Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum 15 maddelik ‘Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı’nın detaylarını açıkladı
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MURAT KURUM, BAKANLIĞINCA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELE KAPSAMINDA HAZIRLANAN VE TRABZON, SAMSUN, ORDU, RİZE, GİRESUN VE ARTVİN İLLERİNİ KAPSAYAN 15 MADDELİK ‘KARADENİZ BÖLGESİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANI’NIN DETAYLARINI BUGÜN TRABZON’DA DÜZENLEDİĞİ BASIN TOPLANTISI İLE AÇIKLADI.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bakanlığınca iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında hazırlanan ve Trabzon, Samsun, Ordu, Rize, Giresun ve Artvin illerini kapsayan 15 maddelik ‘Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı’nın detaylarını bugün Trabzon’da düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Trabzon’un Araklı ilçesinde 18 Haziran’da yaşanan ve 8 kişinin ölümü, 2 kişinin de kaybolması ile sonuçlanan sel bölgesindeki incelemeleri sırasında gazetecilere “Trabzon, Rize, Ordu, Giresun ilimizde dere güzergahı üzerindeki şu an iklim değişikliği sebebiyle olmaması gereken binaların tespitini de bir ay içinde tamamlayacağız. İnşallah 4 ilimizde bu tespitleri yapıp vatandaşlarımızı sağlam, güvenli konutlarına taşıma sürecine ve yeni inşaatların yapım sürecine bu yıl içinde başlamak istiyoruz” açıklamasında bulunmuştu. Kurum, selin üzerinden bir ay geçmeden bugün Trabzon’da bir otelde tekrar basının karşısına geçerek bu konuda gelinen nokta ve yol haritasına ilişkin bilgi verdi.
“Karadeniz’imizi, ülkemizi ve tüm dünyayı yakından ilgilendiren önemli bir meseleyle ilgili toplandık” diyen Bakan Kurum “Deniz suyu seviyesi 19 cm yükseldi. 2100 yılında denizlerimizde su seviyesinin 5 metre yükselmesi bekleniyor. Bu kötü senaryo gerçekleşirse, birçok adanın sular altında kalması, pek çok yerel kültürün yok olması ve buna bağlı olarak İklim göçü meydana gelmesi öngörülüyor. Yani, dünyada yaşayan insan nüfusunun üçte biri küresel ısınmadan etkilenecek gibi gözüküyor. Önümüzdeki 100 yılın sonunda, tarım için uygun alanların miktarı azalacak, kıtlık ve kuraklık baş gösterecek. Sel, fırtına, tayfun gibi doğal afetlerin sayısı, şiddeti ve yeri de artacak. Tatlı su kaynaklarıyla ilgili sıkıntılar meydana gelecek. Sadece insanlar için değil, tüm canlılar için dünya, yaşanması zor bir yer olacak.
Yine, dünyamızda birçok canlı türünün yok olacağına, eko sistemin bozulacağına dair öngörüler bulunuyor. İklim değişikliğinin etkilerini önleyecek olan da yine bizleriz. Sadece devletlerin, ilgili kuruluşların değil tüm bireylerin çevre için duyarlı olması gerekiyor. 2100 yılı bize uzak gelmesin. Çocuklarımıza, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin görevi” ifadelerini kullandı.
“Türkiye ciddi tehdit altında”
İklim değişikliği nedeniyle Türkiye’nin ciddi tehdit altında olduğuna dikkat çeken Kurum “Çünkü ülkemiz iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasında olan Akdeniz Havzası’nda yer alıyor. Son yıllarda bu iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarını hep birlikte yaşamaya başladık. Kıyılarımızdaki ölçümler, deniz seviyesinin yıllık 6 mm civarında yükseldiğini gösteriyor. Deniz suyu sıcaklığımız da arttı, bu artışa bağlı olarak şiddetli ve sık yağışlar meydana geldi. İnsanlar için önemli oksijen kaynaklarından olan deniz çayırları yok oluyor. Akdeniz çölleşiyor. Bu süreçte, Tropikal canlı türleri Kızıldeniz üzerinden kıyılarımıza geliyor. Daha önce ülkemizin sahillerinde bulunmayan, görselde de görmüş olduğumuz balon balığı, aslan balığı gibi istilacı tür balıklara rastlar olduk. Bu tür balıklar, denizlerimizdeki balık çeşitliliğini de tehdit etmeye başladı. Yine, ülkemizin akciğerleri olan ormanlarımızda küresel ısınmaya bağlı olarak yangın riski artıyor. İklim değişikliği ekonomiye de zarar veriyor ve tedarik zincirini bozuyor. Akdeniz normalde kapalı havza olduğu için, hortum ihtimali düşüktür. Ama son dönemde ne yazık ki sıkça hortumlara şahit oluyoruz. Aynı zamanda şiddetli dolu yağışını da yaşıyoruz. Antalya’da ceviz büyüklüğünde dolu yağdı. Sel suları, seraları yerle bir etti. Tüm bunlar yüzünden mahsullerimiz zarar görüyor, bu da fiyatlara yansıyor” diye konuştu.
