Düşünce tuzakları ve beslenme alışkanlığı
SAĞLIKSIZ YEME DAVRANIŞLARINI SÜRDÜREN VE KİLO VERMEYİ ZORLAŞTIRAN PEK ÇOK ETMEN OLDUĞUNU BELİRTEN UZMAN KLİNİK PSİKOLOG BEGÜM DERİCİ ÜLKER, DÜŞÜNCE TUZAKLARINA DİKKAT ÇEKTİ.
Sağlıksız yeme davranışlarını sürdüren ve kilo vermeyi zorlaştıran pek çok etmen olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Begüm Derici Ülker, düşünce tuzaklarına dikkat çekti.
Ortalama 16 saat uyanık olan bir insanın zihninden günde yaklaşık 60 bin düşünce geçtiğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Begüm Derici Ülker, “Bu düşünceleri işlevselliklerine göre üç gruba ayırabiliriz. Gerçekçi bir temeli olmayan düşünceler, kendi gerçekçi ama yorumu çarpıtılmış düşünceler ve gerçekçi ama işlevsel olmayan düşünceler. Bahsi geçen düşünce türleri hayatımızın içinde kendimize kurduğumuz tuzaklardır. Çünkü gerçekçi veya işlevsel olmayan düşünceler işlevselliğimizin azalmasına sebep olur. Sağlıklı kiloya ulaşmaya çalışırken insanlar birçok düşünce tuzağına düşmektedir. Kilo vermenin çok uzun ve zor bir süreç olduğu düşüncesi gerçekçi ancak işlevsel değildir. Çünkü olumsuz geleceğe odaklanma tuzağına düşmüş oluruz. Daha işlevsel bir alternatifi ise yavaş yavaş kilo veriyorum ve bunu korumayı öğreniyorum düşüncesi olabilir” diye konuştu.
“Bugün zaten bozuldu, o zaman canımın çektiği diğer şeyleri de yiyeyim yarın devam ederim” düşüncesiyle ya hep ya hiç tuzağına düşüldüğünü belirten Ülker, “Evet bugün bir kaçamak yaptım, günün kalanını telafi edebilecek şekilde planlarsam sorun olmaz. Daha işlevsel olabilir bir seçenek olabilir. Bütün aile kilolu, bizde kilo genetik, kemiklerimiz ağır düşüncesiyle haklı gerekçe öne sürme tuzağına düşmüş oluruz. Genlerim kilo almaya yatkın olabilir, sadece bunu göz önünde bulunduran bir beslenme programına ihtiyacım var düşüncesi ise bizi bu tuzağa düşmekten korur. Bir kereden bir şey olmaz, kendini kandırma düşüncesi tuzağın çok sık görülen bir örneğidir. Bir kere yersem kilo almam ancak tadını hatırlarım ve yine canım çekebilir düşüncesiyle hem durumun gerçekçiliğini kabul ederiz hem de daha işlevsel bir davranışa yönelme şansımız artar” dedi.
Duygusal çıkarsama tuzağına düşmenin duygusal yeme davranışı sıklığını arttırabileceğini belirten Ülker, “Bir süre sonra olumsuz duygularımızla baş etmek için kendimizi sürekli yemek ararken buluruz. Bunun yerine haz alabileceğimiz diğer alternatifleri devreye sokmak sağlıklı olma yolunda daha işlevsel olacaktır. Eğer bu düşünce tuzaklarına düştüğünüzü fark ederseniz, kendinize ’bu düşüncemin daha işlevsel bir alternatifi ne olabilir?’ diye sormayı deneyebilirsiniz” diye uyarıda bulundu.