Reklam
tvTürk

Endemik bitkiler, Türkiye’nin ilk Doku Kültürü Laboratuvarı’nda üretildi

ENDEMİK, NESLİ TEHDİT ALTINDA BULUNAN VE KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ BİTKİ TÜRLERİNİN KORUNMASI VE ÇOĞALTILMASI İÇİN TÜRKİYE İLK DEFA ELAZIĞ’DA KURULAN DOKU KÜLTÜRÜ LABORATUVARI VE SERASINDA ÇALIŞMALARA BAŞLANDI. BU KAPSAMDA ENDEMİK OLAN GYSOPHİLA (ÇÖVEN), CİCER(YABANİ NOHUT) VE CRAMBE (YABANİ HARDAL) BİTKİLERİ, DOĞAL ORTAMA AKTARILACAK DURUMA GETİRİLDİ.

  • Diğer
  • 17 Temmuz 2019
  • 210 KEZ OKUNDU
Reklam

Endemik, nesli tehdit altında bulunan ve kaybolmaya yüz tuttuğu için koparmanın bile cezası 60 bin TL olan bitki türlerinin korunarak çoğaltılması için Türkiye ilk defa Elazığ’da kurulan Doku Kültürü Laboratuvarı’nda üretim gerçekleşmeye başladı. Bu kapsamda endemik olan Gysophila (Çöven), Cicer (yabani nohut) ve Crambe (yabani hardal) bitkileri, doğal ortama aktarılacak duruma getirilerken, daha önce bir çok defa izinsizce alanlara 60 bin TL ceza kesilen Salep soğanı olmak üzere bor çok çeşit üzerinde çalışmalara ağırlık verildi.

Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP)Genel Müdürlüğü ile Fırat Üniversitesi (FÜ) arasında imzalanan protokol kapsamında bakanlık tarafından Türkiye’de ilk defa Elazığ’da Doku Kültürü Laboratuvarı ve Serası kurularak, üniversite kampüsü içerisinde hizmet vermeye başladı. Çoğaltılması planlanan endemik bitki türüne uygun numune alma, saklama, laboratuvara nakli ve dikimi DKMP tarafından, laboratuvar çalışması ise FÜ tarafından yapılmaya planlandı. Laboratuvarda başlanan çalışmalar kapsamında Gysophila , Cicer ve Crambe bitkileri mikro çoğaltım yöntemiyle üretildi. Üretilen bitkiler, mikroptan arındırılmış doku kültürü ortamında köklendirilerek saksılara aktarıldı. Laboratuvarın, biyolojik zenginliği oluşturan türlerin yok olmasının önlenmesi ve bilimsel araştırmalara imkan sağlaması açısından büyük önem arz ettiği belirtildi.

“Türkiye’de ilk ve tek”

Laboratuvar hakkında bilgi veren DKMP Malatya 15’inci Bölge Müdürü Abdullah Koç, “Biyolojik çeşitliliğinin tespit edilmesi amacıyla Tarım Ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürlüğümüzce Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Kurulu projesi kapsamında çalışmalara başlandı. Elde edilen veriler için Nuh’un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veri Tabanı oluşturulmuştur. Yapılan bu biyolojik çeşitlilik çalışma kapsamında tespit edilen endemik türlerin, nesli tehlike ve tehdit altında bulunanlar çoğaltılması amacıyla Genel Müdürlüğümüz ile Fırat Üniversitesi Rektörlüğü arasında imzalanan protokol kapsamında ülkemizde ilk ve tek olan Doku Kültürü Laboratuvarı ve Sera kurulmuştur. Bu laboratuvar 3 bin metrekare alan da kurulmuş , son derece modern bir tesistir” dedi.

“Doğal ortamda dikime hazır hale geldi”

Laboratuvar ve seranın aynı zamanda bilimsel çalışmalara katkı sağlayacağını dile getiren Koç, “Biz tespit etmiş olduğumuz ve çoğaltılmasını düşündüğümüz bitki türüne uygun numune alma yöntemiyle bulunduğu ortama göre numuneleri alıp saklama koşullarını sağladıktan sonra Fırat Üniversitesine teslim edeceğiz. Üniversite laboratuvar çalışmalarını yapacak. Çoğaltma işlemlerini yaptıktan sonra tekrar Doğa Koruma Milli Parklar İl Şube Müdürlükleri bu bitkileri laboratuvardan alarak doğal ortamlarına götürüp dikimini sağlayacak. Şuana kadar doku kültür laboratuvarına konunun uzmanı hocalarımız bir çalışma ekibi oluşturdular. Bu çalışma ekibiyle birlikte çöven, yabani hardal, yabani nohut gibi endemik bitki türleri üzerinde çalışmalar yaptılar. Bu türlerin sürgün ucu, boğum ve tomurcuk gibi kısımlarının mikro çoğaltım yöntemiyle aşıladıktan sonra yeni sürgünler elde ettiler. Bu sürgünler laboratuvarda köklendirdi. Saksılarda şaşırtılıp alındıkları doğal ortama dikime hazır hale gelecek şekilde büyümeleri sağlandı” ifadelerini kullandı.

“Yeni türlerin çalışması devam ediyor”

Çalışmaların aralıksız sürdüğünü aktaran Koç, “Şu anda görevli hocalarımız diğer illerden gelen salep, safran gibi yeni türlerle de çalışmalarına devam ediyorlar. Doku kültürü laboratuvarı ülkemizin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin türlerinin yok olmaması için aynı zamanda kullanılması ve gelecek nesillere de aktarılmasının ve sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından çok önemli bir tesis. Aynı zamanda da bilimsel çalışmalara da imkan sağlaması açısından değerlidir” diye konuştu.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