Doç. Dr. Coşkun Erüz: “Yılda yaklaşık 90 bin ton petrol türevi Karadeniz’e dökülüyor”
KTÜ SÜRMENE DENİZ BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. COŞKUN ERÜZ, YILDA 90 BİN PETROL TÜREVİNİN FARKLI BİR ŞEKİLDE KARADENİZ’E DÖKÜLDÜĞÜNE DİKKAT ÇEKEREK 1 LİTRE MAZOT YADA BENZİNİN BİN METREKÜP SUYU KULLANILAMAZ HALE GETİRİP KİRLETTİĞİNİ SÖYLEDİ.
Yılda 90 bin petrol türevinin Avrupa ülkeleri tarafından Karadeniz’e dökülerek bu iç denizi kirlettiği belirtildi.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şubesince organize edilen ’Ekoloji ve Balıkçılık Çalıştayı’ Trabzon’da yapıldı. Yapılan konuşmalarda denizlerdeki kirliliğe dikkat çekilerek bu konuda önlemlerin artırılması gerektiği vurgulandı. Oturum Başkanlığını Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Boran’ın yaptığı çalıştayda söz alan Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Cemil Pehlevan, bir zamanlar Karadeniz’de 300’ü bulan balık çeşitlerinin bugünlerde 15-20’lere gerilediğini belirterek ”Denizlerimizde önemli sorunlar ve tehditler mevcut. Özellikle yanlış arazi kullanımı ve sürdürülebilir olmayan uygulamalar sonucunda bölgedeki doğal alanlar zarar görmekte ve doğal kaynaklar plansızca kullanılarak tüketilmektedir. Bir zamanlar 300’ü bulan balık türleri, bugünlerde 15-20’lere kadar geriledi. Bugün hem tür bazında , hem de miktar bazında, kayıplarımız söz konusu. Bu konuda ciddi tedbirler almanın zamanı geldi de geçiyor” dedi.
KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Mühendisliği Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz ise “Karadeniz’in oşinografik yapısı katı atık kirliliği ve balıkçılık” üzerine yaptığı konuşmada Karadeniz’in hızla kirlendiğine dikkat çekerek bu konuda önlemlerin arttırılması gerektiğini söyledi. Avrupa’daki 22 ülkenin farklı bir şekilde Karadeniz’i kirlettiğini kaydeden Erüz, petrol kirliliğini özellikle petrol taşımacılığı yapan tankerlerin yol açtığına dikkat çekerek, “Nehirler aracılığı ile Avrupa’da Karadeniz’e atığını boşaltan 22 ülke var. Karadeniz’de kirlilik yüzeyi çalışmaları yapılmış, yapılmaya devam ediyor. Karadeniz’e yılda yaklaşık 90 bin ton petrol türevli kimyasal ya direkt, yada farklı şekillerde petrol tesislerindeki yıkama yağlamadan deyin ister bir geminin sintinesi, yada deniz kazası sonucu deyin yılda 90 bin ton petrol denize dökülüyor. Kaba bir ifadeyle 1 litre mazot yada benzinin bin metreküp suyu kullanılamaz hale getirip kirlettiğini düşünürseniz ne kadar büyük bir zarar verdiğini ve bu zararı nereye yöneliyor yüzeydeki 150 metrelik üst tabakada veriyor. Aslında petrol kirliliğini daha çok petrol taşımacılığı yapılan hat üzerinde olması bunun kaynağının da petrol taşımacılığı yapanların ağırlıklı olduğunu göstermektedir. Yapılan bir çalışmada Kırım’ın hemen güneyinde Kerç Boğazı bölgesinde meydana gelen bir kaza sonucu dökülen petrolün 45 gün gibi 40-50 gün arasında Bulgaristan kıyılarına ulaştığı tespit edildi. Arada yüzlerce kilometrelik mesafe var. Bu ne anlama geliyor? Siz herhangi bir yere bir atık attığınızda bu kirlilik sizin bölgenizde asla kalmıyor hızlı bir şekilde Karadeniz’e doğru yayılmaya başlıyor. O yüzden diyoruz Karadeniz bir tane, çok benzersiz ancak çok da kırılgan. Karadeniz kırılgandır. Çünkü hayat sadece yüzey tabakayı oluşturan toplam su kütlesinin sadece yüzde 13-15 indedir. Şayet biz yüzey tabakayı kirletmeye devam edersek ekosistemi kırıp çökerteceğiz. Şayet kirletir isek, bunun bir diğer anlamı denizde bulunan balık ve diğer organizmalar zehirlenecek yani bizim tükettiğimiz besin kirlenecek” diye konuştu.
