Abdurrahman Kaan: “Stagflasyon (durgunlukta enflasyon) döneminde sermayemiz kırılganlaştı”
MÜSİAD GENEL BAŞKANI ABDURRAHMAN KAAN (ORTADAKİ), EGD BAŞKANI CELAL TOPRAK( SOLDAKİ)
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, ’’Ekonomi fazla dişil bir yapıdır. Yani sizin verdiğiniz bir kararın ekonomide yansıması, çoğu kez tahmin edilemez ölçüde çarpan etkileri oluşturur. Teşbihte hata olmasın; ekonomiyi bu yüzden kendi ayakları üzerinde duran zarif bir hanımefendiye benzetiyorum. Kimyasını anlayıp hareket etmemiz gerekli” dedi.
Ekonomi Buluşmaları kapsamında Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) işbirliğinde, MÜSİAD Genel Merkezi’nde, EGD Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan’ın katılımlarıyla ’İş Dünyası ve Ekonomi Basını Söyleşileri’nin ilki gerçekleştirildi. Etkinlikte Türkiye’nin ve dünyanın ekonomik gündemine ilişkin, sektörlere ve iş hayatına dair konular ele alındı.
“MÜSİAD,Türkiye’nin kendi iktisadi hikayesinin de önemli bir parametresidir”
MÜSİAD’ın bir pilot proje olduğunu belirten Abdurrahman Kaan, “Milli sermayenin bu ülkenin kaynaklarından doğarak, o ülkenin kendi sermaye tabanı haline gelebileceğinin kanıtıdır. MÜSİAD,Türkiye’nin kendi iktisadi hikayesinin de önemli bir parametresidir. Türk sermaye yapısının; feodal olmadan kapitalistleşen bir hikayedeki milli unsurdur. Bu nedenle bizim sermaye tabanımız ve bizim hükmettiğimiz sermaye stokumuz incelemeye değer bir oluşumdur, yaygındır, kapsayıcıdır, mozaiktir ve ölçek düzeyinde de farklılaşır. Sektör düzeyinde nüfus alanı ve vereceği merkez kaç kuvveti de yüksektir. Bizim merkez kaçımız yayılma alanımızla doğru orantılıdır. MÜSİAD, artık susuzluğu gideren yapıdır. Bilgiye, sanal enformasyona ve ekonominin kılcal damarlarından gelen geri beslemeye de hakimdir. Bu nedenle yeni dönemde MÜSİAD’ın düsturu; değer üretme ekseninde oluşan bir tazelenme hareketidir diyoruz” dedi.
“Ekonomi çok nazlı bir yapıdır”
Ekonominin çok nazlı bir yapı olduğuna vurgu yapan Kaan, “Reklamcılık sektöründe bazı kavramlar için dişil ifadesi kullanılır. Ekonomi fazla dişil bir yapıdır. Yani sizin verdiğiniz bir kararın ekonomide yansıması, çoğu kez tahmin edilemez ölçüde çarpan etkileri oluşturur. Teşbihte hata olmasın; ekonomiyi bu yüzden kendi ayakları üzerinde duran zarif bir hanımefendiye benzetiyorum. Kimyasını anlayıp hareket etmemiz gerekli. Ekonomi ona sert bir şekilde yaklaşmayı, onu zorlamayı ve onu kendi kimyası dışında emirleri kaldırmıyor. Yani bir zihnin tanımlayamadığı tepkiler verebiliyor. Asıl mesele ayrıntıyı anlamaktan geçiyor. Ekonomi ayrıntılar üzerinden mükemmelliği tamamladığı için dişil bir yapıdır diyorum. Yani siz, racon kesemiyorsunuz. Ekonomide bu olur diyemiyorsunuz. Ekonominin ilginç bir yanı var. Fazla hür ve serbest bıraktığınızda da hafiften maçoluk istiyor. Yani hem makro karakterini iyi tahlil edeceksiniz hem de pek çok ekonomideki olayın yıl dönümünü de asla unutmayacaksınız. Yoksa yandınız” şeklinde konuştu.
