Gökyüzü İpek Yolu Projesi’nin ilk duyurusu Tahran’da yapıldı
İRAN’IN BAŞKENTİ TAHRAN’DA DÜZENLENEN ULUSLARARASI KONFERANSTA GÖKYÜZÜ İPEK YOLU PROJESİ’NİN İLK DUYURUSU YAPILDI.
TAHRAN (İHA) – İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen uluslararası konferansta Gökyüzü İpek Yolu Projesi’nin ilk duyurusu yapıldı. Konferansa katılan Atlasglobal Yönetim Kurulu Başkanı Ali Murat Ersoy, proje ile Avrupa ve Orta Doğu merkez hava üssünün İstanbul olacağını belirterek, “Yabancı yatırımlar için Türkiye tekrar odak noktası ve en çok talep gören yatırım yapılacak ülke haline gelecek” dedi.
İran’ın başkenti Tahran’da yer alan Şehit Beheşti Üniversitesi’nde düzenlenen bir organizasyon ile SNITC (South and North International Trading Cooperation) işbirliği ile The Sky Silk Road (Gökyüzü İpek Yolu) Projesi ele alındı. Başta Türkiye, İngiltere, İsviçre, İran ve Rusya olmak üzere farklı ülkelerden katılımcıların da bulunduğu uluslararası konferansta, Türkiye bacağı adına Atlasglobal Yönetim Kurulu Başkanı Ali Murat Ersoy sunum yaptı. Projenin ilk duyurusunun yapıldığı konferansta Dr. Mohammadesmaeil Fadaeinejad, Dr. Sayed alaeddin Vahid Gharavi, Birleşik Krallık SNITC Başkanı Prens Firooz Alexander Sefre Zand, Mahmood Bahmani, İran Havayolları Kaptanı Saeed Hassankalhori de konuşma gerçekleştirdi.
“Gökyüzü herkese aittir”
Birleşik Krallık SNITC Başkanı Prens Firooz Alexander Sefre Zand, dünyanın bazı noktalarında fakirlik ve adaletsizliğin kendini gösterdiği bazı noktalarında ise kültürel ve ekonomik gelişmelerin yaşandığına dikkat çektiği konuşmasında, “Sınırlar bazı dünya sorunlarının başka noktalara taşınmasını engelleyemeyebilir. Örneğin yönetim sorunundan kaynaklanan çevre sorunları, hepimiz için bir uyarıdır. Öte yandan mültecilerin farklı ülkelere sığınmasını hiçbir duvar engelleyemez” dedi.
“Gökyüzü İpek Yolu Projesi farklı ülkeler arasında bilgi koordinasyonuna ve farklı sahalarda işbirliği yapabilmesi doğrultusunda kullanılacak” diyen Sefre Zand, “Söz konusu platform sınırları aşarak, dünyanın farklı noktalarında işsizliğe meydan okuyacaktır. Bence gökyüzü, hangi ırktan olursak olalım, hangi ülkenin vatandaşı olursak olalım, hepimizin tek bir çatı altında yer aldığımızı gösteren bir semboldür. Söz konusu projede gökyüzü herkese aittir” ifadelerini kullandı. Sefre Zand konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Ofislerimizin faaliyete geçeceği temel ülkeler arasında Rusya, Pakistan, Özbekistan, İran, Türkiye, İsviçre ve Birleşik Krallık yer alıyor. Sefre Zand açıklamasında söz konusu projenin herhangi bir ülkenin veya para biriminin kontrolünde olmadığının altını çizerek “Bu vesile ile hiçbir ülkenin tek başına tek taraflı kararlar alması önlenecektir. Projemizde enerji, maden, sağlık, turizm ve eğitim önceliktedir. Bu Platform diplomatik düzeyde de kullanılabilir.”
Ersoy: “En büyük tehlike: Monopolleşen arama motorları”
Doğu dünyasında ekonomik açıdan kalkınma yaşaması için başta bilgi teknolojisine yatırım yapılması gerektiğine vurgulayan Atlasglobal Yönetim Kurulu Başkanı Ali Murat Ersoy, “Gökyüzü İpek Yolu Projesi sayesinde doğu dünyasının kalkınmasını sağlayabiliriz” dedi. Projenin 2013 yılında Çin’de başladığını, platform sayesinde farklı ülkelerin bir biri ile ilişkilerinin arttığını belirten Ersoy “Batı dünyasının, doğulu tüketicilerinin davranışlarını kontrol etmesine izin vermememiz gerekiyor” ifadesini kullandı.