Artan küresel sorun, plastik atıklar
Erüz, okyanus ve denizlerde, plastik atıkların mutlaka kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çekerek “1960’larda toplam 7 milyon ton plastik tüketimin günümüzde yaklaşık 330 milyon ton olduğu ve 2020 sonrası tüketim miktarının 540 milyon tona ulaşılacağı tahmin edilmektedir. Okyanus ve denizlerde, plastik atıklar kontrol altına alınmazsa 2025’e kadar her 3 balık için 1 kilogram plastik, hatta yüzey sularında balıklardan daha fazla plastik bulunacaktır. Yetersiz atık yönetimi özellikle denize kıyı ülkelerin kıyılarında daha fazla deniz çöpü, plastik kirliliği oluşması ve besin zinciri yolu ile tüketilen plastiklerden kaynaklı ekosistem ve insan sağlığı bozulmalarına neden olmaktadır. Plastik, yılda 100 binden fazla deniz kaplumbağası ve kuşunu, yutma ve deniz dolama nedeni ile öldürüyor. Kaç milyon adet ve ton balık ve diğer su canlısını öldürdüğü bilinmemektedir. Plastik deniz çöpü, çevreye ve insan sağlığına zarar vermenin yanı sıra, turizm, balıkçılık ve denizcilik gibi faaliyetlere de zarar vermektedir” şeklinde konuştu.
Sürdürülebilir ekosistem yöntemi
KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesinden Prof. Dr. Muzaffer Feyzioğlu da Karadeniz’in korunmasına yönelik bilgiler paylaşarak “Karadeniz ekosisteminin korunabilmesi için, öncelikle habitatlar, ekosistemler ve tehlike altındaki türlere dönük koruma alanları belirlenmelidir. Ayrıca koruma alanlarının gerekli olup olmadığı, yaygın olarak bulunan türler baz alınarak irdelenmeden önce, bölgeler arasında genetik olarak farklı tür ya da alt tür, varyete olup olmadığı araştırılmalıdır. Genetik tür çeşitliliği araştırılarak türe dayalı yerel ya da bölgesel koruma alanları ve planları oluşturulması, yerel halk ve karar vericilerde koruma bilincinin geliştirilmesi korunmanın sürdürülebilirliği için önemlidir.Yapılması gerekenler ise Doğu Karadeniz’in yüzde 80-90’ı kaybedilen doğal kıyılardan geriye kalan kıyıların mevcut topografik ve ekolojik yapısı ve kullanım durumu acilen belirlenmelidir. Mevcut kıyıların sürdürülebilir kullanımı için koruma ve kullanma planları ortaya konmalıdır” ifadelerini kullandı.
Yomra Su Ürünleri Merkez Araştırma Müdürlüğü’nden Dr. Nimet Selda Başçınar ise ’Doğu Karadeniz kıyılarında ekolojik kalite değişimleri’ hakkında sunum yaparak “Son yıllarda endüstrileşme ve şehirleşme nedeniyle kıyısal habitatlar tehdit altındadır. Ortamdaki biyoçeşitlilik ve dolayısıyla ekolojik kalite gittikçe değişime uğramaktadır” bilgisini paylaştı.