Reklam
tvTürk

Doç. Dr. Mustafa Aydın: “Meslek okulu mezunlarına bazı alanlarda pozitif ayrımcılık yapılmalı”

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN HER PLATFORMDA DİLE GETİRDİĞİ MESLEKİ EĞİTİMİN GELİŞTİRİLMESİ GEREKLİLİĞİNE DOÇ. DR. MUSTAFA AYDIN’DA; “MESLEKİ EĞİTİMİN CAZİP HALE GETİRİLMESİ İÇİN ACİLEN SEFERBERLİK UYGULANMASI GEREKİYOR” DEDİ.

  • Diğer
  • 21 Kasım 2019
  • 258 KEZ OKUNDU
Reklam

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her platformda dile getirdiği mesleki eğitimin geliştirilmesi gerekliliğine Doç. Dr. Mustafa Aydın’da; “Mesleki eğitimin cazip hale getirilmesi için acilen seferberlik uygulanması gerekiyor” dedi.

İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her platformda dile getirdiği mesleki eğitimin geliştirilmesi gerekliliği sözlerine atıfta bulunarak; “Mesleki eğitim almış, meslek lisesi, meslek yüksek okulu mezunları değerlendirilmediği, bu mezunlara statü kazandırılmadığı ve pozitif ayrımcılık yapılmadığı takdirde Türkiye’deki mesleki eğitimin hiçbir yere varamayacağına inananlardanım” diye konuştu.

Meslek liselerini, meslek yüksek okullarını ve mesleki eğitim veren kurumları önemli bir noktaya getirmek gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Mustafa Aydın; “Bu kurumlara ayrıcalıklı davranmalı, teknolojik alt yapı sağlamalıyız ki Türkiye’nin üst düzey insanları çocuklarını buralara göndersinler. Bizim son dönemlerde gündeme getirmeye çalıştığımız; meslek okulları veya mesleki eğitim almış bir insanın çalışacağı yerin hizmet sektörü olması gerektiği. İş dünyası ile mesleki eğitimi birleştirmemiz gerekiyor” dedi.

Mesleki okul müfredatlarının bir parçasının iş dünyası ile yürümek olması gerektiğini vurgulayan Mustafa Aydın; “Bu kurumlar cazip hale getirilmeli ki yarının iş liderleri bu okullara gelebilsinler. Hükümet, siyaset, devlet bu konuda adımlar atmalı. Meslek okullarına gelecek öğrencilere bazı avantajlar sağlanmalı. Kısa dönem askerlik, yedek subaylık, iş kurmaları için daha fazla teşvik vermek veya bir iş yerine girdikleri zaman daha fazla ücret vererek onları bu kurumlara kanalize etmek, statü vermek, onlara pozitif ayrımcılık yapmak ve desteklemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Öğrenci sektörle iç içe olmalı

Her fırsatta öğrencilerin sektörle iç içe olmaları gerektiğini söyleyen Aydın; “Son dönemde Milli Eğitim Bakanlığı’nda bir bakan yardımcımız mesleki eğitim konusu ile yakından ilgileniyor. Üst kademede alınan kararın alt kademede anlaşılabilir olması önemlidir. Mesleki eğitim veren bütün kurum ve kuruluşların da ülkenin ortaya koyduğu bu stratejiye inanması gerekir. Bugünlerde organize sanayilerin içerisine meslek liseleri kurma gibi bir takım fikirler ortaya çıkıyor. Temeline indiğinizde Türkiye’nin her tarafında bu uygulama yapılamayabilir ama bir bakkalın, araba tamircisinin, su tesisatçısının mesleki eğitim sektörünün bir ortağıymış gibi öğrencilerimizin müfredatının içerisine, uygulamalı eğitime, mesleki eğitime dahil edilmesi gerekiyor. Öğrenci ise haftanın belirli günlerinde, hangi alanda eğitim görüyorsa, küçük büyük firma demeden, kendi alanında çalışmalı ve bunu öğrencilik yıllarında yapmalı. Eğer bu sağlanırsa öğrenci, eğitim döneminde, sektörün gerçeklerini de özümseyerek teorik ve pratik bilgisini birleştirme imkanı bulacaktır. Hatta öğrenci, sektörde edindiği tecrübeleri eğitim sisteminde görmediğinde bunu değerlendirecek, belki hocalarını uyaracak ve problemleri onarmayı öğrenecektir” dedi.

