Reklam
tvTürk

11’inci Helal ve Tayyib Konferansı’nda önemli mesajlar verildi

GİMDES’İN ÖNCÜLÜĞÜNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN 7’NCİ ULUSLARARASI HELAL VE TAYYİP ÜRÜNLERİ BULUŞMASINA KATILAN HELAL GIDA FİRMALARI, ÜRÜNLERİNİ ULUSLARARASI ALICILARLA BULUŞTURMA FIRSATLARI YAKALADILAR.

  • Diğer
  • 14 Eylül 2019
  • 216 KEZ OKUNDU
Reklam

GİMDES’in öncülüğünde gerçekleştirilen 7’nci Uluslararası Helal ve Tayyip Ürünleri buluşmasına katılan helal gıda firmaları, ürünlerini uluslararası alıcılarla buluşturma fırsatları yakaladılar.

GİMDES’in öncülüğünde yapılan Helal ve Tayyib Ürünleri buluşması birçok firmanın uluslararası alıcıya ulaşmasını sağladı. Fuarın son gününde 11’inci Helal ve Tayyib Ürünleri konferansları gerçekleşti. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan konferansların selamlama konuşmasını GİMDES Genel Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer yaptı. Yapılan bilgilendirmede; GİMDES üyesi 100’e yakın helal ve tayyib sertifikalı firmanın temsilcileri yurtiçi ve yurtdışı satın almacı firmaların temsilcileri ile birebir görüşme fırsatı yakaladı. Konferansta; Endonezya’dan, Malezya’dan, Amerika’dan, Güney Afrika’dan, İspanya’dan, İngiltere’den, Hollanda’dan, Kuveyt’ten, Türkiye’den konularında uzman 12 konuşmacı birer sunum yaptı.

GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, her Müslümanın, günlük hayatında kullandığı ürünlerin ve aldığı hizmetlerin kaynak bakımından İslami şartlara uygunluğuna dikkat etmesi gerektiğini dile getirdi. Büyüközer, “Bu ürün ve hizmetler sağlıklı, saf, temiz ve kaliteli olmalıdır. Kur’an-ı Kerim’deki ifade ile de ’helalen, tayyiben’ olmalıdır” dedi.

Müslümanların kendi inançlarına uygun ürünleri talep etmede artık daha bilinçli davrandıklarına dikkat çeken Büyüközer, “Ancak buna rağmen pek çok araştırmaya bakıldığında gıdalar ve içecekler üzerinde riskler mevcuttur. Ümmetin bu konudan emin olması için gayret göstermemiz gerekiyor” diye konuştu.

“Bizler helal gıdanın gerekliliğini anlatmak için imkânları zorluyoruz”

Düzenlenen konferansa dünyanın dört bir tarafından temsilcilerin geldiğini kaydeden Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, “Bizler helal gıdanın gerekliliğini anlatmak için imkânları zorluyoruz. Böyle büyük bir gayrete katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Allah’ın izni ile bugünlere geldik. Ülkeler farklı olsa da helal ve tayyib ürünlerle ilgili şartlar birdir. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz konferanslara katılan temsilciler, kendi ülkelerindeki durumları da anlattılar. Katılımcılar birbirlerinin fikirlerinden azami ölçüde istifade etti. Bu defa da böyle oldu” açıklamasında bulundu.

Konferansa katılan A1 Security Cameras Genel Müdürü Mehmet Zahid Büyüközer, Dijital Platformlarda ve Medyada Helal Sertifika Gerekli midir? başlığı altında sunumlarını yaparak, “GİMDES gibi gönüllü bir teşekkül altında İslam alimlerinden oluşan bir fıkıh kurulu bilhassa internet ve internet üzerinden yayılan bilgilerle ilgili bültenler vasıtasıyla fetvalar yayınlayarak toplumun bilinçlenmesini temin etmeli. Türkiye’de aileler için bilhassa sanal fuhuş, sanal oyunlar gibi alanları filtreleme imkanı sunan teknoloji Bilgi Güvenliği Kurulu sayesinde herkese ücretsiz hizmet sunuyor. Güvenli internet hizmeti internet alt yapısı sağlayan bütün firmalarda ücretsiz olarak hizmete sunuluyor” ifadelerine yer verdi.

Dr. Nadratuzzaman Hosen, online uygulamalarda helal sertifikası üzerinde konuşma yaparak, “Endonezya’da helal turizm, helal hastane, helal SPA var ve çok hızlı büyüyor. Endonezya’da, kişi başına düşen gelir fazla. 17 Ekim’den sonra helal sertifika zorunlu olacak. Hükümet bunu düzenleyecek. BPCPS helal sertifika veriyor. Bunun türlü zorlukları var. Şu an bir sistem geliştiriliyor, bir veritabanı üzerinde çalışılıyor. Her şey buradan yapılabiliyor. Sertifika buradan alınabiliyor. Bir sıkıntı olursa şikayet oluşturulabiliyor. Akıllı şehir (smart city) uygulaması ile entegre kullanılınca etkili oluyor” dedi.

