Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran: “Doğu Akdeniz’deki sondaj gemilerimizin sayısı artacak”
DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI YAVUZ SELİM KIRAN, TÜRKİYE’NİN DÜNYANIN TÜM KITALARINDA ETKİN OLAN TEK ÜLKE OLDUĞUNU BELİRTEREK, “DOĞU AKDENİZ’DEKİ SONDAJ GEMİLERİMİZİN SAYISI ARTACAK” DEDİ.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Türkiye’nin dünyanın tüm kıtalarında etkin olan tek ülke olduğunu belirterek, “Doğu Akdeniz’deki sondaj gemilerimizin sayısı artacak” dedi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Bahçeşehir Üniversitesi’nin Hükümet ve Liderlik Okulu tarafından bu sene 16.’sı gerçekleşen ‘Siyaset Okulu’ programlarının 3. hafta programına konuşmacı olarak katıldı. Kıran, Türkiye’nin iç ve dış siyasetine dair önemli noktalara değindi.
Bahçeşehir Üniversitesi’nin Hükümet ve Liderlik Okulu tarafından bu sene 16.’sı gerçekleşen ‘Siyaset Okulu’ programlarının 3. hafta programına konul olan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, gençlerle bir araya geldi. Üniversitenin Beşiktaş Kampüsü’nde gerçekleşen programda “Türkiye’nin Girişimci ve İnsani Dış Politikası” adlı konuyu ele alan Kıran, Türkiye’nin bölgesel ve küresel sorunlarını ve başarılarını anlattı. Dış politikada son derece çalkantılı bir dönemde olunduğunu belirten Kıran, “Dünya değişirken Türkiye olarak bulunduğumuz coğrafyada bu gelişmeleri dışarıdan izlemek gibi bir niyetimiz yok. ‘Dünya çift kutuplu mu?’ tartışmaları yapılırken Türkiye olarak ufkumuzu genişletmek zorundayız. Zira dünyada kriz olarak tanımlanan sorunların birçoğu yanı başımızda” dedi.
“Türkiye, mülteci sorununu başarı hikayesine çevirdi”
Mülteci sorununun yalnızca birkaç ülkenin sırtına yüklenecek bir mesele olmadığının altını çizen Kıran, “Türkiye son dokuz yılda Suriye krizinin en büyük tehdidi olan mülteci meselesini bir başarı hikayesine dönüştürerek, bütün platformlarda öncü politikalar yürüttü. Bu meselenin yalnızca birkaç ülkenin sırtına yüklenemeyecek kadar derin bir mesele olduğunu da dünyaya anlattık. Küresel mülteci sorununun en aktif ülkesi Türkiye oldu. Siyasi boyutuna bakarsak da bugün hala İdlib’deki kırılganlık devam ediyor. Ateşkesle birlikte sınırlarımızda yüz binlerce göçmen dalgasının tekrar hareketlenmeye başladığını görüyoruz. O yüzden sahadaki durumu da hassasiyetle takip ediyoruz. Bütün bunlarla birlikte siyasi sürece baktığımız zaman Suriye’deki siyasi çözüm sürecinin en önemli aktörlerinden biri Türkiye olmuştur. Suriye’deki siyasi sürecinin miladı Türkiye’nin çabalarıyla atılmıştır” diye konuştu.
“Terör örgütleriyle büyük mücadele veriyoruz”
Sınırların güvenlik soruna değinen Kıran, “DEAŞ’ın Türkiye üzerindeki tehdidi hala devam ediyor. Aynı zamanda buna karşılık özellikle Fırat’ın batısında mücadelemiz de katlanarak sürüyor. PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan YPG/PYD tehdidinin de bu bölgede cereyan ettiğini görünce mücadelemiz Fırat Kalkanı Harekâtı ile başlayıp, Zeytin Dalı Harekâtı ile devam etti. Bölgemizdeki tüm terör gruplarıyla çok etkin bir mücadele veriyoruz. Fırat’ın batısında güvenli bölge oluşturulması noktasında ülkemiz çok etkin bir adım attı. Ayrıca Fırat’ın doğusun da yıllarca müttefiklerimiz tarafından beslenen terör tehdidinin de bertaraf edilmesi gerekiyordu. Bir düzenli oldu kurmaya yetecek ağır silahlarla desteklendiler. Buna da asla kayıtsız kalmadık. Bu tehdidin de önüne geçmek için Barış Pınarı Harekâtı’nı başlattık. Bizi bu operasyonlarda desteklemeyenler de bu harekatla birlikte haklılığımızı gördüler” dedi.
