı. Uzun yıllar sonra sıralama değişerek, Çinli turistler ikinci sıraya yerleştiler. Bizim için Almanya da ciddi bir pazar. Almanya’da yaşayan gurbetçilerimizden bahsetmiyorum. Onların yeri ayrı elbette. Ama bizim istatistiklerimize göre Alman turistler, siyasi gerilim ne olursa olsun, Türkiye’yi tercih ediyorlar. Çeşme’yi de çok seviyorlar. Ama Çin’in ikinci sıraya yükselmesi çok dikkat çekici” ifadelerini kullandı.
“Eskisi gibi bir güvenlik sorunu yok”
2018 yılına göre 2019 yılında, yabancı turist sayısında da ciddi bir artış beklediklerini vurgulayan Belge, “Türkiye’de artık, eskisi gibi bir güvenlik sorunu yok. Bunu, yabancı turist de görüyor ve yabancı rezervasyonlarımız artıyor. Terör artık, Türkiye’nin sorunu değil, dünyanın sorunu. Çeşme’de de İlçe Emniyet Müdürlüğümüz ciddi güvenlik önlemleri alıyor. Bu konuda çok titiz çalışıyor. İnanıyorum ki, 2018 yılını hiçbirimiz aramayacağız. Bu yıl daha nitelikli bir misafir portföyümüz olacağına inanıyorum. Çeşme, gerçekten çok farklı bir destinasyon. Biz ’her şey dahil’ sisteminden de uzak duruyoruz. Dünyada, ’her şey dahil’ sistemi trend olduğu dönemde bile biz o sisteme dönmedik. Çeşme gibi önemli bir destinasyonda, verdiğimiz kaliteli hizmet nedeniyle tercih edildiğimizi görüyoruz. Personelimiz de özel eğitimlerden geçiyor. Personelimizin verdiği güler yüzlü hizmeti, inanın yurt dışında göremezsiniz” diye konuştu.
“Alaçatı ve Çeşme sahilini çok seviyorlar”
Çeşme’ye, Çinli, Japon ve Güney Koreli turist ilgisinin yükseldiğini anlatan Orhan Belge, şunları söyledi:
“Bu üç ülkeden gelenlere baktığınızda, hangi ülkeden olduğunu ayırt edemiyorsunuz. Ama biz yavaş yavaş ayırt etmeye başladık. Japon turistler, denize girmek için gelmiyorlar. Onlar daha çok doğa rotalarını seviyorlar. Edremit, Ayvalık’tan başlayan, Aydın’a kadar giden zeytin rotasına ilgi duyuyorlar. Ayrıca sürekli fotoğraf çekip, tarihi yerleri görmekten mutlu oluyorlar. Çinliler; denize de girer, fotoğraf da çeker, tarihi gezi de yaparlar, Çinliler, güneşten yanmanın kendilerini ikinci sınıf bir vatandaş yapacağı düşüncesiyle şemsiyeyle güneşten korunurlar. Beyaz kalmanın asillik olduğunu düşünüyorlar. Japonlar da eğer denize gireceklerse, güneşten yanmamak için kapalı girerler. Böyle farklı bakışları ve kültürleri var. Kendileriyle zaman zaman konuşuyoruz, özellikle Alaçatı’yı çok seviyorlar. Alış verişleri çok iyi. Çeşme sahilini çok seviyorlar. Normalde, bu turistler, düzdürler, kahkaha atmazlar, ciddidirler. Ama burada bizlerden etkilenmeye, gülümsemeye başladılar.”