Doç. Dr. Babacan: “Berlin’deki zirvenin sonucu: Kalıcı ateşkes ve silah ambargosu”
BERLİN’DE DÜZENLENEN LİBYA ZİRVESİ’Nİ DEĞERLENDİREN DOÇ. DR. ABDURRAHMAN BABACAN, 55 MADDELİK BİLDİRİDE KALICI ATEŞKES VE DIŞ GÜÇLERİN SİLAH TEMİNİNE AMBARGO KONMASI MADDELERİNİN ÖNE ÇIKTIĞINI SÖYLEDİ.
Berlin’de düzenlenen Libya Zirvesi’ni değerlendiren Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, 55 maddelik bildiride kalıcı ateşkes ve dış güçlerin silah teminine ambargo konması maddelerinin öne çıktığını söyledi.
Libya’daki krize çözüm bulmak için 12 ülke lideri ve 5 uluslararası kuruluş başkanını bir araya getiren Libya Zirvesi geçen pazar günü Berlin’de gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da yer aldığı ve yaklaşık 5 saat süren zirveden 55 maddelik sonuç bildirgesi çıktı. Tüm katılımcılar tarafından imzalanan ‘Libya Barış Planı’nı İstanbul Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Babacan değerlendirdi.
Doç. Dr. Babacan, 55 maddelik bildiride kalıcı ateşkes ve dış güçlerin silah teminine ambargo konması maddelerinin öne çıktığını söyledi. Uluslararası kamuoyunda, çözümsüzlüğe neden olan ülkelerin Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri olduğu yönünde baskın izlenim olduğunu kaydeden Doç. Dr. Babacan, Libya’nın geleceğinde Türkiye ve Rusya’nın ana aktörler arasında yer aldığını ifade etti.
“Silah ambargosuna saygı ibaresi muğlak”
Zirveye katılan aktörlerin Libya ile ilgili farklı ajandalara sahip olduğunu belirten Doç. Dr. Babacan, metinde geçen ‘silah ambargosuna saygı’ ibaresinin ise muğlaklık barındırdığını söyledi.
Bildirinin genelinde ‘yapıcılık’ ile birlikte ‘muğlaklığın’ izlerinin net bir şekilde görüldüğünü ifade eden Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, “Bildiride, silah ambargosu delindiğinde nasıl bir yaptırım uygulanabileceğine ilişkin ek bir ibarenin yer almaması, ateşkese giden yolda taraflardan birisinin doğru şekilde yürümeyi reddetmesi durumunda, ki Hafter şimdiden buna başladı, buna verilecek cevabın neler olacağına ilişkin somutlaştırmalara ihtiyaç olduğu muhakkak. Bu bağlamda Batılı ülkelerin, Hafter’in dış destekçilerine özellikle Mısır ve BAE ne derece somut ve kararlı bir baskı uygulayacakları ayrı bir soru işareti. Yine tarafların üzerinde mutabık kaldıkları şekliyle, Libya’nın ulusal petrol şirketi olan NOC’nin Libya petrolünü satmakla tek yetkili kurum olarak tasdikinin uygulamadaki sürdürülebilirliği sorusu da bir başka önemli husus.” dedi.
“Berlin Zirvesi’ndeki en önemli mesaj: Kararlılık”
Berlin Zirvesi’nde verilen en kuvvetli mesajın, kararlılık olduğunu ve meselenin uluslararası siyasi-hukuki meşruiyet ekseninde ele alınacağını vurgulayan Doç. Dr. Babacan, “Berlin Zirvesi, Libya’nın Suriyeleşmesini önleyici ilk adım olarak telakki edilebilir. Bundan sonra ise gelişecek ve daha da derinleşmesi için çabalanacak kalıcı bir barışın ve siyasi-hukuki kurumsallaşmanın tesisine uluslararası toplumun bağlılığının vurgulanması ve somut adımların atılması çok elzem. Kısa vadede ise çok ciddi yapısal değişiklik beklediğimi söyleyemem. Türkiye’nin Rusya ile birlikte oynadığı anahtar işlev hayatiyetini sürdürecek.” sözlerini ifade etti.