Ameliyatla vücuda 3 aylığına takılıp unutulan yarım metrelik tel, 28 ay süren ağrıyla ortaya çıktı
GEÇİRDİĞİ AMELİYAT SIRASINDA 3 AY DURMASI İÇİN BÖBREĞİNE 50 SANTİMETRE UZUNLUĞUNDA TEL KONULAN EKREM AKBAŞ (62), İHMAL SONUCU 28 AY BOYUNCA UNUTULAN TEL İLE YAŞADI.
Isparta’da kanser teşhisi konulduktan sonra Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde geçirdiği ameliyat sırasında 3 ay durması için böbreğine 50 santimetre uzunluğunda tel konulan Ekrem Akbaş (62), her hafta rutin kontrole gittiği hastanede maruz kaldığını iddia ettiği ihmal sonucu 28 ay boyunca unutulan tel ile yaşadı.
Hasta, vücudunda unutulan telin kanser rahatsızlığını son evreye taşıdığını iddia ederken, SDÜ Hastanesi Başhekimliği tarafından yapılan yazılı açıklamada ise “DJ takılma işleminin ve çıkarılma işleminin hastada mevcut olan rektum kanserinin ilerlemesine herhangi bir etkisi yoktur. Hastanın çeşitli şikayetleri nedeniyle dekanlığımız tarafından soruşturma açılmıştır. Bu soruşturma kapsamında tarafsızlık gereği Üniversitemiz dışından 3 akademisyen (Tıbbi Onkoloji, Üroloji, Genel Cerrahi) bilir kişi olarak görevlendirilmiştir. Bilirkişi raporları geldikten sonra soruşturma raporu sonuçlandırılacaktır” denildi.
Evli ve 2 çocuk babası Ekrem Akbaş (62), 2016 yılında zayıfladığı ve işitme problemleri yaşadığı nedeniyle Isparta’da bir hastaneye gitti. Hastanede kolon kanseri olduğunu öğrenen Akbaş, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne sevk edildi.
Kendisini muayene eden doktorun, “Senin kanserin ilerlemiş, kesinlikle ameliyat olman lazım” söylemi üzerine ameliyat olan Akbaş, belli bir süre tedavi altına alındı.
“Bana sürekli, ‘iyisin’ dediler”
Ameliyat sırasında organlarının zarar görmemesi için vücuduna 50 santimetrelik tel takıldığını söyleyen Ekrem Akbaş, “Yaklaşık bir hafta kadar hastanede yattıktan sonra bana veya ailemden hiç kimseye tel koyduklarını söylemediler. Ameliyattan sonra her hafta kontrole gittim, bana sürekli olarak ‘İyisin’ dediler. Yalnızca verdiğim kanlara göre bana iyi olduğumu söylediler. 24 ay boyunca ışın aldım, kemoterapiye girdim ve tedavilerimi oldum. Yaklaşık 24 ay sonra hastanede bir tartışma yaşadık ve ondan sonra bana başka ilaç yazmadılar. Daha sonra ben 4 ay boyunca hiç hastaneye gitmedim” dedi.
“Ben, bunu duyunca şok oldum”
Ameliyatının üzerinden 28 ay geçtikten sonra bayıldığını ve hastaneye kaldırıldığını aktaran Ekrem Akbaş şu ifadeleri kullandı:
“Nöbetçi doktor, bana uygulanan tedavi sonrasında böbreğimde ve ciğerimde bir leke olduğunu bunun araştırılması için ertesi günü polikliniğe gitmemi söyledi. Sabah kontrol için doktora geldiğimde benim vücudumda tel olduğunu söylediler. Ben, bunu duyunca şok oldum. Bana telin ameliyat sırasında bilinçli olarak konduğunu, ancak 3 ay içerisinde çıkarılması gerektiğini söyledi. Ben de bu durumu kimsenin bana söylemediğini anlattım. 28 ay boyunca o telin vücudumda olduğunu bilmiyordum. Daha sonra telin çıkarılması gerektiğini söylediler. Bu tel yüzünden kalın bağırsaktan başlayan kolon kanseri, vücudumun her tarafına yayılmış, akciğere kadar gitmiş. Ortada bir ihmal var ”
İhmal yaşadığı hastanede daha önce ücret ödemeden ameliyat geçirdiğini ifade eden Akbaş, unutulan telin çıkarılması için hastaneye gittiğinde kendisinden, ‘bıçak parası’ adı altında 3 bin ila 5 bin lira arasında ücret istendiğini ileri sürdü.
