Fütüristik çarpıtmalar
İlkokul yıllarında gazetenin birinde gördüğüm resim ve altındaki yazı hiç aklımdan çıkmaz. Gökdelenlerin olduğu çizim resmin altında, 1980 Türkiye’si diyordu. Halbuki Kızılay Emek binasını saymazsak 1983’e kadar hiç gökdelen inşa edilmedi. İzmir Hilton, Ankara Sheraton, Sabancı merkezi, iş kuleleri derken 2000li yıllarda yani tam 20 yıl sonra o gördüğüm çizim resmin ancak yanına yaklaşabildik. Sonraki yıllarda bir başka tasvirde 2000 yılında uçan arabalar vardı, onlar hala yok.
1966 yılında kurulan World Future Society https://www.worldfuture.org/ , 2005’de kurulan Türkiye uzantısı Fütüristler Derneği http://futurizm.org/ işte bu yanlış bilgilendirmelerin karşısında en doğru kaynak sayılabilir. Amaçlarını şöyle tanımlıyorlar : Fütüristler Derneği, sosyal ve pozitif bilimler açısından tüm disiplinlerin ve teknolojinin insanlığı ne kadar ve nasıl etkileyeceği, nelerin değişeceği ve dönüşeceğiyle ilgili görüşleri paylaşmak; iş yaşamı ve sosyal hayatı iyileştirmeye yönelik yöntemler geliştirmek üzere faaliyetlerde bulunmaktadır.
Çok güzel bilgilerle bizlere geniş bakış açısı ve vizyon katıyorlar. Bu dernekle alakası olduğunu sanmamakla birlikte emin de değilim ama bazı uçuk kaçık gelecek teorileri var ki pek akla yatkın gelmiyor, gelemiyor.
İnsanların genel yaklaşımında gizeme yani bilinmeyene ilgisi olduğu bilinen bir kavramdır. Açıklanamayan uzay cisimleri, kutsal güç, cin, mitoloji, din ve benzerleri nasıl büyük kitleleri peşinden sürüklemişse şimdilerde ortaya atılan acayip gelecek teorileri de kitlelerin ilgisini çekiyor.
Mesela bazı mesleklerin ortadan kalkacağı kesin ama ortaya çıkacak yeni mesleklere baktığımızda uyduruk isimler ve gerçeği yansıtmayan deyişler görmek mümkün. Genetik tasarımcısı, veri bilimcisi, ölümsüzlükçü, robot hastabakıcısı ve diğerleri. Zorlama isimler.
Yolları kaplayacağı iddia edilen otonom araçlar konusu var mesela. Araç kullanan kalmayacak, bu araçlar bizi istediğimiz yere götürecek efsanesi. Herkesin hoşuna gidiyor elbette. Kim istemez ki böyle trafik derdi olmayan bir yapıyı. Ama olmayacak, otonom araçlar endüstri için ortada olacaklarsa da bizler trafik çilesini en az 30 yıl daha çekeceğiz.
Daha insanın yapısını çözemeyen tıp dünyasının doktorları yerine robotlar geçecek ve onlar bizi tedavi edecekmiş. Kulağa ne hoş geliyor değil mi? Filmlerdeki gibi bir makineye girip hastalığınızı öğrenmek ve akabinde sizi bir robotun iyileştirmesi.
30 yıl sonrasında elbette yapay zeka, robot ve benzeri kavramlarla üretilmiş yapılar göreceğiz ama Dünya’mızın daha büyük dertleri ve çözülmesi gereken sorunları varken bu teknolojilerin 30 yıl içinde hayatımıza bu kadar gireceğini beklemek hayaldir. 30 yıl sonra susuzluk ve kuraklık, açlık ve bunlardan ortaya çıkacak göçler, savaşlar Dünyanın daha öncelikli sorunları olacak ve bu teknolojiler bu konularda geliştirilecek. Bizi istediğimiz yere sürücüsüz götürsün, bizi tedavi etsin diye değil, savaşta düşmanı yok etsin ya da en pozitif düşünceyle bize yeni su kaynakları bulsun istenecek.
30 yıl sonrasını ben tahmin dahi edemiyorum. Belki bu güzide derneğimiz bizi aydınlatır zaman içinde.
Güvenli günler dilerim.