Geçtiğimiz hafta alınan art arda mağlubiyetler sonrasında başantrenör değişikliğine giden Kızılyıldız karşısında, Real Madrid maçının verdiği özgüven ile maça favori çıktı temsilcimiz. Gerek kadro gerekse oyun olarak takımlar arasındaki kumaş farkı bu maçta kendini oldukça gösterdi.

Bu hafta 3 gün içerisinde 2 maç oynayacak temsilcimizde oyuncuların dinlenmiş olması açısından Kızılyıldız karşılaşması adeta antrenman niteliğindeydi diyebiliriz. Başantrenörün, Basketbol Süper Ligi vari bir kadro ile, sahada, maçta fazla süre alamayan oyuncuları değerlendirme açısından bir fırsat niteliğindeydi.

İlk periyotta son haftaların yıldız ismi Kronuslav Simon’un oyunu yönlendirmesi ile henüz ilk 5 dakikada farkı çift hanelere taşıyan temsilcimiz ilk yarıda da riske girmeden vites değiştirmeden oyununu sürdürdü ve skor ilk yarı boyunca 10 – 14 sayı bandında seyretti. Heyecan düzeyi oldukça düşük yıldızlar ile bırakıldığımız ilk yarının ardından Kızılyıldız üçüncü periyotta temsilcimize adeta soğuk duş etkisi yarattı. 20-2’lik bir skorla üçüncü periyotta kısa bir süre de olsa geriye düşen temsilcimizde Ergin Ataman sazı eline aldı ve Micic’in etkili oyunu ve Dunston’ın da devreye girmesi ile Efes tekrardan oyunun ve skorun üstünlüğünü ele geçirmiş oldu. Üçüncü periyottaki bu kısa süreli kriz bize EuroLeague’de rahat maç olmadığını tekrar göstermiş oldu. Evinizde de oynarsanız rakip zayıf da olsa bir anlık oyundan düşmenin cezası çok ağır Euroleague’de. Son periyoda girerken Efes Pleiss ve James Anderson gibi yedek oyunculara ağırlık verse de savunmada rakibe dişini gösterdi ve maçı da çift hanelerde kazanarak haftanın Euroleague takımları içerisinde en rahat galibiyeti alan takımı oldu.

Takımın artı ve eksiklerine gelecek olursak bu maçta kariyer rekoru kırarak 26 sayı atan Vasilje Micic’i vurgulamak da fayda var. Sıkıştığımız her anda oyunu asistler ile açan ve sürpriz dış atışlarını da yüksek yüzde ile sokmayı başaran Micic Efes’in bugün hücumda rahat nefes almasını sağladı. Micic’in Sırp olması ve Kızılyıldız formasını bir dönem giymiş olmasının onun için ekstra motivasyon kaynağı olduğunu da düşünürsek böyle çok önem arzetmeyen bir maçtan ziyade play-off zamanında bu skorları bulmasını daha çok isterdim doğrusu.

Ataman’ın oyuncularına maksimum 25 dakika süre verdiği maçta herkesin dinlenme fırsatı verilmiş olması ve takımda herhangi bir sakatlık yaşanmaması takım adına zorlu 2 Yunanistan deplasmanı öncesi oldukça önemli. Takımın eksiklerine bakacak olursak; eğer birinci handikap maalesef James Anderson oldu. Oyun kurucu rotasyonunda bu sezon henüz kendini kanıtlayamamış olan Anderson bu maçta da üçlük çizgisinin gerisinden yine potayı dövdü. Ofansif anlamda kendi kapasitesinin oldukça altında maçlar çıkaran Anderson, bu maçta rebaundlarla takıma katkı sunabildi. Maçtaki diğer zayıf noktamız ise bu sezon Real Madrid maçı haricindeki diğer maçlardan 2 sayı ortalaması ile felaket bir dönem geçiren Chris Singleton’dı. Maçı 3 sayı ile bitiren Singleton yapmış olduğu 4 faulle formanın hakkını veremeyenlerdendi. Yapmış olduğu faullerin 2 tanesini de rakibin hücumda tıkanmış olduğu dönemde faul halkımız bittikten sonra yaptığını da göz önünde bulundurursak Singleton bu maçta takımda göze batan isimdi denilebilir. Takımdaki bir diğer olumsuz taraf ise yerli oyuncuların böyle rahat bir maçta dahi olsa hala süre alamamalarıydı. Anadolu Efes bir oyuncu yetiştirme klübü değil yerli oyuncular ancak yabancılar ile mücadele edebilirlerse bu formayı alabilirler. Yerli oyuncuları yabancılara kıyasla çok düşük performanslarda kalması gerek takımın gelecekteki rotasyonu gerekse de takımın Türkiye Ligi’ndeki akıbeti açısından çok önemli. Ancak başta Tolga Geçim olmak üzere yerli oyuncuların bu fırsatı çok da değerlendirebildiğini söylemek çok güç. Bu konuda Ataman’ın nasıl bir yol çizeceği merak konusu. Takımın bu çizgide gitmesi halinde yerlilerin sezonun ikinci yarısında daha çok forma şansı bulabilecekleri bir takıma gönderilmesi klüp açısından olmasa da oyuncuların ve milli takım açısından oldukça önem arz ediyor.

Bu maçtan hemen 2 gün sonra deplasmanda oynayacağı Panathinaikos maçı takımın akıbeti açısından çok kritik. Panathinaikos’unda uzak Rusya deplasmanından yorgun ve hezimete uğrayarak döndüğünü düşünürsek bu maçın fiziksel ve psikolojik olarak çok zorlu geçmesini bekliyorum. Ardından gelecek olan Olympiacos deplasmanının da takımı aynı şekilde yorması bekleniyor.Takımın çıkacağı playoff’lar açısından oldukça önem arz eden bu maçlardaki performansını merakla bekliyoruz…

Dr. Akın TAŞ