EFES OLYMPIACOS’U DEPLASMANDA LARKIN VE MICIC İLE GEÇTİ
Efes ve Olympiacos denince akıllara hemen 15 yıl önceki 110-59’luk tarihi fark gelir. O dönemki Efes Pilsen’in almış olduğu o galibiyet, hem bizim hem yunan takımı açısından hem de modern Euroleague tarihinin, deplasmanda atılmış en büyük fark olarak tarihe geçmişti. O güne kadar Pire deplasmanlarında ezici bir üstünlüğü olan Efes o günden bu yana rakibinin de geleceğe yönelik doğru hamleleri sonucu bu üstünlüğünü rakibine kaptırdı. En son iki sene önce playoff’larda deplasmanda kazanan o günden bu yana rakibini deplasmanda mağlup edemedi.
Moerman dışında eksiği olmadan Pire’ye gelen ekibimizin aksine ev sahibi ekip üstüste krizlerle boğuşuyor. Henüz 2. haftada tecrübeli koç David Blatt ile yollarını ayıran Olympiacos kadro istikrarı konusunda da oldukça sorunlar yaşıyor. Geçtiğimiz yılların aksine bu sene bench’ten gelen ve performansı düşüşte olan Spanoulis’in performansını da hesaba katarsak Olympiacos’un bu sene playoff’larda görme ihtimalimiz birazcık düşük.
Maça gelecek olursak ilk periyotta Micic yeniden bizi alıştırmış olduğu performansına döndü ve takımı ayakta tutan isim oldu. İlk periyotta iki takımın da denk bir oyun sergilediği maçta ikinci periyotta temsilcimiz adeta şov yaptı. Rakibini 11 top kaybına sürükleyen ekibimiz Larkin’in de oyuna dahil olması ile ikinci çeyreği 32-11 gibi ezici bir skorla kapattı ve ilk yarıyı 18 sayı farkla önde kapattı.
Üçüncü çeyrekte yıldız guardlarımız Micic ve Larkin’e etkili savunma yapan ve oyun yapımızı bozmayı başaran Olympiacos en önemli silahları olan hücum rebaundlarını da almaya başlayınca farkı eritmeyi başardı. Periyot boyunca bireysel performanslarımızla oyunu kontrol etmeye çalışsak da rakip takım farkı 10 sayıya indirerek soyunma odasına gitti.
Son periyoda başlarken rakip takım son kozlarını oynayarak risk alsa da, dış atışlarda bulduğu oldukça düşük yüzde ve Efes’in de tecrübesiyle birlikte fark, tekrar açıldı ve maç bitimine 4 dakika kala aradaki fark yeniden 16 sayıya çıktı. Sonuçta ekibimiz maçı, 19 sayı farkı ile kazandı.
Maçı kazanmamızdaki faktörlere gelecek olursak; üçlük yüzdeleri arasındaki fark ve takımlardaki istikrar farkını rahatlıkla sayabiliriz. Ev sahibi takım 28’de 8 ile üçlük atarken ekibimiz maçı 22’de 12 gibi yüzde elliden fazla üçlükle oynadı. Tabi bu performansta aslan payı Avrupa’nın iki yıldız guardı Splash Biraderler Micic ve Larkin’e ait. Bu ikili toplamda kaydetmiş olduğu 51 sayı ile galibiyetin mimarı oldu. Takımlar arasındaki birbiriyle uzun süre oynamış olmanın verdiği kalite farkını bu maçta fazlasıyla hissettik. Kağıt üzerinde kadro derinliği olarak çok fark olmasa da oyun olarak bu denli bir fark ancak takımda rollerin oturması ve takımın kimyasının oturması ile açıklanabilir. Bu da bize basketbolda istikrarın ne denli önemli olduğunu bir kere daha gösterdi.
Her ne kadar 15 yıl önce izlemiş olduğumuz tarihi fark kadar vermese de uzun yıllar sonra, Olympiacos gibi bir deplasmanda, böyle farklı bir galibiyet almak gerçekten keyif vericiydi. Play-off yarışı için de altın değerinde bir galibiyet aldığımız maçta Anadolu Efes baştan sona çok güzel ve estetik bir basketbolla oyununu dikte etti. Umarız sezonun geri kalanında da Anadolu Efes, bize bu denli rahat deplasman maçları izletir.
Dr. AKın TAŞ