Hastane ortamı dışında yapılan saç ekimleri Türkiye’nin sağlık turizmini tehdit ediyor
İSTANBUL’DA HER GÜN BİNLERCE BİN SAÇ EKİMİ YAPILIYOR. SAÇ EKİMİ YAPTIRMAK İÇİN SON DÖNEMDE ÖZELLİKLE AVRUPALILAR ÜLKEMİZE GELİYOR. UZMANLAR DA SAĞLIK TURİZMİNDE REVAÇTA OLAN SAÇ EKİMİNİN DOKTORLAR TARAFINDAN YAPILMASI GEREKTİĞİNE DİKKAT ÇEKİYOR. AMELİYATHANE STANDARTLARINI KARŞILAMAYAN YERLERDE YAPILAN BAŞARISIZ UYGULAMALARIN SAĞLIK TURİZMİ İÇİN TEHDİT OLUŞTURDUĞUNU BELİRTEN NİŞANTAŞI HASTANESİ UZM. DR. YUSUF TOPAL, HASTANE ORTAMINDA YAPILMAYAN SAÇ EKİMİ UYGULAMALARI SEBEBİYLE TÜRKİYE’NİN SAĞLIK TURİZMİNDEKİ İTİBARININ ZEDELENECEĞİNE DİKKAT ÇEKİYOR.
İstanbul’da her gün binlerce bin saç ekimi yapılıyor. Saç ekimi yaptırmak için son dönemde özellikle Avrupalılar ülkemize geliyor. Uzmanlar da sağlık turizminde revaçta olan saç ekiminin doktorlar tarafından yapılması gerektiğine dikkat çekiyor. Ameliyathane standartlarını karşılamayan yerlerde yapılan başarısız uygulamaların sağlık turizmi için tehdit oluşturduğunu belirten Nişantaşı Hastanesi Uzm. Dr. Yusuf Topal, hastane ortamında yapılmayan saç ekimi uygulamaları sebebiyle Türkiye’nin sağlık turizmindeki itibarının zedeleneceğine dikkat çekiyor.
Sağlık turizminin lokomotifi olan saç ekimi, Türkiye’de önemli bir pazar payına sahip. DEİK verilerine göre saç ekim ve estetik cerrahide 2018 yılında Türkiye’nin yaklaşık 1 milyar doların üzerinde cirosu olurken bu rakamın yüzde 85’ini saç ekimi oluşturdu. Özellikle Avrupalı hastaların rağbet gösterdiği saç ekiminde hastane dışında yapılan başarısız uygulamalar tehdit oluşturuyor. Nişantaşı Hastanesi Uzm. Dr. Yusuf Topal, “Saç ekiminde en önemli nokta doktor uygulamasıdır. Hastane dışında ve ameliyathane şartlarını karşılamayan saç ekimi uygulamaları, Türkiye’nin bu pazarda itibarını kaybetmesine sebep olurken sağlık turizminde önemli bir uygulama olan saç ekiminin başka ülkelere kaymasına yol açıyor” dedi.
Topal, bu gidişatın özellikle Avrupa ülkeleri, MENA Bölgesi (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) ve Arap Yarımadası’ndan gelen hastaların kaybedilmesine sebep olacağını ifade etti.
Başarısız operasyonlar saç derisine zarar veriyor
Saç ekim yöntemlerinin yanlış uygulanması veya cildi beslemeden yapılan saç ekimlerinden sonuç alınmadığı gibi, bu tür uygulamaların aynı zamanda saç derisine de zarar verdiğini kaydeden Topal, “Öncelikle hasta muayene edilerek, saç ekimine gerek olup olmadığı tespit edilir. Saç ekimi uzmanı muayenesinde saç köklerinin yaşadığını veya geçici bir dökülme yaşanıldığı tespit ederse saç köklerini güçlendirecek tedaviler uygulanır. Yaş, hormonlar ve ailesel kalıtıma bağlı olarak saçı dökülen kişilerde saç ekimi uygulaması yapılır. Bununla birlikte yanık sonucu saç ya da kaşlarda oluşan çıplak alanlara, estetik operasyon sonucu ve hastalık sebebiyle saç dökülmesi oluşan saçsız bölgelere de saç ekimi uygulanabilir” dedi.
Saç ekiminde en başarılı yöntemin DHI olduğuna değinen Topal, bu yöntemin uzman dermatolog tarafından uygulandığı zaman hem daha sık saç ekimine olanak tanıdığına hem de kök kaybı yaşanmadığını vurguladı.
Kansızlık, çinko ve demir eksikliği gibi dahiliye problemleri saç ekimini etkiliyor
Saç ekimi yapılmadan önce hastanın muayene sırasında birtakım testlerden geçtiğini söyleyen Topal, kansızlık, çinko ve demir eksikliği gibi dahiliye problemlerinin saç köklerini zayıflattığını ve uygulamanın başarısını etkilediğini kaydetti.
Topal, hastanın dahiliye problemlerinin giderildikten sonra saç ekimi uygulaması yapılması gerektiğinin tam sonuç alabilmek için öncelikli olduğunu söyledi.
Saç ekim işleminin bir kere yapılmasına ve saç derisine en fazla 3 bin 500-4 bin saç kökü eklenebildiğini belirten Topal, hastanın ekim sürecinden sonra bir yıl boyunca takip edilerek tedavinin tamamlanmasını vurguladı.