“İnatçı hıçkırık ciddi hastalıkların habercisi olabilir”
DOÇ. DR. BÜLENT YAŞAR, “HIZLI VE FAZLA YEME, BAHARAT VE SODA TÜKETİMİ, ÇOK SOĞUK VE SICAK YEME, HAVA YUTMA, STRES GİBİ FAKTÖRLER KISA SÜRELİ HIÇKIRIKLARIN EN SIK RASTLANILAN NEDENLERİDİR. ANCAK HIÇKIRIK UZUN SÜRÜYORSA GÖĞÜS BOŞLUĞUNU TUTAN KANSERLER, BÜYÜMÜŞ LENF BEZLERİ, KORONER YETERSİZLİK; YEMEK BORUSU TÜMÖRLERİ AKLA GELMELİ” DEDİ.
Doç. Dr. Bülent Yaşar, “Hızlı ve fazla yeme, baharat ve soda tüketimi, çok soğuk ve sıcak yeme, hava yutma, stres gibi faktörler kısa süreli hıçkırıkların en sık rastlanılan nedenleridir. Ancak hıçkırık uzun sürüyorsa göğüs boşluğunu tutan kanserler, büyümüş lenf bezleri, koroner yetersizlik; yemek borusu tümörleri akla gelmeli” dedi.
Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünden Doç. Dr. Bülent Yaşar, yaşam kalitesinin ciddi şekilde etkileyen hıçkırık, aslında ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Yaşar, hıçkırığın bazen 48 saatten de uzun sürebileceğini belirterek, şöyle devam etti: “Hıçkırık, göğüs ile karın boşluklarını ayıran diyafram kasının tekrarlayan, kontrolsüz kasılmaları sonucu oluşan ve uzun sürdüğünde yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir semptomdur. Genellikle birkaç dakika içinde sonlanmasına rağmen bazen 48 saatten uzun sürer ki inatçı hıçkırık adını alır. Hızlı ve fazla yeme, alkol, baharat ve soda tüketimi, çok soğuk ve sıcak yeme, hava yutma (sakız çiğneme sonucu), stres gibi faktörler kısa süreli hıçkırıkların en sık rastlanılan nedenleridir.”
“İlaçlar da semptomu tetikleyebilir”
Hıçkırığın uzun sürmesi durumundu gastroenteroloji, nöroloji, göğüs hastalıkları ve kardiyoloji gibi farklı bilim dallarını ilgilendirebilen iltihap, tümör, travma ve enfeksiyon gibi sorunların akla gelmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Yaşar, şu bilgileri verdi: “Merkezi sinir sistemi tümörleri, inme, Parkinson, kafa travması, menenjit, multiple skleroz; göğüs boşluğunu tutan kanserler, büyümüş lenf bezleri; koroner yetersizlik; yemek borusu tümörleri, reflü ve helikobakter pylori enfeksiyonu hıçkırığın olası nedenleri arasında sayılabilir. Sadece hastalıklar değil, bazen ilaçlar ve kemoterapötiklerde hıçkırığı başlatabilir; psikiyatri ve Parkinson tedavilerinde kullanılan ilaçlar, kortizon ve morfin bu grupta sıralanabilir. Yemek borusu ve ac’lere yapılan müdahaleler (bronkoskopi, stent takılması gibi), genel anestezi ve cerrahi sonrasında da inatçı hıçkırık oluşabilir.”
“Nefesini tutmak işe yarayabilir”
Doç. Dr. Yaşar, hıçkırık tedavisinde geleneksel yaklaşımların hala etkili olabileceğini ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu: “Kese kâğıdı içine soluma, nefesini tutma, soğuk su içme, ıkınma, limon ve toz şeker yemek, küçük dili kaşık yardımıyla yukarı kaldırma, dizleri göğüs kafesine yaklaştırmak ve bu pozisyonda bir süre kalmak göz küresine ve karotise (boyun damarı) masaj yapmak yardımcı olabilir. Semptomun uzun sürmesi veya tekrarlaması durumunda mutlaka hekime başvurmak gerekir.”