Hırdavat sektörü, yılın ilk yarısında yüzde 15 büyüdü
HIRDAVAT SEKTÖRÜ, 2019’UN İLK YARISINDA YAKLAŞIK YÜZDE 15 BÜYÜDÜ. İHRACATIN ÖNEMLİ SEKTÖRLERİNDEN OLAN HIRDAVAT VE ARMATÜR SEKTÖRLERİ, YERLİ ÜRETİM VE DÜNYAYA İHRACAT İÇİN GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRDİ.
Hırdavat sektörü, 2019’un ilk yarısında yaklaşık yüzde 15 büyüdü. İhracatın önemli sektörlerinden olan hırdavat ve armatür sektörleri, yerli üretim ve dünyaya ihracat için güçlerini birleştirdi.
Ortak işler yapan iki sektörün önemli kuruluşları, Hırdavat Sanayici ve İş Adamları Derneği (HISİAD) ve Armatür, Valf, Musluk, Tesisat Ekipmanları ve Vana Sanayicileri Derneği (ARMATÜR), iyi niyet protokolü imzaladı. Yapılan protokol kapsamında, iki derneğin etkinlikleri birbirlerine açık olacak. Hedefte ise yerli üretimi artırmak, bu ürünleri tüm dünyaya ihraç etmek var.
HISİAD Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, iki derneğin ortak işler yaptığını ve ortak paydaşlarının olduğunu belirtti. Hırdavat sektörünün Türkiye’de yaklaşık 8 milyar dolar gibi bir hacme sahip olduğunu vurgulayan Çetin Tecdelioğlu, ihracat hakkında şöyle konuştu: “2019 yılı, sektörde ihracatımızı arttırdığımız ve büyüttüğümüz bir yıl. 2019’un ilk yarısı sektörümüzde yaklaşık yüzde 15 büyüme var. El aleti, kilit, bağlantı elemanları, menteşe ve kesici takımlar, zımpara, mobilya aksesuarları çerçevesinde 91 tane GTİP oluşturduk. Bizim ürünümüzün ortalama 5 buçuk dolar civarında bir fiyatı var. Öne çıkan ülkelerde ilk sırada Almanya, ikinci sırada Irak geliyor. Baktığımız zaman ilk 10 ülkeden 5 ya da 6 tanesi Avrupa ülkesi. Fransa, İtalya, Almanya, Belçika var. Avrupa gibi kalite beklentisi yüksek olan ülkelere hırdavat ürünü satabiliyorsam, arkadaşım armatür ve musluğunu satabiliyorsa tüm dünyaya da satabiliriz. Onun için hedefimiz dünya. Örneğin; bir fuara katılırsak iki dernek olarak tek bir standı paylaşabiliriz. Reklama giriyorsak beraber yapabiliriz. Seminer ve toplantı yapabiliriz. Pazar araştırmasını da beraber yapabiliriz. İş birliklerinden kast ettiğimiz de bu.”
ARMATÜR Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan ise armatür sektörünün yaklaşık 3 milyar dolar gibi bir ithalatının olduğunu belirterek, buna karşılık, 2 milyar dolara yakın bir ihracatın olduğunu ifade etti. Ürünlerinin 11 ila 15 dolar arasında değiştiğini açıklayan Turhan, çoğu ürünlerin orta veya yüksek teknoloji gerektiren ürünler olması sebebiyle katma değerli ürünler olduğunu söyledi. Dernek adına Güney Amerika pazarının çok önemli bir pazar olduğunun altını çizen Turhan, “Orada belli ülkeler var. Bu ülkelerin bazılarına Türkiye’den hemen hemen hiç ihracat yapılmıyor. Ama hem talep hem de Pazar var. Burada da özellikle Arjantin, Brezilya, Meksika, Kolombiya hedef ülkelerimiz. Asya tarafında Çin bize uzak gibi görünse de Çin de bizim için önemli bir pazar. Onun yanında Hindistan ve Pakistan da var. Şu andan itibaren biz bunları hedefimize aldık. İhracatçılar Birliği’nin de desteğiyle kendi sektörümüze özel bir Ur-Ge yapmak istiyoruz. Bununla alakalı şu ana kadar 15-20 firmamız talebi iletti. Biz de derneğimizin çatısı altında buna vesile olmak istiyoruz” dedi.
Tecdelioğlu, sektörün yapısı ile ilgili şu bilgileri verdi: “Tesisat, vana ve benzeri, tamamen inşaat malzemelerinden oluşuyor. Endüstri ve makine ile de buluşan çok noktası var ama yüzdesel olarak baktığımızda yüzde 60’dan fazlası inşaat malzemesinden oluşuyor. İnşaatta, makinede, tesisatta, ısıtma-soğutma- havalandırmada olsun dünyada bunların olması gereken markalarını veren karar vericiler var. Yurt içinde bununla ilgili teknik odalar ve birlikler var. Buralarda bugün bizim kendi temsiliyet gücümüz olmadığı ve böyle bir dernek olmadığı için kodu yazdığınızda örneğin direk Avrupa’yı ya da Amerika’yı işaret ediyor deyip kimseyi uyarmamışız. Hırdavatta da keza öyle. Yani el aletlerinde de, kesici takımlarında da öyle. Biz bu algıyla Türkiye’nin hırdavat ihtiyacını karşılarız. Milli olarak karşılarız. İthalatçılara karşı kurulmuş bir dernek değiliz biz. Bizim içimizde sektörde temsiliyet gücü olan, yıllardır ithalat yaparak Türkiye’ye hizmet eden ithalatçı firmalarımız da var. Biz onları da aldık. O firmanın global merkezine biz nasıl mal satabiliriz, onun derdindeyiz. O firma belki Türkiye’ye mal satamıyor olabilir ama onun globalde bir merkezi var. Dünyada başka ülkelerde şirketleri var. Madem o bizim ülkemizde mal satıyor, biz neden ona Türk malı satmayalım? İki sektör birleşince aşağı yukarı 10 milyar dolar ihracat olur.”