Bu mutfaktaki kazanlar 2 bin 600 hayvan için kaynıyor

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda yaşayan 135 türde 2 bin 600 hayvan için özenle hazırlanan yemekler barınaklara bırakılıyor. Bir kazanda 100 yumurta, diğer kazanda 25 kilo patates kaynıyor. Kasalarda 400 kilo meyve-sebze, tezgahta 250 kilo et ve balık; çuvallarda da kuru meyve ve çerezler hazır bekliyor.

İzmir’de ziyaretçi akınına uğrayan İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda 135 türde 2 bin 600’e yakın hayvan bulunuyor. Tüm bu hayvanların yiyeceği yemekler ise 4 kişi tarafından hazırlanarak barınaklara bırakılıyor. Yılda yaklaşık 2 milyon TL’lik bir bütçe ayrılan yiyecekler, sabahın erken saatlerinden itibaren hummalı bir çalışma ile özenle hazırlanıyor. Ayı, lemur, maymun ve merkatların çok sevdiği yumurtalardan 100 adedi kazanda kaynamaya koyulurken, diğer kazanda da günde 25 kilo patates hayvanların afiyetle yemesi için haşlanıyor. Soğuk hava deposunda bulunan 400 kilo meyve ve sebze de her gün barınaklara bırakılmak üzere dolaptan çıkarılarak kasalara yerleştiriliyor. Etçil hayvanlar için ise günde 250 kilo et hazırlanıyor. Pelikanların gözdesi balık, haftada üç gün olmak üzere 10 kilo temin ediliyor. Tüm bunların yanı sıra süt, peynir, bal, kuru meyve, çerez ve otlar da İzmir Doğal Yaşam Parkı’nın sevimli üyeleri için hazırlanıyor.

Yıllık bütçesi 2 milyon TL

Yaptıkları çalışma hakkında bilgi veren İzmir Doğal Yaşam Parkı Destek Hizmetleri Şefi Ziraat Mühendisi Eylem Arslan, “Burada 135 türde 2 bin 600’e yakın hayvanımız var. Sabah gözlerimizi açtığımızda, onların aç olduğunu bildiğimiz için koşa koşa işe geliyoruz. Hayvanların yaşları, türleri, cinsiyetleri farklı. Bu sebeple ihtiyaçlarına göre ayrı ayrı rasyonlar hazırlıyoruz. Meyve ve sebze, et, çerez, kuru meyve, ot, balık gibi yiyeceklerimizi onlar için hazırlıyoruz. Öğleye doğru yiyeceklerimiz hazır oluyor ve tek tek barınaklara bırakıyoruz. Barınaklardaki arkadaşlarımız da besleme işlemini gerçekleştiriyor. Günde ortalama 300-400 kilo kadar meyve ve sebze hazırlığı yapılıyor. 250 kilo eti parçalayıp hazırlıyoruz. Haftanın üç günü kırmızı et, geri kalan günlerde tavuk yapıyoruz. İlave olarak ciğer de ekleniyor. Pelikanlara haftada üç kez 10 kilo balık gönderiyoruz. Bu yıl hayvanlarımızın yiyecek işine ayrılan bütçe tutarı 2 milyon TL civarında. Bu yiyeceklerin arasında kuru ot, pelet yem, tahıllar, süt, yumurta, çerez gibi ürünler de var. Örneğin ayıların en sevdiği gıdalardan biri de yumurta. Alandaki deve kuşlarımızdan elde ettiğimiz yumurtayı ayıların beslenmesine dahil ediyoruz. Dışarıdan aldığımız yumurtaları da, protein ihtiyaçları için lemurlar, maymunlar, merkatlar gibi değişik hayvan türleri için kullanıyoruz” dedi.

“Çocuklarımız gibi”

Hayvanları, tıpkı çocuklarını besler gibi beslediklerini belirten Arslan, “Bir okyanus gibi, onlar hakkında hala bir şeyler öğreniyoruz. Çocuğuma nasıl hazırlık yapıyorsam, onlar için de o kadar çabalıyorum. Burada bakıcılar, veteriner hekimler, biyologlar var. Hep beraber onları sürekli gözlemliyoruz. Kondisyonunda bir düşme ya da kilosunda artış söz konusu olduğunda müdahale ediyoruz. Örneğin bakıcı veya veteriner hekim, ‘bu dönem aslanımız biraz kilo aldı’ diyor, yemeğini ona göre ayarlıyoruz. Bir takip içerisindeyiz. Çocuklarımızı nasıl takip ediyorsak onları da aynı şekilde takip ediyoruz” diye konuştu.