Başkandan anlamlı mesaj
ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI DR. MEHMET HİLMİ GÜLER, ORDU LİMANINI ZİYARET EDEN TCG FATİH (F-242) GEMİSİ’NE YAPTIĞI ZİYARET SIRASINDA DUVARDA İSTANBUL’UN FETHİNİ GERÇEKLEŞTİREN OSMANLI İMPARATORU FATİH SULTAN MEHMET’İN AHİDNAMESİ’Nİ GÖRDÜ. BAŞKAN GÜLER, FATİH SULTAN MEHMET’İN TABLOSU ÖNÜNDE ŞEREF DEFTERİNİ İMZALAYARAK HERKESE KARŞI HOŞGÖRÜ MESAJI VERDİ
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Karadeniz’de bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığının TCG Fatih (F-242) gemisine yaptığı ziyarette anlamlı bir mesaj verdi.
Ordu Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, protokol üyeleriyle birlikte ‘Denizkurdu-2019’ tatbikatı kapsamında Ordu’ya demir atan TCG Fatih gemisini ziyaret etti.
TCG Fatih gemisinde gerçekleştirilen iftar programına Vali Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, TCG Fatih Gemisi 2’inci hücumbot Filotillası Komodoru Dz. Alb. Aziz Bakıoğlu, TCG Fatih (F-242) Gemi Komutanı Dz. Yrb. Levent Barbak, İl Jandarma Komutanı Albay Tolunay Başer, Askerlik Şube Başkanı Binbaşı Ahmet Meydan, şehit ve gazi aileleri katıldı.
TCG Fatih (F-242) gemisini gezen Ordu Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, geminin şeref defterini imzalarken önemli bir mesaj verdi. Geminin duvarında İstanbul’un fethini gerçekleştiren Osmanlı İmparatoru Fatih Sultan Mehmet’in Ahidnamesi’ni gören Başkan Güler, ahidnameyi cep telefonu ile fotoğrafladı. Ardından Fatih Sultan Mehmet’in tablosu önünde şeref defterini imzalayan Güler, herkese karşı hoşgörü mesajı verdi.
İşte insanlığın ortak kültürü Ahidnâme
1453’te Ayasofya’da toplanmış Bizans halkına şefkat elini uzatan, Galata’da yaşayan Cenevizlilere “İşinize bakın, benim güvencem altındasınız” diyen Fatih Sultan Mehmet’in 1463’te Bosnalı Fransisken papazlar için yayınladığı Ahidname, insanları ötekileştirmeyen, aksine, kucaklayan yapısıyla yalnız Türkler’in değil, insanlığın ortak kültürünün en önemli metni olarak kabul ediliyor.
Fermanın günümüz Türkçesi ile tercümesi şöyle:
“Ben ki Sultan Mehmet Han’ım; sıradan ve seçkin bütün insanlar tarafından bilinsin ki, bu padişah buyruğunu ellerinde bulunduran Bosnalı [Fransisken] ruhbanlara büyük bir lütufta bulunarak şunları buyurdum: Adı geçenlere ve kiliselerine hiç kimse engel olmayacak ve sıkıntı vermeyecektir ve onlar sakınmaksızın ülkemde yaşayacaklardır. Ve kaçıp gidenler bile güven içinde olacaklardır. Gelip ülkemizde korkusuzca oturacaklar ve kiliselerine yerleşeceklerdir. Ne ben, ne vezirlerim, ne kullarım, ne uyruklarım, ne de ülkemin bütün halkından hiç kimse adı geçenlere – kendilerine ve canlarına ve mallarına ve kiliselerine ve dışarıdan ülkemize gelenlerine- dokunmayacak, saldırıp incitmeyecektir. Yeri, göğü yaratan rızıklandırıcı adına ve Kur’an adına ve ulu Peygamberimiz adına ve yüz yirmi dört bin peygamber adına ve kuşandığım kılıç adına yemin ederim ki, bu kişiler emrime itaat ettikleri sürece, bu yazılanlara hiç kimse uymazlık etmeyecektir. Böyle biline.”