Reklam
tvTürk

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Güliter: “Sıcak havalarda gıdaların temizliğine dikkat edin”

GASTROENTEROLOJİ UZMANI PROF. DR. SEFA GÜLİTER; BESLENME VE YAŞAM TARZI İLE İLGİLİ ALIŞKANLIKLARIN MEVSİMLERE GÖRE DEĞİŞMESİNE DİKKAT ÇEKEREK YAZ AYLARINDA MİDE SORUNLARININ YAŞANMAMASI VE SAĞLIKLI KALMAK İÇİN ÖNERİLERDE BULUNDU.

  • Diğer
  • 13 Mayıs 2019
  • 192 KEZ OKUNDU
Reklam

Yaz aylarında mide sağlığı açısından bakıldığında genel olarak yemek yeme alışkanlıklarının, yemek yeme zamanlarının değişmesi nedeniyle mide ilişkili sorunlar görülebildiğini bildiren Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Sefa Güliter; beslenme ve yaşam tarzı ile ilgili alışkanlıkların mevsimlere göre değişmesine dikkat çekerek yaz aylarında mide sorunlarının yaşanmaması ve sağlıklı kalmak için önerilerde bulundu.

Yaz aylarında gastrointestinal sisteme ait mikrobik bulaşıcı hastalıklar olan akut gastrit, gastroenterit gibi mikroorganizmaların kendileri veya toksinleri ile oluşan besin zehirlenmeleri daha sık görüldüğünü bildiren Medicana Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Sefa Güliter, “Sıcakta gıdalar mikroorganizmalara iyi birer besin yeri haline gelirler. Sıcakta bekleyen gıdalar bu şekilde daha çabuk bozulabilir ve çürüyebilir. Özellikle beklemiş süt ve süt ürünleri, beyaz et, sütlü tatlılar, dondurma ve benzeri gıdalar mikroplar için iyi birer konaktır. Bu sebeple beklemiş gıdaların tüketilmesinden kaçınılmalıdır. Yine iyi yıkanmamış salata malzemeleri, çiğ et gastrointestinal parazitler enfeksiyonlar için iyi bir geçiş kaynağıdır. Bu sebeple meyve ve sebzelerin çok iyi yıkanması gerekir” dedi.

Besin zehirlenmeleri konusunda da önemli uyarılarda bulunan Prof. Dr. Sefa Güliter, şu bilgileri verdi: “Besin zehirlenmeleri dediğimiz durum genellikle ani başlar ve bulantı, kusma, kramp tarzı karın ağrıları, ishal, ateş gibi semptomları vardır. Genellikle semptomlar şüpheli gıda alımını takiben 1-24 saat içinde başlar ve 2-3 günde düzelir. Ancak bazı durumlarda ilaç tedavileri gerektirir. Özellikle vücudun sıvı kayıpları ishal ile artacağından vucudun sıvı kayıpları yerine konmalıdır. Kişi eğer bulantı ve kusmalar nedeniyle sıvı alamıyorsa gerekirse damar yolu ile sıvı verilmesi uygun olabilir. İshal durumu geçene kadar barsak hareketini artıran posalı gıdaların alınmaması önerilir. Genellikle ishal durumunu kesmek için ishal kesici ilaçların kullanılması hastalık oluşturan mikroorganizmaların bağırsakta kalma süresini uzatacağından uygun değildir. Besin zehirlenmesinde şikayetler 24-48 saatte kendiliğinden geçmiyor, kişinin sıvı alımını engelliyor, yüksek ateşe sebep oluyor, kanlı ishal oluyor, bilincinde bozulma uykuya eğilim oluşuruyorsa beklenmeden doktora gidilmesi gerekir. Özellikle yaşlı şeker hastalığı, hipertansiyon, böbrek hastalıkları, kalp hastalığı gibi ek kronik hastalıkları olan kişilerin böyle bir durumda vücudun da sıvı eksikliği yaşamaması daha da önem kazanır. Bu durumda olanların durumları dahada kötüleşmeden doktora başvurması önemlidir. Enfektif hastalıklar dışında da mide ilişkili bazı problemler oluşabilir.Aşırı soğuk veya aşırı sıcak gıdalar midemizin gıda duyarlılığının arttığı fonksiyonel dispepsi adını verdiğimiz bazı hastalıklarda görülen şişkinlik, yanma, ağrı gibi şikayetlerin artmasına neden olabilir.”

Toplumda sıklıkla görülen reflü hastalığının da yaz aylarında artış gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Sefa Güliter, “Yaz ayları reflü hastalığı açısından şikayetleri artırabilecek bazı durumları beraberinde getirir.Yemek yeme alışkanlıklarımızı değiştirebilir. Havanın daha geç saatlerde kararması ve bu sebeple akşam yemeklerinin daha geç saatlerde alınması ve akşam muhabbetleri ile geceye, uyku saatine yakın süreçlerde zevk için ek gıdaların alınması reflü benzeri şikayetlerin artmasına neden olabilir. Yine yazın sıcakta serinlemek amaçlı alınan gazlı içecekler gibi gıdalar reflü hastalığını tetikleyebileceğinden reflü semptomları daha sık karşımıza çıkar. Tatil sürecinde genelde sık yapılanlardan biride kontrolsüz aşırı miktarda gıda alımıdır, bu durumda da mide şikayetleri artış gösterebilir. Gastrit, reflü gibi hastalıklarda artış görülebilir. Hazımsızlık problemleri oluşabilir”dedi.

