Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şener: “Devletin bekası için kaygı duymayan ödünç vatandaştır”
EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. NECDET BUDAK’I MAKAMINDA ZİYARET EDEN CUMHURBAŞKANI BAŞDANIŞMANI İHSAN ŞENER’E, ÜNİVERSİTENİN ÇALIŞMALARI İLE İLGİLİ BİLGİ VEREN REKTÖR BUDAK, ŞENER’İ EGE ÜNİVERSİTESİNDE AĞIRLAMAKTAN MUTLULUK DUYDUKLARINI BELİRTTİ.
Ege Üniversitesinde “100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Türkiye’ye Etkileri” konulu konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İhsan Şener, “Mesele sınır güvenliği veya siyasal güvenlik olduğunda tüm siyasi, felsefi, dini farklılıklarımız bir araya gelmeli, bir bütün oluşturmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak soyadıdır. Devletin bekası için kaygı duymayan ödünç vatandaştır” dedi.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ı makamında ziyaret eden Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İhsan Şener’e, üniversitenin çalışmaları ile ilgili bilgi veren Rektör Budak, Şener’i Ege Üniversitesinde ağırlamaktan mutluluk duyduklarını belirtti.
Rektörlük makamındaki görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şener, EÜ Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Nuri Bilgin Konferans Salonunda düzenlenen “100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Türkiye’ye Etkileri” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Konferansta Rektör Budak, EÜ üst yönetimi, EÜ Senato üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
“İnsanlık tarihinin en kanlı savaşı”
Birinci Dünya Savaşı’nın temel güdüsünün çıkar olduğunu söyleyen Şener, “Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin en kanlı savaşıdır. Ülke nüfuslarına oranla çok büyük kayıplar yaşanmıştır. 60 milyonun üzerinde insan kaybından bahsediyoruz. Biz de bu savaş sonunda toprak bütünlüğümüzün neredeyse 3’te 1’ini kaybettik. Savaşın sonrasında modern Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Devletimiz, çok zor şartlar altında kurulmuş bir devlettir, dolayısıyla kurucularımızın kadrini ve kıymetini çok iyi bilmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Birinci Dünya Savaşı’nın halen devam etmekte olan bir süreç olduğuna vurgu yapan Şener, “Bugün Suriye’de, Irak’ta, Suudi Arabistan’da, Mısır’da, Ürdün’de, Çad’da, Cezayir’de, Tunus’ta, Fas’ta, Sudan’da yüzlerce insanın kanı dökülüyorsa bunun en temel sebebi 1. Dünya Savaşı’dır. Bitmiş bir savaş değildir, evreleri devam etmektedir. Hemen sınırlarımızın yanı başında bulunan enerji kaynaklarını ele geçirmek ve sömürmek için hala çok ciddi bir çaba sarf ediliyor. Artık eskisi gibi göğüs göğse muharebe olmuyor. Vekâlet savaşları oluyor. Her devletin istihbarat örgütlerinin desteklediği terör örgütleri var. Yeni dönem savaşlar maalesef artık çok daha alçakça, kalleşçe savaşlar” diye konuştu.
“Tüm farklılıklar bir araya gelmeli”
Türkiye’nin siyasi sınırlarının belli olduğunu ancak kültürel birliğinin, akraba bağlarının sınırlarının çizilemeyeceğine dikkat çeken Şener, “Elbette dünyada barış olsun, bizim de arzumuz budur ama iç barışı tehdit eden unsurlara karşı kendi siyasi, ekonomik ve askeri gücümüzü kullanmak zorundayız. Aksi takdirde ateş bizim evimize düşer. Mesele sınır güvenliği veya siyasal güvenlik olduğunda tüm siyasi, felsefi, dini farklılıklarımız bir araya gelmeli, bir bütün oluşturmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak soyadıdır. Devletin bekası için kaygı duymayan ‘ödünç vatandaştır” dedi.
“Üniversitelere büyük görev düşüyor”
Farklı görüşler arasında iş birliğinin oluşturulması sürecinde üniversitelere de büyük görevler düştüğünü vurgulayan Şener, “Üniversiteler, bu ortak paydayı oluşturacak, planlayacak eğitim süreçleri izlemek durumundadır. Her birimizin ayrı görünüşleri, ayrı kıyafetleri, ayrı saç renkleri var. Bunlar için ayrışmaya giremezsiniz. Mesele ülke güvenliği olunca, topyekun hepimiz ülke güvenliğimizi güçlendirecek bütün politik süreçlere destek vermeliyiz. Savunma sanayinde yüzde 28 olan yerli üretim, bugün yüzde 70’lere çıkmış durumda. Bu konuda da üniversitelere yine önemli görevler düşüyor. Üniversitelerimiz, ellerini taşın altına koyup azami şekilde katkıda bulunmalıdır. Ar-Ge çalışmaları ile savunma sanayine yönelik kuruluşlarla ve devlet kurumlarıyla ortak hareket etmelidir. Çağımıza uygun yazılımlar donanımlar geliştirmeliyiz. Aksi takdirde geri kalırız. Biz, kendi silahımızı, savaş uçağımızı, otomobilimizi, gemimizi yapmak istiyoruz. Türkiye; hem ekonomik olarak, hem siyasi olarak, hem teknoloji olarak hem de eğitim olarak Dünyada ilk 10’da yer alması gereken bir devlet olmalıdır. Bunun için de yeterli insan kaynağımız var. Bizim sanayi bölgelerimizde bulunan ve alaylı dediğimiz insanları üniversitelerimizin teknik bilgisiyle, donanımıyla, ilmiyle buluşturmamız gerekiyor” diye konuştu.
“Ege Üniversitesi atılım içinde”
Rektör Budak’ı uzun yıllardır tanıdığını söyleyen Şener, “Ege Üniversitesi kadim bir üniversitedir. Gerek enerjisiyle gerek çalışma disipliniyle Necdet hocamız Ege Üniversitesi için bir şanstır. Ege Üniversitesinin atılım içinde olduğunu görüyoruz. Örnek çalışmalara imza atan Necdet hocamız ve Ege Üniversitesinin güçlü akademik kadrosunun başarılarının devamını diliyorum” dedi.
Etkinlik sonunda katılımcılardan gelen sorunları yanıtlayan Şener’e günün anısına teşekkür plaketi veren Rektör Budak da “Ülkemizin yerelde ve genelde kalkınması adına, ekonomiye ve öğrencilerimize katkı sağlamak adına önemli çalışmalar yapıyoruz. Ege Üniversitesi olarak amacımız devletimize daha fazla katkıda bulunmak. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Cumhurbaşkanımız nezdinde Sayın İhsan Şener’in konuşmaları da bizleri bu konuda motive etti” dedi.
Konferans sonrası Rektör Budak ile Şener EÜ kampüsünü dolaşıp öğrencilerle sohbet etti.