Abdulhamit Han’a atfen yapılmıştı, aslına döndürülüyor
SİVAS’TA OSMANLI PADİŞAHI ABDULHAMİT HAN’A ATFEN 1902 YILINDA SANAYİ MEKTEBİ OLARAK İNŞA EDİLEN, GÜNÜMÜZDE İSE CEZAEVİ OLARAK KULLANILAN BİNANIN ASLINA DÖNDÜRÜLMESİ İÇİN ÇALIŞMALAR BAŞLADI.
Sivas’ta Osmanlı Padişahı Abdulhamit Han’a atfen 1902 yılında Sanayi Mektebi olarak inşa edilen, günümüzde ise cezaevi olarak kullanılan binanın aslına döndürülmesi için çalışmalar başladı.
Sivas’ta 1902 yılında dönemin Osmanlı Padişahı Sultan Abdulhamit Han’a atfen inşa edilen Sanayi Mektebi, 1960 darbesinden sonra darbe yönetimi tarafından açık cezaevine çevrildi. Ek binalarla binanın orijinal görüntüsü bozuldu. O gün bugündür Kadın Açık Cezaevi olarak kullanılan bina, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 10 milyon liralık desteğiyle aslına uygun olarak restore edilip Şehir ve Sanayi Mektebi Müzesi’ne dönüştürüyor. Proje ile ilgili ilk adım bugün atıldı. Binaya sonradan ilave edilen ek binaların yıkımına başlanıldı. Yıkım havadan da görüntülendi. Sivas Valisi Salih Ayhan ve Sivas Cumhuriyet Başsavcısı Murat İrcal yıkımı yerinde izledi.
Sivas Cumhuriyet Başsavcısı Murat İrcal burada yaptığı açıklamada, “Kadın cezaevimizin taşınmasının ardından buradaki binaları İl Özel İdaresine teslim ettik. Bir tarih kapanıyor. Bu proje ile burada çok güzel alanlar oluşturulacak. Emeği geçen herkese teşekkür edip hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Sivas Valisi Salih Ayhan ise yaptığı açıklamasında, “Geçmişi güzel bir şekilde muhafaza etme ve geleceğe miras bırakma adına güzel bir çalışma. Burası 1902 yılında Vali Reşit Paşa tarafından yaptırmış dönemin ihtiyaçlarına göre donatılmış bir yapı. 1961 yılına kadar bu misyonu yerine getirmiş. İhtiyaçlar değişiklik gösterince burası atıl kalmaması için Yarı Açık Kadın Cezaevine dönüştürülmüş. Yaklaşık 60 yılda bu şekilde hizmet vermiş. Günümüzde hem bölgenin lokasyonu hem binanın tarihi özelliği olması, hem de geçmişte ki mimari ruhun günümüze de taşınması doğrultusunda bu binanın ele alınması elzemdi. Her tarafı tarih kokan Sivas’ta yeterli sayıda müze yok. Dört müzemiz var. Bunların sayısını arttırmamız gerekiyor. Çünkü tarih çeşitliliğimiz çok fazla ve her yan tarih kokuyor. Bu tarihi binamızı da, yaşayan müze formatı verilerek, şehrin dokusuna uygun olarak, o dönem kullanılan malzemeler uygulamalı bir şekilde yapılacak,aslına uygun olarak düzenlenecek. Gelen ziyaretçiler o dönemlerdeki yaşanmışlıkları anlayacak ve görecek, tarihini hissedecektir” dedi.