Sezon başında Anadolu Efes için önüne gelen takımı farka boğacağını 100 üzeri maçlarla deplasman galibiyetleri alacağını söyleseler herhalde hepimiz gülerdik. 5 deplasman maçında hiç zorlanmadan alınan 5 net galibiyet, kimsenin Efes’ten beklediği bir şey değildi. Ergin Ataman’ın maçtan önce dediği ‘umarım Baskonia’ ya da 104 atarız ‘ cümlesinin ardından ilgimizi daha da çeken maç öncesi takım iki önemli pota altı oyuncusu Moerman ve Dunston’dan yoksun çıktı sahaya.

İlginçtir ki Dunston gibi parçalayıcı bir pivotla dahi rakiplerini sınırda sayılarla geçen Efes, onun yokluğunda Sertaç ve Pleiss ile rakiplerini farka boğmaya başladı.

İlk periyoda alışkın olduğumuz gibi üçlük yağmurları ile başlayan ekibimiz rakibin en önemli silahı olan yıldız pivotu Torneike Shengelia’yı yaptığı yardım savunmaları ile çok iyi savunmayı başardı ve ilk anlardan itibaren oyuna yön vererek 26 sayı attığı ilk çeyreği 10 sayı gibi bir farkla önde bitirmeyi başardı.

İkinci çeyrekte Chris Singleton’ı devreye sokan Efes, hızlı hücumlardan bulduğu sayılarla hem rakip seyirciyi hem de ev sahibi takımı bozmayı başardı. Eski Efes antrenörü olan Velimir Perasovic’i çaresizce rotasyona gitmeye zorlayan Efes, adapte olamayan rakip 5’lere adeta basketbol dersi vermeye başladı ikinci çeyrekte. Farkı henüz 16. dakikada 20’li sayıların civarına çıkaran ekibimizde neredeyse oyuna kim girdiyse o soktu potaya. Bench’ten inanılmaz bir katkı alan Efes böylece yıldız oyuncularını da dinlendirme fırsatı bulmuş oldu ve ikinci yarıyı 55-35 ‘lik küçük düşürücü bir skorla önde bitirmeyi başardı.

Üçüncü çeyrekte rakip takımda eski Efes’li Matt Janing’in bulduğu bireysel oyuna Shengelia’dan gelen pota altı skorları eklenince skora ortak olma ümitleri yeşeren ev sahibi ekibinin planlarını Ergin Ataman yapmış olduğu Beaubous hamlesi ile bozdu. Pota altında Sertaç’ın yüksek yüzdeli oyunu ve dışarıda Beaubous ile farkın açılmasına engel olan Anadolu Efes periyodun sonunda oyununu iyice dikte etmeye başladı ve son çeyreğe 23 sayı önde girmeyi başardı.

Final periyodu öncesinde ekran başında biz saha kenarında taraftarlar bitse de gitsek havasına çoktan girmişti bile. İki takımın da yedeklere ağırlık verdiği final periyodunda sonucun belli olmasının verdiği rehavet ile her iki takım da rahat sayılar bulmayı başardı. Defans dirençlerinin düştüğü ve genç oyuncuların kendini kanıtlama yarışına girdiği son bölümde Efes oyunu rolantide geçirdi ve maçı da hedeflediği 104 sayının iki sayı kadarcık aşağısında atarak rakibini oyunu ve skorla küçük düşürdü.

Rakip takımın bu maçı unutmak dışında bir şey yapmayı düşündüğünü hiç sanmıyorum. Bir Euroleague maçında kendi evinde maç boyunca bu kadar ezik bir basketbol takımında muhtemelen koçun da yeri sallantıdadır.

Maça eğer kendi cephemizden bakacak olursak ise tam anlamıyla gurur duyduk. Bir Türk takımı Baskonia deplasmanını böyle rahat ve şık bir oyunla geçiyorsa bize de bunun gururunu yaşamak düşer. Takımda formsuz neredeyse hiç oyuncu yok. İlla bir negatif yön bakacak olursak iğneyi takımın Türk guardlarına batırabiliriz. Ergin Ataman gibi skor yönüyle tanınan bir antrenörün önderliğinde üçlük atamadan skor bulamadan maçı tamamlamak onlar için muhtemelen kötü günlerin habercisi. Özellikle Tolga Geçim’in bulduğu boş atışları değerlendirememesi maç sonunda koç Ataman’ı oldukça kızdırdı.

Bardağın dolu tarafının çok daha fazla olduğu günde aslan payı son haftalarda olduğu gibi yine yıldız guard Shane Larkin’e alt. Aldığı kısıtlı sürede 25 sayı 8 asist ile oynayan Larkin bugün adeta NBA basketbolu oynadı. Takımda ise Larkin’e skor olarak Micic, Singleton ve tabiki Sertaç Şanlı bugün önemli katkı sağladı. Dunston’ın yokluğunda muazzam işler çıkaran Sertaç, hem milli takım hem de Efes’in geleceği adına hepimize güzel mesajlar vermeye devam ediyor. Umuyoruz ki bu performansını devam ettirir.

İki galibiyet ile mutlu bitirdiğimiz haftanın ardından iki Türk ekibi karşı karşıya gelecek. Umarız ki Fenerbahçe Beko da oyununu tıpkı Efes’in yaptığı gibi yukarı çekmeyi başarır ve iki ekibimiz yeniden ilk 4’te yerini alır.

Dr. Akın TAŞ