GİMDES Başkanı Büyüközer: “İstanbul Sözleşmesi bir an önce iptal edilmelidir”
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARDA BULUNAN GİMDES BAŞKANI DR. HÜSEYİN KAMİ BÜYÜKÖZER, “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİR AN ÖNCE İPTAL EDİLMELİDİR. BU ANLAŞMA AİLENİN ALTINA KONULMUŞ BİR BOMBADIR.” DEDİ.
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili açıklamalarda bulunan GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, “İstanbul Sözleşmesi bir an önce iptal edilmelidir. Bu anlaşma ailenin altına konulmuş bir bombadır.” dedi.
Son günlerde tekrar gündeme, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili açıklamalarda bulunan Gıda İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, İstanbul sözleşmesinin bir an önce iptal edilmesi gerektiğini söyledi.
“Müslüman ülkelerdeki kadın erkek arasındaki fıtratın yok edilmesine çalışılmaktadır”
“Cumhuriyet tarihinden bu yana kadının sosyal ve siyasal hayattaki oranı hiç bu kadar fazla olmamıştır” diyen Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, “Günümüz dünyasında özellikle de son yıllarda kadın en üste çıkarılarak kadın erkek arasında mutlak bir eşitlik, hatta pozitif ayrımcılıkla kadın daha yüksek gösterilerek Müslüman ülkelerdeki kadın erkek arasındaki fıtratın yok edilmesine çalışılmaktadır. Bu yapılırken de kadının siyasal oy potansiyeli ve kadının nefsine hoş gelen, kadının ezilmişliği, kadının korunması, özgürlük ve eşitlik kelimeleri birer araç olarak kullanılmıştır. Sözleşmede bunlar kullanılarak toplumumuza büyük zarar verilmesi hedeflenmiştir. Daha da ötesine geçilerek kadına pozitif ayrımcılık yapılmasını üye ülkelerin çıkaracakları yasal düzenlemelerle sağlaması hüküm altına alınmıştır. Allah kadını ve erkeği yaratırken değişik hususlarda birini diğerine üstün ve farklı kılmıştır. Örneğin sosyal hayat ve çalışma hayatı konusunda.” ifadelerini kullandı.
“Bu sözleşmeden sonra boşanmalar arttı”
Güncel istatistiklerin bu sözleşmeden sonra boşanmaların arttığını belirten Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, “Bu yasadan sonra boşanmalar artmıştır, kadın cinayetleri artmıştır, kadına şiddet artmıştır, aile saadeti berhava edilmiştir. Hani, bu kadını koruyacak bir sözleşme idi? Hani 6284 sayılı kanun iyi bir kanundu. Bilakis, bu sözleşme, bu kanun, kesinlikle kadına şiddet ve cinayetlerini artırdı ve aile yapımızı yok etti. Avrupa’nın kültürel boyunduruğuna girmeyi taahhüt eden anlaşma olarak tarif edebileceğimiz bu sözleşmenin toplumun yapı taşı olan aile kurumunu tehdit etmeye devam ettiğini artık görmeliyiz.” dedi.
“Kadına şiddet olgusu üzerinden erkekler şeytanlaştırılıyor”
Ailenin çözülmesine yol açan Millî Eğitim ve Aile Bakanlığı projelerinin derhal durdurulması gerektiğini deklare eden Dr. Büyüközer, “Kadına şiddet olgusu üzerinden erkekleri şeytanlaştırma ve cinsel eşitlik adı altında sapkın cinsiyet örneklerinin şimdiden yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Üstelik cinsiyette sapkınlaşma çabalarının kanuni korumaya alınması, ileriki zamanlarda telafisi mümkün olmayan toplumsal kırılmaları beraberinde getireceği muhakkaktır. İstanbul Sözleşmesi’nin, imzalandığı günden bu yana kadına yönelik şiddeti bitiremedi ve evlilikler üzerinde yapıcı bir tesiri olmadı. Sözleşmeler toplum içindir. Yasaların veya sözleşmelerin toplumların ihtiyaçlarına göre şekillenmesine ’yaşayan hukuk’ diyoruz. Yani, hayati ihtiyaçları karşılayabilecek değişiklikler her yasa için söz konusudur. Nitekim bu sözleşmeyi farklı ülkeler farklı çekincelerle imzalamışlardır.” ifadelerine yer verdi.
“Ailenin korunması milli güvenlik meselesi haline gelmiştir”
Büyüközer, son olarak şunları kaydetti: “Aileye savaş açmış, toplum ve aileyi terörize eden İstanbul Sözleşmesi’nin, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi’nin ve bağlı uygulamalarının Avrupa ülkelerindeki gibi geri dönülmez aşamalara gelmeden iptal edilmesini istiyoruz. İnancımızla ve ahlaki değerlerimizle bağdaşmayan İstanbul Sözleşmesi aile kurumumuz çökmeden derhal fesh edilmelidir. Tanzimat’tan bu yana en büyük tehdit ailenin çözülmesi tehlikesidir. Ailenin korunması milli güvenlik meselesi haline gelmiştir.”