İKİ YÜZLÜ SİYASET
23 Haziran’da metropol şehrimiz İstanbul, Belediye Başkanını seçecek. Seçime günler kala, seçimin iki güçlü adayının kırdığı potlar, gündeme bomba gibi düştü. Aslında bu potlar, maskeleri düşürdü.
Temiz giyin, giyiminde abartılı olma, sade ve halktan biri gibi görün. Sıcak ve samimi davran, yüzünde hep gülücükler olsun. Genç-yaşlı fark etmeden kucakla, herkesi dinle, gözlerinin içine bak. Sakin ol, ne olursa olsun, ne ile karşılaşırsan karşılaş, sakin ol. Eşin ve çocukların ile modern Türk insanı imajı çiz. Ülkenin özlediği; kendileri eğitimli, çocukları eğitimli, eşinin başı açık, modern giyimli, sıcak, birbirine saygılı ve sevgili aile profili. Bu tanıma uyan pozlar ver. Bir de slogan bulduk mu, işlem tamam.
Ekrem İmamoğlu, yukarda söz ettiğimiz, kendisine yapılan makyaj ve, “her şey güzel olacak” sloganı ile güzel bir rüzgarı arkasına almıştı. Ta ki düne kadar: Havalimanında VIP’e alınmayınca, görevli polislere Ordu Valisi Serdar Yavuz’u kastederek, “vali itlik yaptı” demesi, sizce de takke düştü kel göründü durumu değil midir?
İmamoğlu sinirlenince, demek ki, gerçek İmamoğlu ortaya çıkıyor. Oysaki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın agresif, baskıcı hitaplarına karşı bir özlem olarak puan topluyordu Ekrem İmamoğlu’nun sıcak, naif üslubu.
Ayrıca kendisinin bir valiye “it” demesi, hayvan severleri de harekete geçirir mi diye düşünmüyor da değilim!
Peki, karşı köşede yarışan eski Başbakan, şimdilerde İstanbul’un Belediye Başkan adayı Binalı Yıldırım’ın kırdığı potlara ne demeli?
Siyasette kendisini ispatlamış, verilen her görevi kendince başarı ile tamamlamış Binali Yıldırım, konu İstanbul seçimlerine gelince tökezledi. Karşısına çıkan Ekrem İmamoğlu güçlü bir rakipti çünkü.
İstanbul’da yaşayan Kürt vatandaşların oylarına talip olan Yıldırım, Güneydoğu’ya, “Kürdistan”, PKK’ya “PEKEKE” dedi. Korkum, bu gidişle Sayın Yıldırım PKK’nın kayıplarına “şehit” diyebilir mi?
Yıllardır terör ile mücadele ediliyormuş, yüzlerce vatan evladı şehit olmuş, kime ne. Ateş düştüğü yeri yaktı geçti.
Vatan sevgisi, ülkenin bekası, vatandaşın ekonomik sıkıntıları, işsizlik, adalet tanımamazlık… kimin umurunda? Siyasetin iki yüzlü halleri işte. Ortada bir yarış var. Kazanılsın da, nasıl kazanılırsa kazanılsın!
“Her şey güzel olacak” ya da “Her şey daha güzel olacak” nasılsa!