İstanbul’un en önemli geçitlerin arasında ilk sırada yer aldığını hatırlatan Ersoy, “İstanbul, iki kıtanın birbirine bağlanma noktasıdır. İstanbul, doğu ve batı dünyasının bir birine bağlandığı nokta olarak aynı zaman da bu iki dünya arasındaki bağlantı verilebilen en kısa yoldur. Doğu ve batı arasında ele alabileceğimiz diğer bir ara geçit ise İran’dır. İran komşu ülkesi Türkiye’nin vasıtasıyla ikinci ara geçit noktası olarak hizmet verme imkanına sahiptir” şeklinde konuştu.
Doğu dünyasının gelişimi için bilgi teknolojisinin önemini vurgulayan Ersoy, “Bu doğrultuda en büyük tehlike ne olabilir sorusunun cevabı, monopolleşmiş arama motorlarıdır. Örnek verecek olursak Google arama motoru. Google dünya piyasasında yüzde 60’lık bir paya sahip olmakla beraber 100’ü aşkın dilde hizmet vermekte. Google’ın piyasa değeri 750 milyar doların üzerindedir. Bunun karşısında, doğu dünyasındaki rakip arama motorları olarak Çinli Baidu ve Rusya’nın Yandex arama motorları yer alıyor. Baidu’nun piyasadaki payı yüzde 6’ının altında ve Yandex’in ise yüzde 4’ten az. Dolayısıyla dijitalleşmenin büyük bir güç kaynağı olduğunu ve her şeyi kontrol etmemize yol açacağını unutmamalıyız. Dijitalleşmeliyiz. Dijitalleşmezsek, piyasayı kaybedeceğiz, oyundan geri kalacağız. Yine piyasadaki talepleri kontrol ettiklerinde, bir sonraki aşamada ülkenizdeki demokrasiyi kontrol etmelerine, artık sizin hayatınız değilmişçesine hayatınızı kontrol ettiklerine de tanıklık edeceğiz” diye konuştu.
“65 ülke bu projenin kapsamına giriyor”
Konferansın ardından İHA’ya açıklama yapan Ersoy, konferansın ve projenin önemine değinerek, “Silk Road, Çin’in öncülük ettiği, 2013’te dünyaya duyurusunu yaptığı dünyanın en önemli yatırım projelerinden bir tanesi. Projenin büyüklüğü yaklaşık dünya milli gelirinin yüzde 40’ına dokunuyor, dünyadaki nüfusun da yüzde 50’sine değen bir proje. Yaklaşık 65 ülke bu projenin kapsamına giriyor. Bu ülkeler bu projeden herhangi bir şekilde etkilenecek, bir şekilde ekonomik işbirliği yapacak, direk veya dolaylı etkileneceklerdir” dedi.
“Proje bugün dünya kamuoyuna ilan edilmiş oldu”
Projenin Türkiye’ye etkilerine değinen Ersoy, şunları kaydetti:
“Sky Silkroad Projesi’nin ilk defa bugün dünyaya duyurusu yapıldı. Kapsamları kısaca üzerinden geçildi, ağırlıklı hangi ülkeleri kapsayacağı bugün dünya kamuoyuna ilan edilmiş oldu. Projenin Türkiye için önemi, yapılan açıklamalarla ortaya konmuş oldu. Proje, doğu ile batının birleşmesi ile ilgili. Uzak Doğu insanlarının devlet desteği ile batıya seyahat ettirilmesi. Bunun paralelinde ciddi bir turizm trafiğinin, ulaşım hareketliliğinin kargo hareketliliğinin ve enerji transfer hareketliliğinin olacağını gösteriyor.”
“Avrupa ve Orta Doğu merkez hava üssü İstanbul olacak”
Projenin ana yatırım sektörlerinin başında turizmin taşımacılık sektörünün, kargo transferinin ve enerji transferlerinin geldiği ifade eden Ersoy, “Projenin Avrupa ve Orta Doğu merkezinin İstanbul olacağı da bugün ilk kez ilan edilmiş oldu. Proje dört tane taşımacılık sektörünü kapsıyor. Bunlardan biri karayolu taşımacılığı, diğeri denizyolu, demiryolu ve havayolu taşımacılığı. Havayolu kısmının da adı Sky Silk Road. Bunun deniz yolu ilk aşamada Yunanistan üzerinden Avrupa’ya dağılımı için kararlaştırılmıştı. Demiryolu Türkiye üzerinden de geçiyor, karayolu kısmen geçecek ama bu toplantıda projenin Avrupa ve Orta Doğu merkez hava üssü İstanbul olarak ilan edildi. Proje Türkiye’ye çok büyük bir ekonomik gelecek vaat ediyor. Yüz milyonlarca turist İstanbul üzerinden bütün dünyaya dağılacak. Bunun nedeni de özellikle İstanbul Havalimanının dünyadaki konumu. Doğu ile batı arasında en kısa iki uçuşla bağlantılı uçuş yapılabilecek olması. Türkiye’nin doğal güzellikleri, alt yapısı ve çevresi ile entegre en ideal destinasyonlardan birisi olması, doğu ile batı arasında ideal bir köprü olması hem de laik bir ülke olarak yönetildiği için de batı ile doğu arasındaki din için iyi bir köprü oluşturması. Hem batı hem de doğu için de en tercih edilen nokta Türkiye olarak belirlendi” ifadelerini kullandı.