“Yeterli düzeyde ve uluslararası arenada akredite bir sermaye stokumuz yoktur”
Kaan sözlerine şöyle devam etti: “Yeterli düzeyde ve uluslararası arenada akredite bir sermaye stokumuz yoktur. Ekonomide söz sahibi kurum ve kuruluşlarımız, kendi kurumsal dönüşümlerinden de uzaktırlar. Buna biz de dahiliz. Ekonomi cenahının önemli bir parametresi olarak sermaye yapılanması üzerine bir öz eleştiri çalışması da yaptık. Yani, para biterse film biter dedik. Elbette bir dönüşüm ve tazelenme hareketi başlattık. Bunun ilk açıklamasını EXPO 2018’in kapanış konuşmasında yapmıştım. Bazı etaplar sıralamıştık; sermayenin millileşmesi demiştik. Sermayenin ıslahı ve olgunlaştırılması, sermayenin senkronizasyonu, sermayede kutuplaştırmanın giderilmesi ve sermayenin akreditasyonu. Net bir söylemimiz vardı; güçlü devlet geleneğinin yapısal bir dönüşüm halinde yeniden benimsendiği, yeni yönetim sistemimiz içinde devletin, sermaye stokunun oluşumu ve yönlendirilmesi adına daha etkin bir rol üstlenmesi kaçınılmazdır.Kırılganlığa baktığımızda; büyüme ve genişlemeci politikaları dönemlerinde değil, stagflasyon ya da finansal sıkışma dönemlerinde ortaya çıktığını görüyoruz. Bu süreçleri şua anda da hafif hafif yaşıyor diyebiliriz”.
“Her yerli sermaye milli karakter taşımayabilir”
Milli sermaye konusuna değinen Kaan, “Her milli sermaye yerli karaktere sahiptir. Ancak her yerli sermaye milli karakter taşımayabilir. Bunu sermayeyi kendine çekmek isteyen birçok ülkede görüyorsunuz. Gelip yatırım yapıyorlar. Menfaatleri uzaklaştığı anda o yatırımcı, bir anda ülkeden çıkıveriyor ve o ülke boşluğa düşüyor. Onun için biz diyoruz ki; bir yerli milli ve milli sermaye stokumuzun olması lazım” diye konuştu.
Geçen sene bir emtia krizinin geleceğini ifade ettiklerini söyleyen Kaan, “Maalesef geldiğimiz noktada bir emtia krizi yaşıyoruz. Bunları tahmin ederken, elimizdeki mikro verilerden hareket ediyorduk. Yani gerçek ve ayrıntılı verilerden hareket ediyorduk. Doların gerçek fiyatı konusunda biz ilk defa bir finansal köpük kavramını kullanmıştık. O dönem üzerimize çok gelindi. Ama birkaç ay sonra da aynı kavram bu kez ekonomi yönetimi tarafından zikredilmeye başlandı. MÜSİAD gerçekten ciddi veriler elde eden bir kurum. Bizim yaptığımız bunları ekenden söylemek. Önlem alalım diye bunları söylüyoruz. Yine üretim ekonomisine geçişin enflasyonla mücadele temel koşulduk dedik. Çünkü enflasyon ekonomik bir parametre. Finansla araçlarla çözümlemek sadece makyaj yapmak dedik. Çünkü ekonomi doğal bir güzelliktir. Finansal politikalar da ona yapılan bir makyajdır” açıklamasında bulundu.
Afrika’daki çalışmalarına vurgu yapan Kaan, “Bir Kuşak Bir Yol projesindeki en tehlikeli alan olan Orta Afrika’ya vurgu yapmamız gerektiğini ve bu konuya eğilmemiz gerektiğini söyledik. Niye? çünkü şu anda Afrika’da en fazla teşkilatı olan kurum MÜSİAD. Çin’in Orta Afrika’daki gerçek yapılanmasını orada görüyoruz. Çok iyi çalışıyorlar. Sahada fiziksel olarak yaptığımız çalışmaların hepsini alarak burada, yeni bir ekonomik kurgu ve yeni iş dünyasına, bizim üyelerimize yol haritası gösterme yolunda da çalışıyoruz” dedi.