Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ‘Dipsiz Göl’ için 4 maddelik eylem planını açıkladı
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKAN YARDIMCISI PROF. DR. MEHMET EMİN BİRPINAR, “BUNDAN SONRA SİT ALANINDA OLSUN VEYA OLMASIN TÜRKİYE’NİN HER HANGİ BİR YERİNDE DEFİNE ARANACAKSA MUTLAKA ÇEVRE ETKİ DEĞERLENDİRME (ÇED) RAPORUNUN ALINMASI TALEP EDİLECEK” DEDİ.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, “Bundan sonra SİT alanında olsun veya olmasın Türkiye’nin herhangi bir yerinde define aranacaksa mutlaka Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun alınması talep edilecek” dedi.
Gümüşhane’nin merkeze bağlı Dumanlı köyün sınırlarındaki İstavroma yaylasında define aranan ve Dipsiz Göl olarak adlandırılan bölgenin Doğal Sit alanı ilan edileceğinin açıklanmasının ardından Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof.Dr. Mehmet Emin Birpınar, bölgede incelemelerde bulundu.
Vali Kamuran Taşbilek ve beraberindeki heyetle alanda incelemelerde bulunan Birpınar, alanda çalışma yapan bilim adamlarıyla görüştü, göl alanında incelemelerde bulundu.
“Bundan sonra Türkiye’nin herhangi bir yerinde define aranacaksa mutlaka Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun alınmasını talep edecekler”
Burada gazetecilere açıklama yapan ve 4 maddelik eylem planlarını anlatan Bakan Yardımcısı Birpınar, “Bundan sonra SİT alanında olsun veya olmasın Türkiye’nin herhangi bir yerinde define aranacaksa mutlaka Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun alınmasını talep edecekler. Biz bunu yönetmeliklerimize yazacağız. Türkiye’nin neresinde olursa olsun bir mezarlıkta da olsa bir dağın tepesinde bir yer de olsa bir gölün içerisinde bir yer de olsa bu tür bir faaliyet öncesinde mutlaka bir çevre etki değerlendirme, çevreye nasıl etkisi vardır onun raporlanmasını isteyeceğiz. Bunun yanında bir üniversite raporu da isteyeceğiz. Bilimsel bir rapor olmadan bu tip aramaların yapılmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz zaten maden aramalarında istiyoruz. Burada da böyle bir raporlanmanın olması gerektiğini bunu da o kapsama alacağımızı buradan Türkiye’ye deklare etmek istiyoruz” dedi.
“Türkiye’yi yoran bir mesele”
Gümüşhane’nin yaylasında Türkiye’yi yoran bir mesele ile karşılaştıklarını kaydeden Birpınar, “Bu doğal güzellikleri Türkiye ile paylaşmak yerine bir gölün kuruması olayı ekolojik bir yapının bozulması nedeniyle buraya gelmek istemezdik. Bu konuda bize de yeni şeyler öğretiyor. Aslında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile çok ilgisi olmayan bir yer ama bir çevre felaketi olarak görünüyor. Gölün yok olması da hiç istenmeyen bir durum. Doğal yapının bozulması başka etkileri de beraberinde getiriyor” dedi.
Türkiye’de define aramak için bir yönetmelik olduğunu hatırlatan Birpınar, “O yönetmelik Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yönetmeliği. Oradan izinler alınıyor ve burada bir hazine olduğu iddia edilerek bir arama yapılıyor. Ama içerisinde bir şey çıkmadığı söyleniyor. Bunu yaparken gölün doğal yapısı bozuluyor. Bunun tekrar restore edilmesi gerekiyor. Bunu çok büyük bir göl veya çok küçük bir göl gözüyle bakmıyoruz bunun restore edilmesi eski haline döndürülmesi ve bu tip olayların bir daha yaşanmaması için ne yapılması gerektiği üzerinde duruyoruz” diye konuştu.
“SİT alanını 2 bin hektara çıkaracağız”
Gölün olduğu alanın komşu Santa Harabelerindeki doğal SİT alanıyla birleştirilerek bin 600 hektardan 2 bin hektara çıkaracaklarını ifade eden Birpınar, “Türkiye’nin yüzde 9,7 civarında doğal SİT alanı var. 2023 hedefimiz hocalarımız ile birlikte çalışarak bunu yüzde 17’ye çıkarmak. Bu konuda Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğümüz çalışmalarını sürdürüyor. Buranın SİT alanı olarak ilan edileceğini Bakanımız Murat Kurum ilan etmişlerdi. Bu bölgede Santa Harabeleri dediğimiz bir yer var. Orası bin 600 hektarlık bir alan. Bu alanı genişleterek burayı da içine olarak 2 bin hektarlık doğal sit alanı haline çevireceğiz” şeklinde konuştu.
“Bu gölü eski haline getirmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak herşeyi yapacağız”
Görünen manzaraların bir daha olmaması, eski haline dönmesi için bunun yaparken de dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayan Birpınar, “Bunu yaparken de dikkat olmamız lazım. Onun için de bu bölgedeki bilim adamları su bilimleri ile uğraşan akademisyenler, jeologlar, hidrobiyoglar, hidrolistler yeraltı suyu ile uğraşan, göllerle uğraşan hocalardan bir rapor hazırlamalarını isteyeceğiz. Acaba bu göl tabandan beslenen bir göl mü yoksa yüzeysel beslenen kar suları ile beslenen bir göl mü ? onu belirleyeceğiz. Hangisinin olduğunu çok kısa sürede tespit edeceğiz. Çamurdan da arkadaşlarımız numune aldılar, analiz ettiriyorlar. Bunu tespit ettikten sonra da bu kapanan yeri açıp 3-4 metre çapında yeniden bu gölü eski haline getirmeye çalışacağız. Böylece buradaki habitatı varsa florayı da korumak için Çevre Şehircilik Bakanlığı olarak herşeyi yapacağız” dedi.
“Bu izinler verilirken izlemelerin de iyi yapılması gerekiyordu”
“Keşke bunlar yaşanmasaydı” tespitinde bulunan Birpınar, “Bu izinler verilirken izlemelerin de iyi yapılması gerekiyordu. Buradaki süreci takip etmek izlemeyi de sürdüreceğimizi ifade etmek istiyorum. Mutlaka ÇED raporu isteyeceğiz. Bu bölgeyi Doğal Sit Alanına çevireceğiz. Buranın restorasyonunu ve tekrar gölü geri kazanacağız. Buranın bundan sonra izlemesini ve takip edilmesini Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğümüz aracılığıyla buradaki Valimiz aracılığı ile biz bu işi yapacağız” diye konuştu.
Birpınar’ın talimatıyla gölün bozulmamış alanından toprak numuneleri alındı.