“Döviz girişimizde çok ciddi bir artışlar olacak”
“Projenin bir sonraki bacağında Türkiye’ye ciddi yatırımların gelmeye başladığını göreceğiz” diyerek konuşmasını sürdüren Ersoy, “Türkiye’deki ekonomik büyümenin kesintisiz olarak devam ettiğini göreceğiz. Bugüne kadar Türkiye’de yaşanılan sorunlarda cari açığımız ya yurtdışında yapılan özelleştirmelerle elde edilen döviz gelirleriyle kapatılmaya çalışılıyordu ya da uzun vadeli borçlandırma ile kapatılmaya çalışılıyordu. Bu proje hayata geçtiği zaman Türkiye’nin döviz gelirlerinde lehimize ciddi bir dengede dönüş olacak. Döviz girişimizde çok ciddi artışlar olacak. Bu yönde de döviz açıklarımız kapanmaya ve cari hesabımız artı vermeye başlayacak. En önemlisi Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgesel siyasi gelişmelerden ve çevresindeki olumsuzluklardan dolayı şu an yavaş seyreden yabancı yatırımlar için Türkiye tekrar odak noktası ve en çok talep gören yatırım yapılacak ülke haline gelecek. Yurtdışındaki birçok yatırımcı öncelikli olarak bu gelecek trafikten pay sahibi olabilmek için Türkiye’de yatırım yapma yarışına girecek. Bunu çok kısa bir süre içinde hissedeceğiz. En fazla 2 sene içinde Türk ekonomisine olumlu etkileri yansıyacak. Bugüne kadar korktuğumuz dövizdeki hareketlenmeler bundan sonradaki dönemde olmayacağını ve bu istikrarın artarak devam ettiğini hep birlikte izleyeceğiz. Bu projenin büyümesi ile kapsama alanının genişlemesiyle, Türkiye’deki payının artması ile bu olumlu gelişmeleri hep beraber yaşayacağız” şeklinde konuştu.
“Bu ileriye dönük, kesintisi bir büyümenin işareti”
Ersoy, projenin turizm sektörüne olumlu bir etkide bulunacağını sözlerine ekleyerek açıklamasını şu şekilde tamamladı:
“Uzak Doğu turisti uzun süreli kaldığı için alışveriş ağırlıklı bir harcama türüne sahip. Bu nedenle de kişi başına turist harcamasında Avrupa pazarına göre en az yüzde 70-80 daha fazla harcama yapan bir Pazar. Bunu ilk aşamada şu şekilde yaşayacağız. Türkiye’deki doluluk oranlarında yüzde 35’e yakın bir artış göreceğiz, gelir ortalamasında da kişi başı geceleme gelirlerimizde de yüzde 50’nin üzerinde bir artık olarak ekonomimize yansıyacak. Daha da önemlisi kişi başına turistten elde ettiğimiz gelirde de en az yüzde 50 oranında artış olacağını tahmin ediyoruz. Bunların hepsi bir araya geldiği zaman ve turizmden de 52 farklı sektörün etkilendiğini düşünürsek Türkiye ekonomisinin genelinde büyük bir büyüme, hızlı bir gelişmeye rastlayacağız. Bu da tüm sektörlere yansıyacağı için sadece turizmciler değil ekonominin paydaşı olan bütün yatırımcılar, bütün çalışanlar olumlu yönde etkilenecek. Ama en önemlisi her zaman söylediğim gibi bu ileriye dönük, kesintisiz bir büyümenin işareti ve garantisi haline gelecek. Türkiye üzerinden bu yolcu trafiğinin dağıtımın yapılıyor olması, ülkemizin aynı zamanda bu projenin finans merkezi olacağını da gösteriyor. Büyük bir para akışı Türkiye üzerinden yürümeye başlayacak. Bu da ekonomimizi çok olumlu etkileyecek. Özellikle sunumda benim de başka konuşmacıların dikkatini çektiği bir konu vardı. Para birimlerine karşı bu sistemin korunması. Projede 65 ülke paydaş olacak. En azından