“Geleceğin liderleri meslek okullarından çıkmalı”

Mesleki eğitim alan öğrencilerin ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitim yapıları olarak orta sınıf ve altındaki ailelerin çocukları olduğunu belirten Aydın; “Bizim lider olabilecek çocukları mesleki eğitime yönlendirmemiz gerekiyor. İş dünyasında liderlik yapıp kendi işini kurabilecek çocukların mesleki eğitimden geçmeleri, kendilerini bu kurumlarda sektör destekli bir şekilde donatmaları gerekiyor” dedi. Doç. Dr. Mustafa Aydın öğrencilerin meslek okullarında ilgilendikleri bölümleri seçmeleri gerektiğini belirterek “Kamuda veya özel sektörde iş alımı yapılacağı zaman işverenler, iş bölümüyle ilgili öğrencileri öncelikli olarak tercih etmeliler. İlgili bölümden mezun öğrenciler varken aynı bölümden mezun olmayan öğrencilere öncelik verilmemesi gerekiyor. Eğer sistem bu şekilde işlerse insanlar meslek liselerinde ilgilendikleri bölümleri tercih ederler” diye konuştu.

“Türkiye’de işsizlik değil işe uygun eleman sorunu var”

Aydın Türkiye’deki işsizlik oranıyla ilgili “Ben Türkiye’de işsizliğe inanamıyorum. Holding, şirketler ve 40 bin nüfuslu bir üniversite yönetiyorum. Türkiye’de işsizlik yok. Sadece bizde işe uygun eleman yok. Bizim problemimiz budur. İşe uygun eleman olmazsa işsizliğin artması da çok normal” dedi ve meslek yüksek okulu mezunlarına bazı imkanlar tanındığında üniversite mezunlarının da kendilerini yeniden sorgulayacaklarını belirtti. Aydın, “Artık üniversite mezunlarımızın da işi yapan, işe dokunan, işe şekil veren pozisyonları kabul etmeleri gerekiyor. Türkiye’de üniversite mezunu olma hastalığı var. Gençler bunu statü için tercih ediyorlar ama bu durumun kırılması gerekiyor. Üniversite mezunu olan, bana bir masa bir de asistan verin deyip kenara geçiyor. Meslek Yüksek okulu öğrencilerine ‘Ara eleman’ deniyordu. İşin aslı bu çocuklarda. İş bu çocukların ellerinde üretiliyor. Tekstil, otomotiv, üretim, tarım her şey onların elinden çıkıyor. Dolayısıyla onlara ‘Ara eleman’ denmesini ben yasakladım. Meslek sahibi bu çocuklar ana elamanlar. Bu çocuklara hem statü hem de ekonomik olarak ‘Ana eleman’ muamelesi yapalım. Eğer böyle olursa orta halin üstündeki ailelerin çocukları da bu okulları tercih ederler. Hem de üniversite mezunlarına iyi bir ders olur. Yapacağın işi daha iyi yapmak istiyorsan o işin içine bizzat girmen gerekir demiş olursunuz. Böylece beyaz yakalı kavramı da yavaş yavaş kalkmış olur” ifadelerini kullandı.

“Tam bağımsız Türkiye üretim ve hizmet sektöründen geçer”

Mesleki eğitim konusunda bu konuşulanlar hayata geçirilmediği takdirde Türkiye’yi çok büyük bir tehlikenin beklediğini belirten Aydın; “Türkiye’nin bağımsızlığı ekonomiden geçiyor. Güçlü bir ekonomi de üretimden geçiyor. Hizmet sektörü üretimin en önemli parçasıdır. Bunlar çarpan etkisi yapıyor. Okulumuzda 6 bin 500 civarında uluslararası öğrencimiz var. Bu öğrenciler bütün sektörleri canlandırıyorlar. Turizm, emlak, sağlık, ulaştırma işte çarpan etkisi bu şekilde oluyor. Yani üretim sektörü ve hizmet sektörü iç içe. Üretim olmazsa tam bağımsız bir ülke olmayız. Üretim de mesleki eğitimden geçiyor. Tam bağımsız bir ekonomi sadece meslek eğitiminden geçer. Ülkenin hızlı bir şekilde meslek eğitimi seferberliği ilan etmesi, üniversite mezunlarımızın da sekreter ve masa talebinden bir an önce vazgeçmesi gerekiyor. 8-10 sene önce profesör, doçent arkadaşlarımız meslek yüksek okulunda derslere girmek istemediler. Peki profesörler bu okulda ders vermezlerse bu öğrencileri kim yetiştirecek? Tam bağımsız bir Türkiye için üretim ve hizmet sektörünü canlandırmalı, mesleki eğitim veren kurumları önemsemeliyiz” dedi.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