“Türkiye üzerine büyük bir algı operasyonu var”
Türkiye üzerinde yapılan algı operasyonlarına değinen Kıran, “Yıllardır DEAŞ Türkiye’yi tehdit ediyor. Onlarla sahada en etkin mücadeleyi Türkiye veriyor. Sadece Fırat Kalkanı ve Zetindalı Harekatı ile 3 bine yakın DEAŞ teröristlerini etkisiz hale getirdik. Bugüne kadar 8 bine yakın kişiyi bu örgütle ilişkisini tespit edip, sınır dışı ettik. 100 bine yakın kişiyi de örgütle ilişkisi olabileceği düşüncesiyle ülkemize sokmadık. Sahada DEAŞ ile göğüs göğüse mücadele eden tek NATO ordusu Türk ordusudur. Ancak dünya ülkeleri DEAŞ ile mücadele etmediğimizi söyleyerek, YPG’ye yaptığımız operasyonların meşru olmadığı algısını yaydı. YPG’nin DEAŞ ile mücadele ettiğini söyleyerek, ‘Eğer Türkiye bu örgütü bitirirse, DEAŞ büyür’ dediler. Bu ülkeler terör örgütünü başka bir terör örgütüyle yok etmeyi düşünüyorlar. Türkiye’nin YPG ile olan mücadelesi sonrasında DEAŞ teröristlerinin Avrupa’nın kapılarına dayanacağını ve Türkiye’nin YPG’nin elindeki DEAŞ teröristlerini serbest bırakacağını söylüyorlar. Bu anlamda YPG ile çalıştıklarını bile itiraf ediyorlar. Operasyonlarımız başlamadan önce YPG zaten elindeki DEAŞ teröristlerini serbest bıraktı. Burada da o teröristleri Türkiye’nin serbest bıraktığı algısını oluşturmak istediler ama biz bu yalanı ortaya çıkardık ve tüm dünyaya anlattık. Biz istikrar ve güven adasıyız. Bütün krizlere rağmen dünyada 246 temsilciliğimiz var. Dünyanın her bölgesinde varız” şeklinde konuştu.
“Sondaj gemilerimizin sayısı artacak”
Doğu Akdeniz’de uzun süredir egemenlik mücadelesi olduğunu aktaran Kıran, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“Bu bölgedeki hidrokarbon kaynaklarının varlığı bu mücadelenin merkezinde yatıyor. Türkiye olarak buradaki gelişmelerin de olumsuz etkilerini bertaraf etmek için başından itibaren çok etkin mücadele yürüttük. Hem sahada hem de masada güçlü olduk. Sahadaki mücadelemizde dünyanın en gelişmiş teknolojileriyle donatılmış iki büyük sondaj gemimiz çok etkili oldu. Sayısını arttırmaya da devam edeceğiz. Oradaki varlığımız müttefiklerimiz tek taraflı oldubittilerle Türkiye’nin çıkarlarını göz ardı etme çabalarını bir kez daha düşünmelerini sağladı. Hiç kimsenin tek taraflı anlaşmalarla haklarımızı baltalamaya haddi yoktur. Türkiye’nin içinde olmadığı hiç bir senaryonun hayata geçemeyeceğini gördüler.”
“Dünyanın tüm kıtalarında etkiniz”
“Bunca sorunla mücadele ederken dünyanın cazibe merkezi olmaya da devam ediyoruz ”diyen Kıran, “Afrika Açılımı yaptık. Bu açılımımızı kurumsal zeminde de güçlendirdik. 3. Afrika Zirvesi’ni bu yıl Türkiye’de gerçekleştireceğiz. Bu açılımla birlikte Afrika’daki büyükelçilik sayımızı 42’ye çıkardık. Bununla birlikte Afrika’ya ticaret hacmimizi 25 milyar dolara çıkardık. Aynı açılımı Latin Amerika ve Karayipler’de de yaptık ve bugün o bölgede 17 büyükelçiliğimiz var. Aynı anda dünyanın bütün kıtalarında etkin olan başka bir ülke göremezsiniz. Ayrıca yapılan çalışmalar her alanı etkilediği gibi turizmi de olumlu etkiledi. Türkiye’nin güzelliklerini dünyaya tanıttık. Bugün turist sayımız 50 milyona dayandı. Nitekim yabancı öğrenci sayımız da her geçen gün artıyor. Bugün yabancı öğrenci sayımız 150 bine çıktı” ifadelerinde bulundu.