bu 65 ülke içerisindeki ekonomik akışın kesintiye girmemesi, herhangi bir krizle karşılaşılmaması için farklı ortak bir para biriminin oluşturulması ve bu para biriminin kullanılmaya başlanması önem arz etmektedir. Bu hayata geçirilebilirse herhangi bir olağandışı krize karşı bu 65 ülkenin ekonomisi korunmuş olacak ve bu ülkeler en az seviyede yapay krizlerden etkilenecek bir finansal yapıya sahip olacaklar. Bu da projenin finansal geleceği açısından bir sigortalanma olacak diyebiliriz. Eğer proje eksiksiz olarak hayata geçirilebilir ise Türkiye’ye çok olumlu yansımaları olacak. Bizim için mutlu yanı bugün Türkiye, bu işin Orta Doğu ve Avrupa merkezi olarak ilan edildi. Ülke olarak bu projeye ne kadar konsantre olursak, bu projeyi ne kadar sahiplenirsek bundan da o kadar yüksek pay alacağız demektir. Payımızı ne kadar büyütebilirsek elde edeceğimiz kazanımlar, vatandaşlarımıza ek iş, ek gelir artışı olarak yansıyacaktır.”
Nabi: “Gökyüzü herkesin paylaşabildiği eşsiz bir şey”
SNITC (Kuzey ve Güney Uluslararası Ticaret Kurumu) Başkan Vekili ve Ticari Direktörü Milad Daei Nabi, Gökyüzü İpek Yolu Projesinin, dünyanın farklı bölgelerini birleştiren eşsiz bir sistem olarak tasarlandığını söyleyerek, “Doğudan başlayıp Batıya kadar devam ediyor. Mesela, Doğu’da Çin’den başlayarak, İran üzerinden devam ederek, Avrupa’yla Ortadoğu’yu birleştiren, Türkiye’ye ve oradan Avrupa’ya son olarak da İngiltere’deki SNITC temsilcilerine ulaşıyor” dedi.
Konseptin eşsiz bir fikri altyapıya sahip olduğunu tekrarlayan Nabi, gökyüzünün, herkesin paylaştığı yegane şey, olduğuna dikkat çekerek, “Sadece İpek Yoluyla ve e-lojistikle alakası yok, bir zihniyetle alakalı; gökyüzü herkesin paylaşabildiği eşsiz bir şey. Bu konseptte, hepimiz aynı çatının altında yaşıyoruz. SNITC’nin bildirisinde bahsedilen amaç, herkese ait olan gökyüzünün, herkesin erişimine açık kılmaktır. Böylece HUB’lar oluşturtarak, bu rota üzerindeki ülkelere, e-lojistik vasıtasıyla, ileri teknoloji endüstrinin ve elbette, üretim hizmetlerinin birçok çeşidine erişimin sağlanmasını ve fayda sağlamayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ortaklarımızı seçerken çok dikkatli davranarak Atlas Global’i seçtik”
Etkinliğe ev sahipliği yapan Şehit Beheşti Üniversitesi’nin ABA Bilim Kurumunun da proje ortaklarından olduğunu söyleyen Nabi, “Buradaki amacımız üniversiteler, şirketler ve siyasi taraflar arasında bir etkileşim sağlamak. Gökyüzü İpek Yolu projesinin de amacı taşıyor, dediğim gibi, sadece ekonomiyle alakalı değil, kültürel anlayışların değiştirilebileceği, diplomatik ve ekonomik görüşmelerin yapılabileceği bir platform olacak” dedi.
SNITC’in kurduğu sistemin devamlılığı ve sürdürülebilirliği için Türkiye’nin önemli rolü olduğuna değinen Nabi, güçlü ortaklıkların ve üyelerin seçildiğinin altını çizerek, “SNITC farklı platformlarda ve bölgelerde temsil ediyor. SNITC Grubunda Türkiye’den de üyelerimiz ve Atlas Global gibi ortaklarımız var. Türkiye’nin rolü ve yapabileceği şey, bu projenin bütün sistemin başarısının devamını sağlamak. Bu sebeple ortaklarımızı seçerken çok dikkatli davranarak Atlas Global’i seçtik” diye konuştu.