Annelerin HDP önündeki evlat nöbeti 30’uncu gününde
ÇOCUKLARININ DAĞA KAÇIRILDIĞINI İDDİA EDEN AİLELERİN HDP DİYARBAKIR İL BAŞKANLIĞI ÖNÜNDEKİ EYLEMİ 30’UNCU GÜNÜNE GİRDİ.
Çocuklarının dağa kaçırıldığını iddia eden ailelerin HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önündeki eylemi 30’uncu gününe girdi.
Çocuklarının dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP il binası önünde oturma eylemi başlatan ailelerin eylemi 30’uncu gününde devam ederken, ailelerin umutlu bekleyişi ise sürüyor. Diyarbakır’da oturan inşaat işçisi Celil Begdaş ile eşi Hediye Begdaş, Ramazan ayının ilk günü olan 5 Mayıs’ta ortadan kaybolan oğulları Yusuf’un (16) HDP’liler aracılığıyla düğün aracı olarak süslenen minibüsle dağa kaçırıldığını iddia etti. 30 günden bu yana HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Celil Begdaş, oğlu için 30 gün değil 230 gün daha oturmaya razı olduğunu belirterek, oğlu getirilinceye kadar eylemi sürdüreceğini dile getirdi.
“Oğlumun sesini duysam bana yeter”
5 aydan bu yana oğlu Yusuf’tan bir haber alamadığını belirten baba Celil Begdaş, “Bugüne kadar hiçbir haber alamadım. Hiç kimse beni oğlum için aramadı. Burada bulunan aileler haber almış ise bilemiyorum fakat, bir telefon yada oğlumun sesini duysaydım bana yeterliydi. TBMM’de tatil bitti açıldı. Siyasilerden de çözüm noktasında bir duyarlılık bekliyoruz” dedi.
“Oğlumun serbest bırakılacağına inanıyorum”
Gaziantep’te oturan Şevket- Songül Altıntaş çifti, vatani görevi için usta birliğine giderken 2 Ekim 2015’te Tunceli’nin Pülümür ilçesinde teröristlerce kaçırılan oğulları Müslüm (24) için 5 Eylül günü oturma eylemine katıldı. Baba Şevket Altıntaş, oğlunun 2 Ekim 2015’te kaçırıldığını belirterek, “Oğlum Müslüm 2 Ekim 2015 yılında kaçırılmıştı. Oğlumun kaçırılmasından bugüne 5 yıl geçti ve bugün onun kaçırılışının yıl dönümüdür. Bugüne kadar birçok ümidimiz olmuştu ama buraya gelip oturduktan sonra bu umudumuz daha da çok katlandı. Bundan sonra diyorum ki; bütün umutlarım ayrı, bu umutlarım ayrı. Bir çözüm bulunacağına ilişkin umudum olduğunu düşünüyorum. Sevincim umudum şuanda çok daha fazla, özellikle medya mensupları bizlerin sesini dünyaya iletiyor. Bütün dünya bizi izliyor ve görüyor. Bütün dünyanın gözü önünde bu kadar zulüm çok fazla uzun sürmez. İnşallah Allah’ın izniyle bu son senem olur. Oğlumun serbest bırakılacağına inanıyorum. Önümüzdeki 2 Ekim 2020’de bugünü anarız ve yarabbi şükür der, secdeye kapanırız” diye konuştu.