Anal fissür hayatınızı zehir edebilir
İÇ HASTALIKLARI, GASTROENTEROLOJİ VE HEPATOLOJİ UZMANI PROF. DR. YÜKSEL GÜMÜRDÜLÜ, MAKAT BÖLGESİNDE ŞİDDETLİ AĞRI, KANAMA, ÇATLAK, VE KAŞINTI İLE KENDİNİ GÖSTEREN ANAL FİSSÜR (MAKATTA ÇATLAK) HASTALIĞININ TEŞHİSİNİN DE TEDAVİSİNİN DE KOLAY OLDUĞUNU ANCAK, GEÇ KALINDIĞINDA İSE HAYATI ZEHİR EDEBİLECEĞİ KONUSUNDA UYARIDA BULUNDU.
İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, makat bölgesinde şiddetli ağrı, kanama, çatlak, ve kaşıntı ile kendini gösteren anal fissür (makatta çatlak) hastalığının teşhisinin de tedavisinin de kolay olduğunu ancak, geç kalındığında ise hayatı zehir edebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Prof. Dr. Gümürdülü, “Anal fissür, makatın çıkışında, çatlak şeklinde oluşanince bir yara sonucu dışkılama sırasında ve sonrasında şiddetli ağrıya ve sıklıkla kanamaya neden olan hastalıktır. Küçük bir çatlak da olsa verdiği rahatsızlık büyük olan bu hastalık, erken dönemde tedavi edilmediğinde kronik hale gelir ve tedavi daha güç olur” dedi.
Anüs derisinin yoğun sinir ucu içeriği nedeniyle çok hassas bir bölge olduğunu ayrıca, iki farklı ve iç içe yerleşik kas tabakası tarafından sarılıp sıkıldığını ifade eden Gümürdülü, şöyle konuştu:
“Özellikle vücut dışkılamaya hazır değilken yapılan zorlu dışkılamalar veya makatın çok tahriş olduğu ishal ve kabızlık durumlarında bu bölgede yırtıklar oluşabilir. Hastalar sanki küçük cam parçaları çıkarıyormuş gibi hissederler. Asıl ağrı ise dışkılama bitiminde ortaya çıkar ve bazen saatlerce sürebilir. Son derece ağrılı olan bu yırtıklar kaslarda spazma yol açarak daha fazla basınca maruz kalırlar ve kan dolaşımları yetersiz kaldığı için yırtık iyileşemez.”
Kadın ve erkekte aynı oranlarda ve çok sağlıklı bireylerde de görülen bu hastalığın belirtilerine dikkati çeken Gümürdülü, hastaların en sık şikayetlerinin makatta ağrı, dışkılama sırasında meydana gelen yanma, kanama ya da yırtılma hissi ile kaşıntı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Hastaların büyük bölümü makat çatlağının derideki uzantısını basur (hemoroid) memesi zannederler. Fissürler akut ve kronik olarak ikiye ayrılır. Bu ayrımı sağlayan fissürün görünümüdür, ayrıca birkaç hafta dan uzun zamandır semptomları olan fissürler kronikleşmiş kabul edilir. Anal fissür, kadın ve erkekte eşit oranda gözlenir. Her yaşda görülür ancak en sık 30 ve 40 yaşlarında ortaya çıkar. Erkeklerde yüzde 99, kadınlarda yüzde 90 oranda makatın arka kısmında gözlenir. Yan duvarda yer alan bir fissür için Crohn’s hastalığı, tüberküloz, sifiliz, HIV/AIDS, dermatolojik hastalıklar, (psöriazis) veya anal karsinom gibi diğer klinik durumlar düşünülmelidir.”
Bol sıvı, bol lifli gıdalar tüketin
Yüzeysel bir çatlak olarak başlayan anal fissür hastalığının bazen başlangıç döneminde kendiliğinden de iyileşebildiğini ancak, sert dışkılama atakları tekrarladıkça yırtıkların daha da derinleşmeye başladığını ifade eden Prof. Dr. Gümürdülü, “Akut fissürlerin birçoğu bazı kolay önlemlerle de tedavi edilebilir. Tedavinin temeli tıkaç gibi olan dışkının yumuşatılması ve anal kanalın tekrarlayan yırtılmalarının önlenmesidir. Bol lifli gıdalar ve bol sıvı dışkının yumuşamasını sağlayarak tedaviyi destekler. Bu basit tedavi ilkelerine uyularak bir yıl sonra akut fissürlerin yüzde 80’nde iyileşme sağlanabilir. Dışkılama sonrasında ılık suya oturma iç kasın gevşemesini sağladığı için basit tedaviye destek sağlar. Bu önlemlerle sert dışkılama sorunu çözülemiyorsa laksatiflerden (dışkı yumuşatıcılardan) yararlanılabilir” diye konuştu.
Tedavi
Diğer tedavi seçeneklerine de dikkati çeken Gümürdülü, şöyle devam etti:
“Hastaların hemen yarısı, oturma banyoları, posalı beslenmenin arttrılması, ve gaita hacmini artırıcı ilaç tedavisi ile topikal anestetik ve antiinflamatuarlar eklenerek veya eklenmeden tedavi olmaktadır. Bununla birlikte fissür iyileşmesi, kanama ve ağrının semptomatik iyiliği, ve yan etki olmadan görülmektedir. Topikal nitrik oksit olanlar arasında kronik fissürü olan hastaların yüzde 50’sinde iyileşme olur. Tedavi sırasında kullanılan topikal nitrogliserin ağrıyı büyük oranda giderir. Anal fissür tedavisinde bir sonraki aşama makata halk arasında “botox” olarak bilinen botulin zehirinin enjekte edilmesidir. Yaklaşık yüzde 70 oranında başarılı olan bu yöntem geçici olarak makat kaslarının kısmi felci ile etki etmektedir.”
Cerrahi seçenek
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, uzun süre devam ederek kronikleşen anal fissür hastalığında gaz tutamama, nadiren de dışkı tutamama gibi sorunlara neden olabileceğini belirterek, “Anal fissürde son çare ameliyattır. Ameliyatta makatı kasan kaslardan içteki kesilerek yaranın kan dolaşımının artması ve iyileşmesi sağlanır. Doğru yapıldığında başarı oranı yüzde 98-99 civarındadır” dedi.