“İstanbul’a 15 dakikalık dolu yağışının neden olduğu zarar 3 milyar lira oldu”
Geçen Ağustos ayında İstanbul’da meydana gelen dolu yağışına vurgu yapan Bakan Kurum “Arabalarda, evlerde, iş yerlerinde, yollarda çok ciddi hasara yol açtı. Sadece 15 dakikalık dolu yağışı 3 milyar liralık zarara neden oldu. Bu maliyetle 12 bin konut inşa edebilir, hastaneler ve okullar yapabilir, istihdam sahaları oluşturabilirdik. Kısacası iklim değişikliği herkesi ve her yeri etkileyecek. Sadece kıyı kesimlerimiz değil, İç bölgelerimizde de iklim değişikliğini hissedeceğiz. İç Anadolu bölgemizde 2100 yılına kadar gereken önlemler alınmazsa, kuraklık artacak ve tarım ürünü çeşitliliği azalacaktır. Konya Karapınarlıyım. Dünyanın nazar boncuğu olarak adlandırılan Meke Gölü Karapınar’da. Bakanlık olarak, ülkemizin diğer doğal güzellikleri gibi burayı da koruma altına aldık. Bu göl kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bölgede obruklar meydana geliyor ve çökmeler yaşanıyor. Konya gibi tarımın başkenti bir ilimizde seller yaşanmaya başladı. Bunun tabi ki başka etmenleri de var ama en belirgin nedeni İklim Değişikliği. En bereketli ovalarımız, ülkemizin gıda deposu bölgelerimiz küresel ısınmanın tehdidi altında” şeklinde konuştu.
“Geçtiğimiz yılın ilk 6 ayında 2 milyar 54 milyon olan poşet sarfiyatını bu yıl 464 milyona düşürdük”
Bakanlığının çalışmaları hakkında da rakamlar veren ve yaptıkları çalışmaları anlatan Bakan Kurum, şunları söyledi:
“Önümüzdeki günlerde Sıfır Atık Yönetmenliğini yayımlayarak, tüm ülkede sıfır atık projesini yaygınlaştıracağız. Plastik poşetlerin oluşturduğu kirlilikle mücadele için bir karar aldık. 2019 yılı itibariyle, ülkemizde plastik poşetleri ücretli hale getirdik. Çok şükür, önemli bir yol da kat ettik. Burada çok önemli bir güncel veriyi sizlerle paylaşmak isterim. Türkiye’deki beş büyük market zincirinin verilerine göre, geçtiğimiz yılın ilk 6 ayında 2 milyar 54 milyon olan poşet sarfiyatını bu yıl 464 milyona düşürdük. Buna göre, plastik poşet kullanımında yüzde 78 azalma görüldü.”
“İklim Değişikliği Eylem Planı’na Karadeniz’den başladık”
Bakanlık olarak Türkiye’nin 7 bölgesi için ayrı ayrı İklim Değişikliği Eylem Planı hazırlayacaklarını, ve buna Karadeniz Bölgesi’nden başladıklarını kaydeden Kurum “Deniz suyu sıcaklığının son 40 yılın en yüksek seviyesinde gözlenmesi, buna bağlı olarak yağışların artması, bölgenin engebeli yapısı nedeniyle afet riskinin artması, can ve mal kaybı yaşanmasından dolayı önceliği Karadeniz Bölgemize verdik. Bugün Karadeniz İklim Değişikliği Eylem Planını açıklıyoruz. Diğer bölgelerimizle ilgili çalışmalarımıza süratle devam ediyoruz. İnşallah önümüzdeki 6 ay içerisinde de hazırlıklarımızı tamamlayarak, her bölge için eylem planlarımızı kamuoyuyla ve ilgili Bakanlıklarımızla, kamu kurumlarımızla paylaşacağız. Bu noktada en son Trabzon’da yaşadığımız sel felaketinden sonra bölgede çok hızlı bir şekilde, derelerin ve o dere yataklarında bulunan binaların taşınması sürecini başlattık” bilgisini paylaştı.
