FENERBAHÇE ARADIĞI GALİBİYETİ ESKİ SİSTEMİNE DÖNEREK ELDE ETTİ
5 yenilgi ile hiç de beklenmeyen bir başlangıç yapan ve son hafta elindeyken verdiği Zalgiris maçından sonra Fenerbahçe Beko, maça güzel oyundan ziyade mutlak galibiyet parolası ile çıktı. Evinde EuroLeague’in ritmine yavaş yavaş alışmaya başlayan Bayern Münih’i konuk eden ekibimiz uzun süre sonra ilk defa maça tam kadro çıktı. İlk periyotta setlerini uzunlarının üzerinden çizerek maça başlayan ekibimizin EuroLeague’deki en iyi uygulayıcısı olduğu ikili oyunlardaki yardım savunmasına iyi çalışan Bayern Münih, bu savunmayı boştaki oyuncularını çok iyi bularak aştı ve ilk periyotta skora tutundu. İlk çeyrek boyunca dış skorerleri ve takımın yıldız oyun kurucusu De Colo’dan verim alamayan Fenerbahçe Beko tıpkı önceki maçlarda olduğu gibi bu maçta da oyun içerisinde istediği beşi bir türlü yakalayamadı ve ilk çeyrekte sık sık rotasyona gitmek zorunda kaldı.
İkinci periyotta ilk çeyrekte yaşadığımız dış atış krizini çözmesi için oyuna iki keskin şutörümüz Datome ve Melih Mahmutoğlu’nu alan Fenerbahçe Beko, bu isimlerden gelen üstüste 3 3’lük farkı açmaya çalıştılarsa da konuk ekip ikili oyunları ikinci yarıda da çok iyi oynayarak savunmamızı geçmeyi başardı ve maç ikinci çeyreğin sonuna kadar denk gitti. Özellikle ofansif rebaundlarda rakibine çok fazla ikinci top fırsatı tanıdığımız, oyun kuruculardan istediğimiz katkıyı alamadığımız ve rakibin akıllı ikili oyunlarına cevap veremediğimiz ilk yarıyı ekibimiz sadece bir sayı önde tamamladı.
Üçüncü çeyrekte hücumlarını takım oyunundan tamamen uzaklaşarak bireysel oyunlarla kullanan Fenerbahçe Beko ne zaman sıkışsa topu De Colo ve Derrick Williams’ın eline bıraktı. Her ne kadar bu ikili kriz anlarında sayılar kaydetse de rakip takımın tecrübeli skoreri Alex King neredeyse eline değen her topu soktu ve dış atışlarda ekibimizi oldukça zorladı. İçeride de NBA’in eski yıldızlarından pivot Greg Monroe ile birebir oyunları iyi kullanan konuk ekip son çeyreğe 1 sayı önde girmeyi başardı.
Son çeyreğe 7-0’lık fırtına gibi bir seri ile başlayan Fenerbahçe Beko, içeri penetre ederek yaptığı pick-and-roll’lar ile hem içeride hem dışarda istediği sayıları sonunda buldu ve son çeyreğin ortalarında ilk defa farkı 8 sayıya kadar çıkardı. Son çeyreğin sonlarında da hata yapmayan Fenerbahçe Beko, bu skor farkını koruyarak maçı kazanmayı başardı.
Nihayet ikinci galibiyeti bulduğumuz maçta çok ilginçtir ki son periyotta De Colo ve Williams neredeyse hiç süre almadı. Bu da senin başında bahsettiğimiz yıldız oyuncular etrafına kurulu sistem farklılığının Fenerbahçe Beko’ya ne kadar zarar verdiğinin açık bir göstergesi. Tabiki De Colo ve Derrick Williams takım için çok önemli parçalar ancak takım bu iki yıldızın eline bakarak oynayamayacağını bu gün gösterdi. Takım oyunundan, setlerden, pick and roll’lere dayalı sistemden feragat etmediği sürece bu takım yeniden eski günlerine rahatlıkla dönecektir. Galibiyet için eski sistemin öneminin dışında takımın kaptanı Melih Mahmutoğlu’na ayrı bir parantez açmak gerekir ki kaptan üçüncü ve dördüncü periyotta adeta takımın can simidi oldu ve bench’ ten gelmesine rağmen galibiyette önemli rol oynadı. Yine rakip takımda da Greg Monroe’nün etkili oyununa ilaveten dışında Lucic de gelecekte ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu bu maçta yarattığı şutlarla gayet iyi kanıtladı.
Fenerbahçe Beko’nun bundan sonra çıkacağı 3 önemli deplasman serisinden nasıl canlı çıkacağını, eski ve verimli sistemine dönüp dönmeyeceğini hep birlikte izleyeceğiz…
Dr. Akın TAŞ