Doç. Dr. Aksoy: “Türklerin uyduruk bir tarihe ihtiyacı yok”
MARMARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. MUSTAFA AKSOY, “TÜRKLER TARİH SAHNESİNDE HER ZAMAN VAR. TARİH SAHNESİNDE VARKEN DE YA BİRİNCİ YA DA İKİNCİ OLARAK VAR. TÜRKLERİN UYDURUK BİR TARİHE İHTİYACI YOK” DEDİ.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Aksoy, “Türkler tarih sahnesinde her zaman var. Tarih sahnesinde varken de ya birinci ya da ikinci olarak var. Türklerin uyduruk bir tarihe ihtiyacı yok” dedi.
Samsun Türk Ocağı tarafından “Tarihi Hafıza Olarak Türk Mezar Taşları ve Damgalar” konulu konferans düzenlendi. Öğretmenevi Toplantı Salonunda gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak katılan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Aksoy, motif ve sembol gibi cümlelerin damga ile aynı olmadığını söyledi. Halı, kilimlerdeki damgalar ile koç, koyun ve at başı mezar taşlarının kendilerinin DNA’sı olduğunu ifade eden Aksoy, “Ben buradan hareketle Kültürel DNA kavramını kullanıyorum. Kavramlarınız ve teorileriniz yoksa başkalarından ithal edersiniz. İthal kavramlarla da kültürünüzü anlamak zordur. Bilinen kültür teorilerine göre halı ve kilimlerdeki damgalar ile koç, koyun, at ve insan üsluplu mezar taşlarını izah edemiyoruz. Çünkü bunlar başka halklarda yok. Türkler tarih sahnesine çıktıktan itibaren Çinlilerle yan yana yaşamışlar. Ancak Çinlilerde damgalar yok. Koç, koyun, başı mezar taşları yok. Sonra bin 500’lerde Ruslarla çok sıkı fıkı oluyor Türkler. Ruslar’da da yok. Kültür de bazı keskin ve muhafazakar alanlar vardır. Benim yaptığım araştırmalar da bu şekilde. Nasıl insanlarda biyolojik değerler varsa kültürün de DNA’ları olduğuna inanıyorum. Bunu saha çalışmalarında gördüm. Bunlar başka halklarda yok” diye konuştu.
“Ermeni ustaya mezar taşı yaptırmakla bu mezarın Ermeni geleneğine ait olduğunu söylemek doğru değil”
Sosyal bilimlerde kesin kavramları kullanmaktan kaçınmak gerektiğine dikkat çeken Aksoy, “Koç, koyun başı mezar taşlarının 3 bin yıllık olduğunu yazıyorum. Türkiye’de ki en son koç başı mezar taşının birisi Elazığ’da 1913 tarihli. Tunceli’de de 2014 tarihli koç başı mezar taşı var. Fakat o mezar taşının olduğu köyün Ermeni köyü olduğu söyleniyor. Köye gittim birisini buldum ve ’bu mezar taşlarının Ermenilerden kaldığı söyleniyor. Sizin köyün de Ermeni köyü olduğu söyleniyor’ dedim. ’Biz Ermeni değiliz. Ermenilerde böyle bir mezar taşı geleneği yok. Fakat Ermeni ustalara yaptırdığımız mezar taşları var’ dedi. Ermeni ustaya mezar taşı yaptırmakla bu mezarın Ermeni geleneğine ait olduğunu söylemek doğru değil” şeklinde konuştu.
“Türkler tarih sahnesinde her zaman var”
Ermeni bir araştırmacının, at başı mezar taşlarının 13. yüzyıla ait ve Moğollardan kalma dediğini aktaran Aksoy, “Ermeniler bu mezar taşlarının kendilerine ait olmadığını söylüyor. Ermenistan’da da bu mezar taşlarını bende gördüm. Oradaki Ermeniler de koç, koyun, at başı mezar taşlarının Ermenilere ait olmadığını söylüyor. Ama kendi coğrafyalarında var. Siyaseten bazıları onlara sahipleniyor. Türkiye’de bir partinin başkanı at başı mezar taşı fotoğrafını almış. Aynı metni almış. Fotoğraftaki 13. yüzyılı 10 yapmış. Moğol ismini Kürt yapmış. Köyün ismini de değiştirmiş. Ben de bu yazılan köye geldim. İnsanlara sordum ’böyle bir mezarlık burada yok. Burada Kürtler de yok’ dediler. ’Bunlar nerede o zaman’ dedim. Fotoğrafı gösterdim. ’Burası 20 kilometre uzakta başka bir köy’ dediler. Köyün ismini değiştiriyor. Tarihi değiştiriyor. Sonra yazıyor. Bunu okuyanlar da buna inanıyor. Türkler tarih sahnesinde her zaman var. Tarih sahnesinde varken de ya birinci ya da ikinci olarak var. Türklerin uyduruk bir tarihe ihtiyacı yok. İngilizler Afrika’ya kadar sömürgecilik yapmış, oradaki insanları kültürel olarak İngilizleştirmişler. Ama İngilizler orada devlet kurmamış. Türkler ise Çin’den Avrupa’ya olan yerde devlet kurmuş. Dünyada bunun ikinci bir örneği yok” ifadelerini kullandı.
Konferansta Türk Ocağı Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Serkan Şen de bir konuşma yaptı.