İşte 15 maddelik eylem planı
Başta Rize, Trabzon, Ordu, Samsun, Giresun ve Artvin illerimizi kapsayan 15 maddelik Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı ve bölgede alınacak tedbirler ile ilgili olarak Kurum, şunları söyledi:
“1. Mekânsal strateji planı ve bütün ölçeklerdeki mekânsal planlar iklim değişikliği parametreleri dikkate alınarak hazırlanacaktır.
Bölgeye ait Mekânsal strateji planları çerçevesinde alt ölçekli planları revize edeceğiz. Bu revize işlemi biter bitmez de bahsedilen 6 ilimizdeki belediyelerden alt ölçekli planların gözden geçirilmesini isteyeceğiz.
2. Trabzon, Rize, Ordu, Giresun, Artvin ve Samsun illeri öncelikli olmak üzere dere yataklarında yer alan binalar tespit edilecek ve uygun alanlar için kamulaştırma ve taşıma süreci planlanacaktır. Trabzon, Rize, Ordu, Giresun, Samsun ve Artvin illerinde öncelikli olarak dere yataklarında yer alan binaların tespit çalışmalarına başladık. Bölgede yaklaşık 19 bin akar dere, 131 bin de kuru dere bulunuyor. 6 ilimizde bulunan ve birinci derece risk grubundaki 367 derenin taramasını bitirdik. Temmuz ayı sonuna kadar tüm derelerin taramasını bitireceğiz. 1430 kilometre yol üzerinde de inceleme yaptık. Dere yatağında bulunan ve iklim değişikliği nedeniyle risk altında olan, acil ve öncelikli taşınması gereken 1950 adet bina tespit ettik. Riskli bölgelerde yaşayan 2000 aileyi, kentsel dönüşüm kapsamında yapacağımız konutlara taşıyacağız. Bundan böyle Karadeniz Bölgemizde dere yatakları ve riskli bölgelerde kentsel dönüşüm çalışmalarımızı, yeni bir yol haritasıyla başlatıyoruz. İlk olarak, Trabzon Araklı merkezde tespit edilen Özgen ve Yolgören mahallesinde 200 konutun inşaatına TOKİ Başkanlığımız başladı. Bakanlığımıza bağlı TOKİ Başkanlığımız eliyle bu riskli bölgelerde 2023 yılına kadar 15 Bin konut inşa edeceğiz. Dere yatağında bulunan binaların taşınması sürecinde hiçbir mağduriyet yaşanmayacak. Taşınma ve kira yardımı başta olmak üzere her türlü desteği kardeşlerimize sağlayacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
3. Yüksek heyelan riski bulunan bölgelerde yer alan binalar tespit edilerek uygun alanlara taşınacak ve bu bölgelerde inşa faaliyetlerine izin verilmeyecek.
4. Yerel yönetimler uhdesindeki ekonomik ömrünü tamamlamış veya yetersiz kesit genişliğine sahip köprülerin önceliklendirme yapılarak kaldırılması için tespit çalışmaları yapılacaktır. Tespit çalışmalarını yaparken Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığımızla görüşülerek koordinasyon sağlanacaktır.
“Karadeniz Sahil Yolu’nun yağış sularının denize ulaşmasına engel olan bölümlerinde menfezlerin kapasitesi artırılacak”
5. Karadeniz Sahil Yolu’nun yağış sularının denize ulaşmasına engel olan bölümlerinde menfezlerin kapasitesi artırılacaktır.
Karadeniz Sahil Yolu’nun sel sularının denize ulaşmasına engel olan bölümlerinde menfez ve köprülerin kapasitesi ve sayılarının arttırılması için ilgili Bakanlıklarla ortaklaşa işbirliği halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İklim Değişikliği kaynaklı afetler, köyleri şehirlere bağlayan veya birbirine bağlayan yolları da tahrip etmektedir. Hem bu yolları kullanılamaz hale getirmekte hem de can ve mal kaybına neden olmaktadır. Öncelikle 1 yıl içerisinde tüm köy yolları gözden geçirilerek bu yolların tahrip olmasının en büyük nedeni olan köprü, viyadük gibi yapıların onarımını İller Bankamızla birlikte ilgili belediyelerimizle gerçekleştireceğiz. Dere yatakları ve heyelan alanlarındaki mevcut yollar için alternatif yol güzergahları araştırılacak veya bu yollar güçlendirilecek.
