Bu dükkanda zamana yolculuk var
DİYARBAKIR’IN SUR İLÇESİNDE TERÖRÜN YAKIP YIKTIĞI SOKAKLARDA HUZUR ORTAMI OLUŞTU. ÇÖPTE TOPLADIĞI AĞAÇ PARÇALIYLA BAŞLADIĞI HEDİYELİK İŞİNİ TİCARETE DÖKTÜ. NOSTALJİNİN YAŞANDIĞI DÜKKANDA ZAMANA YOLCULUK BAŞLADI.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde teröristlerin yakıp yıktığı sokaklarda huzur ortamı oluştu. Çöpte topladığı ağaç parçalarıyla başladığı hobisini ticarete döken girişimci, zamana yolculuğa çıkarttığı dükkanında ürünlerini turistlerin beğenisine sunuyor.
Diyarbakırlı 29 yaşındaki Seyyit Karsu, çöpten ağaç parçaları toplayarak çeşitli ürünler yapmaya başladı. Hobisini sanata dönüştüren Karsu, daha sonra bu işi ticarete dökmek için kolları sıvadı. Teröristlerin yakıp yıktığı, devletin çalışmaları ile yeniden eski günlerine dönen tarihi Dört Ayaklı Minare’nin bulunduğu Yenikapı sokakta bir dükkan kiralayan Karsu, çoğunu kendi yaptığı ürünlerini burada satmaya başladı. Turistlerin akın ettiği Dört Ayaklı Minare sokağında ilgi odağı haline gelen hediyelik eşya dükkanı, Diyarbakır’ın kültürünü yansıtmaya başladı. Vatandaşlar, bez bebekten topaça, sapandan eski antika radyoya kadar birçok eşya barındıran bu dükkanı geçmişe yolculuk olarak değerlendirirken iş yeri sahibi Karsu yetkililerden, sanatını geliştirip istihdam oluşturmak için açacağı atölyeye destek istedi.
“Çöpte toplayarak başladım, ilgi artınca dükkan açtım”
Üniversite mezunu olan Seyyit Karsu, çöpte topladığı ağaç parçalarını değerlendirerek hediye eşya yaptığını, yaptığı eşyalara ilgi artınca da işi ticarete döktüğünü söyledi. Karsu, “Bu işe 4 aydır başladım, daha öncesinde de takı işi yapıyordum. Kendi kendime evde takıları yapıyor ahşaplarla uğraşıyordum. 3 dükkan açtım kapattım, şu anda 2 dükkanım var. Biri Mardinkapı tarafında açtım küçüktü, daha sonra burayı açtım. İşin olabileceğini talebin çok olduğunu görünce daha büyük yer açmaya yeltendik. Ticaret biraz risktir cesaret ister, talebin çok olduğunu gördüğümüz için daha büyük bir yer açtık. Evde küçük takılar yapıp arkadaşlarıma hediye amaçlı veriyordum. Bir süre sonra talep olduğunu görünce de internetten ya da takı alan yerlere götürdüm artık yavaş yavaş satmaya başladım. Üniversite mezunuyum, iş olmayınca kendi işimi kurmaya başladım. Şuan ahşap işiyle uğraşıyorum. Ahşap işine çöplerde gördüğüm ağaç ve tahta parçalarını toplayarak evde değerlendiriyordum. Küçük bir depomuz vardı orada atölye kurmuştum, orada yapmaya başladım” dedi.
Huzur bulan sokak turistlerin en çok ziyaret ettiği alan haline geldi
Terör saldırısından sonra huzur sokağı haline gelen Dört Ayaklı Minare’yi yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiğini vurgulayan Karsu, gelen ziyaretçilerin dükkanda hediye almasa bile fotoğraf çektiğini dile getirdi. Karsu, “Turistlik alan Dört Ayaklı Minare’nin sokağı, fazlasıyla yerli turist geliyor. Dışarıdan fazlasıyla ilgi görüyor, atmosferi ve geçmişe dönük oluşundan dolayı insanlar içeriye girince huzur buluyor. Eski kara lastikten, sapan, topaç ve eski antika radyolar insanları hüzünlendiriyor” diye konuştu.
“Daha çok kültürümüzü yansıtmak istedik”
Diyarbakır’ın kültürünün ve şivesinin zamanla kaybolduğunu anlatan Karsu, hediyelik eşyalarında kültürü hatırlatan eşyalara daha çok ağırlık verdiğini aktardı. Karsu, “Daha çok kültürümüzü yansıtmak için yazı ve el yapımı bebeklere yöneldik. Çünkü zaman geçtikçe şivelerimiz kayboluyor. Bizde baktık yok olacak gibi kendimce geçmişe merakım olduğundan dolayı, Diyarbakır’ın lakapları ve şiveleri yazan eski kitapları alırdım. Kültür kaybolmasın diye heves ettim. Turistler hiç kullanmadıkları bizim kültürün terimlerini görünce hoşuna gidiyor alıyor, ama anlamıyor. Kendimiz yapabildiğimizi zaten yapıyoruz, atölye kurmak için büyük bir paraya ihtiyacımız var. Atölye açmış olursak, hem kendimiz üzermiş oluruz daha ucuza satmış olacağız hem de çalışan lazım olacak insanlar için büyük bir istihdam olur buda bizi çok mutlu eder. Yetkililerden destek bekliyorum, bu dükkanda zaman yolculuğu var geçmişi geleceğe taşıyoruz” şeklinde konuştu.
İşletmesinde istihdamı artırmak için atölye açmayı hedefleyen Karsu, yetkililerden destek bekliyor.