“Cinsel sorunların çoğu psikolojik kökenli”
UZM. KLİNİK PSİKOLOG EBRAR KARAÇUHA, “EVLİLİKLERDE BOŞANMALARA KADAR GİDEN CİNSEL SORUNLARIN ÇOĞU, PSİKOLOJİK KÖKENLİDİR” DEDİ.
Uzm. Klinik Psikolog Ebrar Karaçuha, “Evliliklerde boşanmalara kadar giden cinsel sorunların çoğu, psikolojik kökenlidir” dedi.
Uzm. Klinik Psikolog Ebrar Karaçuha, Vajinismus hakkında bilgiler verdi. Vajinismusun yüzde 100 çözümü olduğunu belirten Karaçuha, “Kadınlarda sıkça karşılaştığımız ‘Vajinismus’ aslında kişiyi korkularından kaygılarından bir bilinmezlikten, zarar verici bir şeyden, tehlikeden korumak için istem dışı kasılmalar yaparak, kadın bedeninin kendini savunmasıdır. Vajinismus, bedenin korkulara karşı kalkanıdır. Son dönemlerde sık sık önümüze çıkan bir sorun haline gelmeye başladı. Ülkemizde ortalama her yüz kadından on tanesi cinsel işlev bozukluklarıyla mücadele etmekte. Her on kadından biriside vajinismus ile mücadele etmektedir. Bu rahatsızlığın en kalıcı terapi yöntemiyse alınan psikolojik desteklerdir. Cinsel terapilerdir. Ülkemiz bu terapilere daha önyargılı ve kapalı olduğu için ne yazık ki, psikolojik destek almaktan çekinen çiftlerin çoğu, soluğu mahkeme salonlarında alıyorlar. Aslında birkaç seansla bu sorunlardan tamamıyla kurtulmak artık çok kolay” dedi.
Kontrol edilebilir mi?
Uzm. Klinik Psikolog Karaçuha hastalığın kontrolüne ilişkin olarak, “İnsanın bazı zamanlarda bedeni istem dışı tepkiler verebilir. Kişi cinsel ilişki sırasında vücudu kontrol edemiyor, istemsiz kasılmalar yaşıyor olabilir. Bunlar genellikle cinsel mitler yani yanlış inanışlar, cinselliğe dair yetersiz bilgi, bilinçdışı korkular, düşüncelerden kaynaklıdır.
Nasıl ki bir spor salonuna gidip kaslarımızı geliştirebiliyor ve yönetebiliyorsak bazı egzersizlerle de vajinal kas dediğimiz pelvik taban kaslarının yönetimi de yapılabiliyor. Cinsel terapi ile kişinin bilinçdışı korkularını çalışıp gerekli cinsel eğitimler verilebilir. Organik semptomları ortadan kaldırmak için multidisipliner bir çalışma gerekir” diye konuştu.
Cinsel terapiler nedir?
Uzm. Klinik Psikolog Karaçuha cinsel terapi hakkında şunları kaydetti: “İnsan sağlığının belki de en gizli bölümlerine dokunan psikolojik bir terapi yöntemidir. Çiftlerin yatak odaları, yalnızca dinlenmek ve uyumak üzere kurdukları bir dört duvar değildir. Eğer o alanları eğlenceli hale getirmezlerse bu duvarlar onların kendi aralarına ördükleri büyük bir duvarın habercisi olacaktır. Bu tarz vakalar bilinçaltında beslenen etkenlerden de kaynaklanabiliyor. En klişe olan İlk gece kaygısı, tatmin edememe korkusu ve çocukluğumuzdan bugüne kadar uzanan ‘Bu tarz şeyler ayıptır, konuşulmaz gibi etkenler bizleri ne yazık ki eşe karşı çekimser birisi haline getirebiliyor.”
Kaç seans ile tedavi olumlu sonuçlanır?
Uzm. Klinik Psikolog Karaçuha şu bilgileri verdi: “Aslında bu çalıştığım her danışana göre değişiyor. Biz bazı danışanlarımız ile bu sorunu zaman zaman tek seansla, bazı zamansa haftalarca süren terapilerle çözebiliyoruz. Fakat benim en uzun süren danışmanlığım zannediyorum 12 seans civarıydı. Terapi sürecinde en önemli faktörlerden birisi de terapistinizin sizinle kurduğu terapötik ilişkidir. Eğer danışan terapistiyle güvenli bir bağ kurup, düşüncelerini özgürce ifade edemez ise çok sağlıklı bir süreç söz konusu olmuyor. Belki de beni meslektaşlarımdan ayıran en önemli özellik böyle mahrem bir konuyu açabilmeleri ve rahat olmaları için onları desteklememden ve önce kendilerine güvenmelerini sağlamamdan kaynaklanıyor.
Bu sebeple A’dan Z’ye tüm sorunlarını açıkça ifade ettiklerinden, danışanlarımın problemlerini çok kısa sürede başarıya ulaştırabiliyoruz.
Tavsiyeler
Sizin aracınızla çiftlere bu tarz sorunlarla karşılaşmamaları için “evlilik öncesi cinsel danışmanlık” almalarını kesinlikle öneriyorum. Bir diğer önerim; bol bol konuşmaları. Mutfağınızda, salonunuzda, özellikle yatağınızda konuşun. Birbirinizi dinleyin, dinleyin ki daha çok tanıyın, farkedin isteklerinizi. Kadınlar ya da erkekler bundan hoşlanır deyip genelleştirmek yerine; Benim eşim bunu sever deyin ve evliliğinizi biricik kılın. Sadece Benim karım/kocam bunu severle de kalmayın “sever misin” diye sorun, isteklerinizi daha açık ifade edin.”