Ramazan ayının yaz sıcaklarına denk gelmesi ve yaşanacak sıvı kaybı nedeniyle de faydalı bilgiler aktaran Prof. Dr. Sefa Güliter, Ramazan Ayında mide sağlığını korumak için dikkat edilmesi gereken hususların ise şöyle sıraladı;” Yaz aylarında aşırı sıcaklar nedeniyle vucudun sıvı ihtiyacı artacaktır. Bu sebeple daha fazla sıvı alınmalıdır. Ramazan ayında oruç nedeniyle oluşan uzun süre açlık durumları ise daha sonra birden hızlı ve bol yemek yeme nedeniyle gastrointestinal sisteme aşırı yüklenme oluşturacak ve hazımsızlık gibi şikayetleri beraberinde getirecektir. Yine Ramazanda bu ani fazla yemek yeme ve sabah sahurda yemek yedikten sonra yatma gibi nedenlerle reflü hastalığında artış gözlenmektedir. Bu durumdan kaçınmak için birden bire bol yemekten ziyade iftarda başlangıçta açlığımızı giderecek şekilde yemek ve yemeğin süresini uzatmak uygun olacaktır. Sahurda alacağımız gıdalar açısından ise özellikle sıvı ihtiyacını giderecek şekilde sulu gıda alınması uygun olur. Ülser gelişiminin en sık olduğu oniki parmak barsağının başlangıç kısmının uzun süre mide asitine maruz kalması, koruyucu safra ve pankreatik enzimlerin açlık döneminde barsağa salınmasının az olması nedeniyle uzun süren açlıklar daha önceden ülseri olanlarda, sık ağrı kesici kullananlarda ülser oluşumunu tetikleyebilir. Bu nedenle daha önceden ülseri olanların, midesinde ağrı, şişkinlik, çabuk doyma gibi şikayetleri olanların ülser hastalığı gelişimi açısından dikkat etmesi gerekebilir.”

Asit düzenleyici ilaçları sahur öncesinde alınması gerektiği bilgisini veren Dr.Sefa Güliter, vücudun açlığa birkaç gün sonra uyum göstermeye başlayacağını, açlığa bağlı olarak mide salgılarının azalmasıyla birlikte sindirim sistemi hareketleri de azalacağını belirterek, “Ancak mide asidi salgılanması açlık boyunca da devam eder. Normal şartlarda, uzun süren açlıklarda mide salgısı giderek azalır ve asit karakteri zayıflar. Asit fazlalığı sorunu olanlarda ise uzun süren açlıklarda mide asit salgılanması, mide ve onikiparmak bağırsağı ülserlerinin veya mevcut gastrit bulgularının artmasına yol açabilir. Şikayeti olmayanlar oruç tutmayı deneyebilir; ancak asit fazlalığı sorunu olanların sahur öncesinde mide asit salgısını baskılayan ilaç almaları gereklidir” dedi.

Vücudun günün belli saatlerine göre sindirim olayını gerçekleştirirken, akşam ve gece saatlerinde besinlerin emilimi gündüz saatlerindeki kadar iyi olmadığını bildiren Dr. Güliter, bu nedenle iftar ve sonrasında yenilen fazla miktarda yiyecekler şişkinliğe ve uyku bozukluğuna yol açabileceğini bildirdi. Özellikle mide ve bağırsak rahatsızlığı olanlarda uzun süreli açlığın ardından fazla miktarda yenilen yemekler sindirim güçlüğü oluşturduğunu bildiren Güliter,” Yavaş yenmeli ve iyi çiğnenmelidir. İftardan 1-2 saat sonra hafif yürüyüş yapmak yararlı olabilir. Sabah sahurdan sonra egzersiz yapılması sıvı ve enerji kaybına yol açacağı ve bu açığı hızla kapatma imkanı olmayacağı için çok uygun değildir. Alternatif olarak, çok yüklü olmayan iftarı takiben, vücudun sıvı ve kalori eksiği karşılandıktan sonra yapılan egzersizin sindirimi daha kolaylaştıracağı öne sürülmektedir. Sıcakların çok hissedildiği günümüzde egzersizin güneşin olmadığı ve sıcaklığın nispeten düşük olduğu akşam saatlerinde yapılması organizma için daha yararlıdır. Sonuç olarak yaz aylarında özellikle gıdaların temizliğine dikkat edin, kişisel temizlik ve hijyen kurallarına uyun. Beklemiş gıda, kirli, temizliği şüpheli sulardan uzak durun.Su tüketiminizi artırın. Kısa sürede aşırı gıda alımından kaçının. Yatmadan önce gıda almayın” uyarılarında bulundu.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