“Ben yandım, başka vatandaşlar yanmasın”
62 yaşındaki Ekrem Akbaş sözlerine şöyle devam etti:
“Telin çıkarılması için hastaneye gittiğimde, vezneye 110 lira para yatırılması gerektiğini söylediler. Ardından biz bu parayı yatırdık. Oradaki hemşireler sonra bizden, ‘Bıçak parası’ adı altında imza istediler, 3 bin ila 5 bin lira arasında bıçak parası için eşime imza attırdılar. Ben zaten kendimde değildim, daha sonra eşim de, “Ne parası, kanser hastasından para mı alınır?” deyince, o bana, “Doktorun emri, buraya imza atılması gerekiyormuş” dedi. Eşim de imzaladı. Daha sonra telim çıktıktan sonra doktor yanıma geldi ve “Biz bir hata yapmışız, bıçak parasını yırttık. Vezne makbuzunu da bize verin, bu olayı kendi aramızda kapatalım, ben neyse parasını vereyim, burada bitirelim” deyince, ben de, “Kesinlikle kararlıyım ve size dava açacağım” dedim. Emniyet ve savcılığa başvurdum. Beni takip ve ameliyat eden doktorların bu olaydan dolayı ceza almasını istiyorum. Bu ihmali bir daha yapmasınlar. Ben yandım, başka vatandaşlar yanmasın. Ben 28 ay boyunca sancı çektim.”
“İhmalde bulunanlar ceza alsın”
Tel çıkarıldıktan yaklaşık 4 gün sonra ağrılarının yeniden nüksettiğini dile getiren Akbaş, “SDÜ’deki başhekim yardımcısı bize son gittiğimizde, “Kesinlikle bu hastaneye tekrar gelmeyin” dediği için özel hastaneye gittik. Orada bana, “Seni ölüme terk etmişler, 3-4 günlük ömrün kalmış” dediler. Orada ameliyat oldum ve 2 gün yoğum bakımda kaldıktan sonra beni tekrar normal servise çıkardılar. Ben Türk adaletine güveniyorum, ihmalde bulunanlar ceza alsın, hak yerini bulsun.” diye konuştu.
“Yarım metrelik bir teli unutanı da ilk defa gördük”
Ekrem Akbaş’ın kayınbiraderi Adnan Akbaş ise, eniştesinin kanser hastalığının 4’üncü aşamada olduğunu söyledi. Adnan Akbaş, “Makas unutulanı, pamuk unutulanı duyduk, her şeyi duyduk ama yarım metrelik bir teli unutanı da ilk defa gördük. Eniştemin tedavisini yaptıramıyoruz, aylardır kemoterapiyi kestik. Doktora gidemiyorum, zaten SDÜ’deki doktorlarla mahkemelik olduk. Özel hastaneye de gitme durumu ve imkanımız yok, paramız bitti. Biz kimseden yardım istemiyoruz ama kim ne yaptıysa bize yapılan olayda cezasını çeksin istiyoruz. Gerekirse adli tıpa gidelim, zarar gören organların ne kadar zarar gördüğünün tespitini de yapsınlar” sözlerine ekledi.
Başhekimlik: “DJ takılma işleminin ve çıkarılma işleminin hastada mevcut olan rektum kanserinin ilerlemesine herhangi bir etkisi yoktur”
SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimliği tarafından iddialara ilişkin yapılan açıklamada, “Hasta Ekrem AKBAŞ hastanemizde 2016 yılında rektum kanseri nedeniyle Genel Cerrahi tarafından ameliyat edilmiştir. Hastaya aynı ameliyat sırasında böbreğe DJ Katater takılmıştır. 22.10.2018 tarihinde Üroloji Polikliniğine başvuran hastanın DJ Katateri çıkarılma işlemi Üroloji Kliniği tarafından sorunsuz ve komplikasyonsuz gerçekleştirilmiştir. DJ takılma işleminin ve çıkarılma işleminin hastada mevcut olan rektum kanserinin ilerlemesine herhangi bir etkisi yoktur. Hastanın çeşitli şikayetleri nedeniyle dekanlığımız tarafından soruşturma açılmıştır. Bu soruşturma kapsamında tarafsızlık gereği Üniversitemiz dışından 3 akademisyen (Tıbbi Onkoloji, Üroloji, Genel Cerrahi) bilir kişi olarak görevlendirilmiştir. Bilirkişi raporları geldikten sonra soruşturma raporu sonuçlandırılacaktır” denildi.