Erzincan Barosundan ’Zümrüt Apartmanı’ kitabına suç duyurusu
ERZİNCAN BAROSU, TOPLUMDA TEPKİ ÇEKEN ‘ZÜMRÜT APARTMANI’ ADLI KİTAP VE YAZARI ABDULLAH ŞEVKİ HAKKINDA ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Erzincan Barosu, toplumda tepki çeken ’Zümrüt Apartmanı’ adlı kitap ve yazarı Abdullah Şevki hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Erzincan Baro Başkanı Avukat Adem Aktürk ve beraberindeki avukatlar, ’Zümrüt Apartmanı’ adlı kitap ve yazarı Abdullah Şevki hakkında suç duyurusunda bulundu. Baro Başkanı Aktürk, yaptığı basın açıklamasında çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarının gün geçtikçe arttığını söyleyerek “Geleceğin teminatı olan çocukların yararının korunması en önemli görev olup tüm toplumu ve herkesi ilgilendirmektedir. Çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarının maalesef gün geçtikçe artmakta ve ne yazık ki bu konu sürekli gündeme gelmektedir. Bu nedenle bu tür olaylar karşısında son derece duyarlı olmak ve görevlerimizi yerine getirmek zorundayız. Çocukları koruyacak tedbirlerin alınması ve çocuk istismarına yönelik her türlü özendirici, teşvik edici nitelikteki eylemlere karşı da ciddi mücadelemizi sürdürmek zorundayız. Erzincan Barosu olarak, ‘Zümrüt Apartmanı’ isimli kitapta yer alan ifadelerle alakalı kitabın yazarı Abdullah Şevki ve yayınevi sahibi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” dedi.
“Çocuğun yararı korunması gereken en üstün yarardır”
Basın açıklamasında Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu adına konuşan avukat Canan Gündüz de, “Kitapta yer alan ‘pedofili’ içeren ifadeler toplumun her kesiminde infial oluşturmuştur. Çocuğun yararı korunması gereken en üstün yarardır. Çünkü kamuyu ilgilendiren, insanlığı ilgilendiren bir konudur. Dolayısıyla her türlü uluslararası, ulusal hukuki düzenlemeleri, toplumsal ve ahlaki değerleri yok sayarak basın- yayın organları aracılığı ile bu tür olayların topluma sunulması başta çocuklar-küçükler olmak üzere tüm topluma zarar vermektedir. Türkiye’nin de imzacıları arasında olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, 18 yaşının altındaki her kişi çocuktur. Devlet, çocuk fuhşu, çocuk pornografisi ve ticaretini içeren her türlü cinsel sömürüden çocukları korumakla yükümlüdür. Türkiye’de gerçek boyutlarının çok daha büyük olduğunu bildiğimiz, Adalet Bakanlığı verilerine göre her yıl binlerce çocuk, cinsel istismar nedeniyle ne yazık ki mağdur/müşteki sıfatıyla dava konusu olmaktadır. Çocuk İstismarı TCK anlamında bir suç olup, suçu ve suçluyu teşvik etmenin, bir suçun ve ruhsal bozukluk halinin normal bir olgu gibi topluma sunulmasının, çocuk istismarını bir hak gibi görmenin ve savunmanın kabul edilemeyeceği açıktır. Şüpheli yazar; eser sahibi sıfatıyla, suç olan bir hususu açıkça yazarak ve överek, yayınevi; suç işlemeye alenen tahrik ederek, suç unsuru barındıran bu yayımı basıp yayarak suç işlemiştir. Çocukların ruhsal ve fiziksel yıkımına yol açan kimi zaman yaralanması ve ölümü ile sonuçlanan bu olgunun, bir erişkinin ’haz’ malzemesi gibi normal bir davranış şeklinde sunulması da sapkınlığın ta kendisidir. Çocuk istismarı ile ilgili ciddi önlemler almaya ve hukuki anlamda gerekli düzenlemeleri yaparak çocukları korumaya çalışan ülkemizde bu tür özendirici, teşvik edici anlatım, yayın ve görsellerin kullanılması bu mücadeleye zarar vermekte ve çocuklarımızın ve de tabii ki toplumun geleceğini tehdit etmektedir. Çocukları istismar ederek, onların ve hepimizin geleceğini karartan suçlular, kanunların izin verdiği en ağır cezalarla cezalandırılmalıdır. Özellikle çocuğun kamusal açıdan korunması dahil, bu konudaki ihbar yükümlülüğü ile ilgili görev ve yükümlülüğün ’Hukuk Devleti’ ilkesi bağlamında bir görevdir” ifadelerine yer verdi.