6. Karadeniz Sahil Yolu’nda ve risk altında olan karayollarının altyapısının belli noktalarında ani oluşan taşkınların denize iletilmesini sağlayan su hatları ve tüneller oluşturulacaktır.
7. Dere yataklarının doğal yapısının bozulmaması için bölgede faaliyet gösteren tesislerde denetimler sıklaştırılacak.
Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kalan alanlarda Büyükşehir Belediyelerince, İlçe Belediyesi Mücavir Sınırları içerisinde İlçe Belediyelerince, diğer alanlarda ise İl Özel İdarelerince, Bakanlığımız İl Müdürlükleri ile koordineli olarak dere yataklarından kontrolsüz malzeme alınmaması ve hafriyat dökülmemesi için gerekli önlemlerin alınması için denetimleri sıklaştırıyoruz.
8. Kamu hizmeti veren binaların aşırı iklim olaylarından daha az etkilenecekleri şekilde kent planlarında yer seçimleri yapılacaktır.
Hastane, okul, sağlık ocağı, kaymakamlık binaları gibi vatandaşlarımıza hizmet veren kamu binalarını riskli bölgelerden bir an evvel kaldıracağız.
9. İklim Değişikliği ve etkileri konusunda yerel yönetimlere düzenli eğitimler verilecektir.
İklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan sel, taşkın gibi afetlere karşı önlem alınmasını sağlamak ve ortak bilinci yükseltmek için,
Bakanlığımız ve Bakanlığımız dışındaki teknik birimlerce vatandaşlarımıza ve yetkili birimlere eğitimler vereceğiz.
10. Yağış suları ve kanalizasyon suları ayrık sistem haline dönüştürülecektir.
Altyapı projelerinde iklim değişikliği önemli bir parametre olarak göz önüne alınacak ve yeni dizayn kriterleri tanımlanacaktır.
11. İçme suyu, atıksu arıtma ve atık depolama gibi kritik altyapı tesislerinin afet risk analizleri yapılacaktır.
Bu bölgedeki belediyelerimiz, gerek Bakanlığımız gerekse de ilgili diğer Bakanlıklar ve bunlara bağlı kurum ve kuruluşların görüşlerini alarak, altyapı tesislerinin afet risk analizlerinin hazırlanmasını isteyebilecekler.
“Doğal Afet riski olan alanlarda erken uyarı sistemi kurulması için yerel yönetimlere destek olunacak”
12. Doğal afet riski taşıyan alanlarda can ve mal güvenliği açısından erken uyarı sistemleri konusunda ilgili kurumlarla koordinasyon sağlanacaktır.
Doğal Afet riski olan alanlarda erken uyarı sistemi kurulması için Yerel Yönetimlere de destek olacağız.
13. Bölgedeki yapılaşmada enerji verimli, iklim duyarlı ve ekolojik özellikli yerel yapı malzemelerinin kullanımı özendirilecek ve yaygınlaştırılması desteklenecektir.
Yöresel mimaride enerji verimli, iklim duyarlı ve ekolojik özellikli yerel yapı malzemelerinin kullanımı özendirilecek ve yaygınlaştırılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın taşra teşkilatında kurulacak komisyonlar tarafından yöresel mimariye uygun ve yerel malzeme kullanıldığına karar verilen projelerde, hiçbir vergi, resim, harç ve her hangi bir ad altında bedel alınmaması için gerekli yasal düzenlemenin yapılması için de çalışmalara başladık.
14. Bölge genelinde yol yapımında geçirgen materyaller kullanılması teşvik edilecektir.
15. Atıkların dere yataklarında ilave yük oluşturmaması için bölgede atık yönetimi ve sıfır atık uygulamaları yaygınlaştırılacak.”
“Eylem planı Türkiye’nin tamamı için de uygulanacak”
Bakan Kurum, Karadeniz’deki iklim değişikliğine bağlı afetleri azaltmak için yapmış oldukları eylem planını Türkiye’nin tamamı için de uygulayacaklarını ifade ederek “Eylem Planlarımızı gerçekleştirirken, vatandaşlarımızla beraber hareket edeceğiz. Amacımız hem ülkemizin geleceğini korumak hem de vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Gerekli tedbirleri alırken mağduriyet yaşanmaması konusunda da hassas davranacağız” dedi.