Reklam
tvTürk
SON DAKİKA

HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası Başkanlar Kurulu toplandı

HAK-İŞ/HİZMET/İŞ SENDİKASI BAŞKANLAR KURULU, BAŞKANLIĞINDA ANKARA’DA TOPLANDI. HAK-İŞ GENEL BAŞKANI MAHMUT ARSLAN, 15 TEMMUZ TÜRKİYE’NİN GERÇEKTEN YAKIN BİR TEHDİTLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUNUN EN SOMUT GÖSTERGESİDİR. TÜRKİYE’Yİ KENDİ KONTROLLERİNDE EDİLGEN BİR ÜLKE OLARAK YÖNETME HESAPLARI DEVAM ETMEKTEDİR. BUNUN FARKINDA OLMAMIZ GEREKİYOR” DEDİ.

  • Diğer
  • 03 Nisan 2019
  • 141 KEZ OKUNDU

HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası Başkanlar Kurulu Ankara’da toplandı. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, “15 Temmuz Türkiye’nin gerçekten yakın bir tehditle karşı karşıya olduğunun en somut göstergesidir. Türkiye’yi kendi kontrollerinde edilgen bir ülke olarak yönetme hesapları devam etmektedir. Bunun farkında olmamız gerekiyor” dedi.

HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası Başkanlar Kurulu toplantısında 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, seçimlere yüzde 83’ün üzerinde bir katılım olduğunu vurgulayarak, “Bu yerel seçimlerde yine Türkiye gibi demokratik ülkelerde bir rekor katılımdır. HAK-İŞ olarak yaklaşık bir buçuk ay bütün Türkiye’de seçim gündemini değerlendirdiğimiz toplantılar yapmıştık. Bütün bu toplantılarda milletimize çağrımız sandığa gitmek olmuştur. Milletimiz bu çağrılara cevap vermiştir. Milletimizin sandığa giderek aslında demokrasiye güvenmesi, milli iradenin ne kadar kıymetli olduğu konusunun altını çizmesi amacıyla epey önemliydi” diye konuştu.

Sandıkların kapanmasıyla beraber çok kısa zaman içerisinde birkaç ilin dışında sonuçların hemen hemen şekillendiğini belirten Arslan, seçim sisteminin, seçim kurullarının, seçim kurullarında siyasi partilerin temsilinin ve Türkiye’nin bu konudaki büyük tecrübesinin Türkiye’yi dünyada ön sıralara taşıdığını belirtti. Sandık sonuçlarına hep birlikte saygı göstermek gerektiğini belirten Arslan, siyasilerin ve liderlerin seçim sonrası yaptıkları barışçıl açıklamaların altını çizerek, Türkiye’de gerginlik beklenen bu sürecin olumlu ve liderlere yakışır şekilde yürütüldüğünü söyledi. Türkiye’nin bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğunu söyleyen Arslan, bu beka sorununun Türkiye’nin kendisinden değil çevresindeki şartlardan oluştuğunu belirterek, “15 Temmuz Türkiye’yi işgal ve darbe girişimini kontrollü bir darbe girişimi gibi tamamlamak şehitlerimize, gazilerimize ve milletimize büyük bir suçlamadır. 15 Temmuz Türkiye’nin gerçekten yakın bir tehditle karşı karşıya olduğunun en somut göstergesidir. Türkiye’yi kendi kontrollerinde edilgen bir ülke olarak yönetme hesapları devam etmektedir. Bunun farkında olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin işsizlikle mücadeledeki önemli yolunun doğrudan yatırımlar olduğunu kaydeden Arslan, doğrudan yatırımların istedikleri düzeyde olmadığını belirterek, “Hükümetin gerek teşvikler, gerek istihdam oluşturmada yapılan bütün teşvikleri olumlu buluyoruz fakat bunlar asla köklü seçimler değil. Bu Türkiye’nin işsizliğine uzun vadede köklü seçim olmaktan uzaktır. O zaman Türkiye mutlaka yatırımları çoğaltmalı, güçlendirmeli ve yatırımların bu konudaki karşılığı olan işsizliği azaltarak istihdamı arttırmalıdır” ifadelerini kullandı.

Arslan, taşerondan kadroya geçen kişilere henüz enflasyon farklarının ödenmediğini belirterek, “Bu durum arkadaşlarımızın beklentilerini karşılamamış ve bizi adaletsiz durumla karşı karşıya getirmiştir. Türkiye ve AK Parti hükümetleri bütünüyle 2002’den bu yana kamuda çalışanların ücretlerini hep enflasyonun üzerinde rakamlarla sonuçlandırmıştır. Kamuda çalışanların, emeklilerin enflasyon farklarının ödenmesine rağmen kamuda kadroya geçenlerin, geçemeyenlerin yüzde 4 zamlarının kamuda değiştirilmemesi, farkların ödenmemesi çalışanlarımızı ciddi şekilde üzmüştür. Buradan bir kez daha çağrı yapıyorum. Hükümetimizin bunu bir an evvel gündeme alıp bu konunun süratle çözüme kavuşturulmasını istiyoruz” dedi.

Taşeron düzenlemesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Arslan, sözlerine şöyle devam etti:

“Taşeron düzenlemesiyle ilgili ilk yapılan değerlendirmelerde o dönemde sayın bakanla yaptığımız görüşmelerde de hem talebimiz hem de bakanlığın iradesinin çalışanların geçiş döneminde olduğu gibi kendi iş kollarında çalışmaya devam etmesi yönünde olduğunu biliyorum. Ama daha sonraki müdahalelerle büyük çabalarla örgütlediğimiz arkadaşlarımızın bir kararnamenin bir maddesine dayanılarak 2020’den itibaren sendikalarımızdan kopartılmak istenmesine de açıkça karşıyız. Kadro alamayan bütün taşeron şirketlerde çalışan arkadaşlarımızın kadro alabilmesi için de talebimizi açıkça seslendirmeye devam edeceğiz.”

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