Gürcistan’dan geldi, Bursa’da sağlığına kavuştu
GÜRCİSTAN’DAN BİR BUÇUK AY ÖNCE BİLİNCİ KAPALI OLARAK BURSA’YA GETİRİLEN VE ‘HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM’ TEŞHİSİ KONULAN NİNO JOJUA SAĞLIĞINA KAVUŞTU.
Gürcistan’dan bir buçuk ay önce bilinci kapalı olarak Bursa’ya getirilen ve ’Hemolitik Üremik Sendrom’ teşhisi konulan Nino Jojua, sağlığına kavuştu.
Gürcistan Tiflis’te göç idaresi memuru olarak çalışan 31 yaşındaki Nino Jojua bulantı, kusma ve ishal şikayetleri ile Gürcistan’da hastaneye kaldırıldı. Ayakta tedavi edildikten sonra eve gönderilen Jojua, birkaç gün sonra durumunun ağırlaşmasıyla birlikte ağır solunum yetmezliği ve böbrek yetmezliği teşhisiyle tekrar hastaneye kaldırıldı. Durumunun kritik olduğu belirlenen Jojua, ailesi ve dostlarının tavsiyesi üzerine ambulans uçak ile Bursa’ya getirildi. Özel Medicana Bursa Hastanesi’nde 50 günlük yoğun bakım tedavisi sonrasında Jojua sağlığına kavuştu.
Nino Jojua’nin böbrek fonksiyonlarının bozulduğunu ve hastanın entübe olarak geldiğini belirten Nefroloji Uzmanı Dr. Burak Canver, “Tetkikleri incelenen hastaya hemolitik üremik sendrom teşhisi konuldu. Bu sendroma yol açan E.coli isimli bakteri hastanın kanında tespit edildi. ’Hemolitik Üremik Sendrom’ hastalığı mikrop bulaşmış ve iyi temizlenmemiş gıdalardan kaynaklanır. Bu süreçte, önce zehirli ishal ardından şiddetli bir böbrek yetmezliği, yüksek tansiyon, koma, idrara çıkamama ve sonunda hayatın kaybedilmesine kadar giden riskler olabilir. Hasta bize geldiğinde genel durumu kötü, bilinci kapalı ve solunum cihazına bağlıydı. Geldiği ilk gün hızlıca plazmafere tedavisine başlandı. 15 gün boyunca hastaya günlük plazmaferez ve gerektiğinde hemodiyaliz tedavisi uygulandı. 20. günde hastanın idrarı gelmeye başladı. 30. günde hasta artık hemodiyalize girmiyordu. 45. günde hastanın böbrekleri tamamen normale döndü. 50. günde hasta tedavisi düzenlenerek sağlıklı bir şekilde ülkesine dönmek üzere taburcu edildi” şeklinde konuştu.
50 gün boyunca komada kaldığını ve uyandığında yoğun hafıza kaybı yaşadığını söyleyen Nino Jojua ise, “Kendime geldiğimde bilmediğim bir yerdeydim. Çevremdeki kişiler bilmediğim bir dili konuşuyordu. Başka bir dünyadaydım. Ne olduğunu anlayamadım. Abim bana yaşananları yavaş yavaş anlattı. Günden güne anlamaya çalıştım. Şu anda kendimi çok daha iyi hissediyorum. Sağlığıma kavuşup yeniden ayağa kalkmaktan dolayı mutlu oldum. Hiçbir şey yokken böyle bir hastalığa yakalanmak büyük şansızlık ama buraya gelmek ve yoğun bakımdan sağlıklı bir şekilde çıkmak benim için büyük şanstı. Bugünlerde kendimi yeni doğmuş gibi hissediyorum” dedi.
Yoğun bakım süresince kardeşini bir dakika bile yalnız bırakmayan Jumber Jojua ise, “Kardeşimin yoğun bakıma alınmasından sonra acilen bir karar vermemiz gerekiyordu. İki saat gibi kısa bir süre içerisinde Bursa’ya getirilmesine karar verdik. Türkiye’de hastanelerin ve yoğun bakım koşullarının çok iyi olduğunu biliyorduk. Bu sebeple arkadaş ve dostlarımızın tavsiyesi üzerine özel ambulans uçak ile Medicana Bursa Hastanesine geldik. Uçakta gelirken çok endişelerim vardı. Fakat Yenişehir Havaalanında bizi bekleyen bir ambulansın olduğunu görünce endişelerim bir nebze olsa da azaldı. En önemlisi hastaneye geldiğimizde tedavi aşamalarını adım adım anlattılar. Bizi bilgilendirdiler. Nefroloji Uzmanı Dr. Burak Beye çok güvendik. Hep kardeşimin uyanmasını hayal ettik. Onun sayesinde kardeşimin sağlık durumu şu an çok iyi. Kendisine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.