Dr. Özer: “Kalp ritim bozukluğunu dikkate alın”
KARDİYOLOJİ UZMANI DR. NURTAÇ ÖZER, ÖZELLİKLE HİPERTANSİYON, DİYABET, TİROİD HASTALIĞI, KALP DAMAR HASTALIĞI VEYA AİLESİNDE GENÇ YAŞTA ANİ ÖLÜM VEYA DOĞUMSAL RİTM BOZUKLUĞU OLANLARIN YÜKSEK RİSK ALTIDA OLDUĞUNU BELİRTEREK, “RİSK FAKTÖRÜNÜZ VARSA BELİRTİLER OLSUN VEYA OLMASIN MUTLAKA BİR KARDİYOLOJİ HEKİMİNE MUAYENE OLUP RİTİM BOZUKLUĞU AÇISINDAN DA DEĞERLENDİRMENİZİ ÖNERİRİM” DEDİ.
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nurtaç Özer, özellikle hipertansiyon, diyabet, tiroit hastalığı, kalp damar hastalığı veya ailesinde genç yaşta ani ölüm veya doğumsal ritim bozukluğu olanların yüksek risk altıda olduğunu belirterek, “Risk faktörünüz varsa belirtiler olsun veya olmasın mutlaka bir kardiyoloji hekimine muayene olup ritim bozukluğu açısından da değerlendirmenizi öneririm” dedi.
Samsun Büyük Anadolu Meydan Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nurtaç Özer, kalp ritim bozuklukları nasıl oluşur, süreç nasıl işler, tedavisi nasıl yapılır hakkında bilgi verdi. Kalbin ileti sisteminin normal ve anormal ritimlerin kaynağını oluşturduğunu ifade eden Özer, “Normal kalp ritminin ilk doğduğu yer sinüs düğümü dediğimiz kalbin trafo merkezidir. Sinüs düğümünde başlayan uyarı kalp kaslarına yayılarak kalbin kasılması sağlanır. Erişkin bir kişide dinlenirken kalp hızının dakikada 60 ile 100 arasında olması normal kabul edilmektedir. Sempatik sinir sistemi, çevresel faktörler, ilaçlar, vücudumuzdaki bazı hormonlar kalp hızını etkiler. Sinüs düğümünden çıkan uyarı sayısının ve düzeninin değişmesiyle ritim bozukluğu gelişebilir. Ayrıca kalbin bazı bölgelerinden hızlı veya yavaş düzensiz uyarıların çıkmasıyla da ritim bozuklukları gelişebilir. Kalbin dakikadan 100’den fazla atmasına taşikardi, 60’dan az atmasın da bradikardi denir” diye konuştu.
“Taşikardiler kalpteki oluştuğu bölgeye göre sınıflandırılır”
Bazı ritim bozukluklarının kalp fonksiyonu normal olan kişilerde ortaya çıkabileceğini, kişinin kliniğinde belirgin bozulma yapmadan kendiliğinden veya tedavi ile kısa sürede düzelebileceğini ve bunların genellikle iyi huylu olup kalpte ekstra atım şeklinde veya ritim bozulmadan oluşan sinus taşikardisi şeklinde olduğunu aktaran Özer, “Bu tür ritim bozuklukları genellikle stres, sigara kullanımı, alkol kullanımı, fazla kahve ve çikolata tüketimi ile ilişkili olabilir. Bu faktörlerden uzak durulunca genellikle semptomlar azalır. Bazı ritim bozuklukları ise kalp hastalığının bir belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Kişide çarpıntı, tansiyon düşmesi, nefes darlığı ve bayılma gibi belirtilere yol açar. Burada özellikle bayılma kötü huylu bir ritim bozukluğunu düşündüren önemli bir belirtidir. Bu tür ritim bozukluklarının teşhis ve tedavisi yapılarak kişinin yaşam kalitesi artırılabilir ve bazen de yaşam süresi uzatılabilir. Taşikardiler, kalpteki oluştuğu bölgeye göre sınıflandırılır. Kulakçık kaynaklı taşikardiler genellikle nöbetler halinde gelir, kalp hızının dakikada 130-250 arasında bir hızda çalışır ve kişi bunu çarpıntı olarak hisseder fakat yaşlı hastalar hiçbir şey hissetmeyebilir” şeklinde konuştu.
“Kötü seyirli taşikardiler genellikle yaşlılarda veya kalp hastalarında sık görülür”
İyi seyirli taşikardilerin toplumda yaklaşık bin kişinin 2’sinde görüldüğünü kaydeden Özer şu bilgileri verdi:
“Kötü seyirli taşikardiler ise genellikle yaşlılarda veya kalp hastalarında sık görülür. Atriyal fibrilasyon dediğimiz daha çok yaşlılarda görülen ritim bozukluğu kişide inmeye(felç) neden olabilir. Bu ritim bozukluğu varsa mutlaka hekim kontrolünde inmeyi önleyici pıhtı önleyici ilaçlar başlanması gerekebilir. Karıncık kaynaklı ritim bozuklukları genellikle ventriküler taşikardi veya ventirüler fibrilasyon şeklinde olup en kötü seyirli ritim bozukluğudur ve ölüme sebebiyet verebilir. Bu gruptaki hastalara özel olarak geliştirilmiş cihaz tedavisi uygulanmaktadır. İmplante edilen kardiyovertör ve defibrilatör(ICD) adı verilen kalp ritmini düzelten şok veren cihazlar kalp piline benzer şekilde vücuda yerleştirilmektedir.”
“Mutlaka uzman doktora görünün”
Kalp hızının özellikle 40’ın altına düşüyorsa mutlaka önemsenmesi gerektiğine vurgu yapan Özer, “Kişide halsizlik, çabuk yorulma veya bayılma gibi belirtiler varsa mutlaka detaylı tetkik yapılmalıdır. Özellikle bayılma varsa kişi kendine zarar verebilir. Bu durum sinüs düğümü dediğimiz kalbin uyarı merkezinde ciddi bir problem olduğunu düşündürür ve medikal tedavi ile düzeltilemez ise kişiye kalıcı kalp pili implantasyonu gerekebilir. Özetle kalp ritim bozuklukları sık rastlanan ve hayati riskleri olan bir sağlık problemidir ve mutlak ciddiye alınmalıdır. Bazen hiç belirti vermeden de oluşabilir, bazen de kişide çarpıntı, halsizlik, çabuk yorulma, baş dönmesi veya bayılma ile gösterebilir. Özellikle hipertansiyon, diyabet, tiroit hastalığı, kalp damar hastalığı veya ailesinde genç yaşta ani ölüm veya doğumsal ritm bozukluğu olanlar yüksek risk altındadır. Özellikle risk faktörünüz varsa belirtiler olsun veya olmasın mutlaka bir kardiyoloji hekimine muayene olup ritim bozukluğu açısından da değerlendirmenizi öneririm” açıklamasında bulundu.