Konferansın ikinci oturumunda Dr. Halim Aydın, “Transgenik Gıdaların Helallik Durumu” üzerine, Muhammed Muhammedi ise “Helal Piyasası Şimdi Nasıl ve Gelecekte Nasıl Olmalı?” tebliğlerini sundular.

Dr. Halim Aydın, “Kırsalda besmele ile ekmek yoğrulurdu. Hırsız bile besmele ile kesiyordu çaldığı hayvanı. Şimdi önümüze kimin hazırladığı belli olmayan gıdalar konuyor. Helal gıdaya helal tohum ve embriyodan başlamalı. Kimerizm: Farklı 2 türün hücrelerin birleştirilmesi. Doğal hibrit ana babayı bozmaz. Teknolojik hibrit böyle değil. Endemik bitkiler gidiyor böyle böyle. Fıkıh uleması şunu tartışıyor: Helal olandan helal olana gen transferi olur mu? GİMDES bunu kabul etmiyor. Çünkü mekanizma sıkıntılı” dedi.

“Helal sertifika kurumları birleşmeli”

Muhammed Mhamdi ise “Helal pazarı büyüyecek denildi konferanslarda. Bu da bir sürü sertifika kurumunun açılmasına sebep oldu. Fetvaların farklı oluşu gibi durumlar var. Hayvan hakları kurumları baskı yapıyor. Helal kurumları kendisini müftü gibi görmek istiyor. Ama GİMDES gibi kurumlar var hala, temizler. Helal sertifika kurumları birleşmeli” ifadelerini kullandı.

Prof. Hasan Yetim, “Helal Sertifikalandırmada Dijitalleşmenin Önemi” ile ilgili bir konuşma yaparak, “Şu an yaptığımız; kafirin yaptığı teknolojinin zararlarını bertaraf etmeye çalışmak. Kendi teknolojimizi üretemiyoruz. Hayvan kesiminde yapay zeka kullanılabilir mi? Kesimin islami usullere uygunluğu tespit edilebilir. Endüstri 4.0 üretim yapan yerler devamlı izlenebilecek. Helal sertifikası en önemli problem, yapılan denetimlerin, testlerin dijitalleşmesi. Barkod numaralarından helallik sorgulanabilir” ifadelerine yer verdi.

Bitlis Eren Üniversitesi’nden konferansa iştirak eden Prof. Dr. İsa Yüceer ise şunları söyledi: “Dinimiz, insanın iki cihan saadeti için esaslar belirlemiştir. Nefsine uyan ve şeytana tabi olan kimse yanlış tüketim yapmaktadır. Kişi tercihini doğru yapacak, isabetli karar verecek, helal ve temiz olanla yetinirken, kendisine nimetleri vereni tanıyacaktır”.

“Helal güvencesinin verilmesi sürecinde dikkatli olunması gerekiyor”

Konferansın üçüncü oturumuna katılan Mevlana Said Nevlakhi, “Ehil insanlar istihdam edilmeli. İçinde haram ürün olmaması yeterli değil. Tağşiş var mı, İslam’a zarar veren bir şey var mı.. ? Sürekli denetim, nefis muhasebesi yapılmalı.Bir üründe hata, 10 milyon dolar kayba sebep olabiliyor. Batı’da ürün hemen geri çekiliyor, 3. dünya ülkelerinde öyle değil. Bu işin maddi yönü. Manevi kaybı da ayrıca düşünülmelidir. Kurum, Kritik kontrol noktalarını bilmeli. Sektörü bilmiyorsa işe girişmemeli. Helal sertifikasyon hizmetlerinin sunumunda şeffaflık, hesap verilebilirlik ve mükemmellik için doğru bilgiye büyük ihtiyaç var. Helal güvencesinin verilmesi sürecinde dikkatli olunması gerekiyor. Şarap haram ise onun yan ürünü an tartarik asit de haram olur” dedi.

“Helal eğitimi anaokuldan başlamalı”

Muhammed Mazhar Hüseyni ise “Bilmeyi öğrenmek, uygulamayı öğrenmek, birlikte yaşamayı öğrenmek ve yapmayı öğrenmek. 4 aşama da şart. Birlikte olmalıyız ki yeni bir şeyler bulabilelim. Strateji sahibi olmak zorundayız. Kişisel ve toplumsal olarak. Helal eğitimi anaokuldan başlamalı. Helal gıda üretiminin yüzde 84’ü Müslüman olmayanlarda. Girişimcilik çok önemli. Helal girişimcilik dersi verilmeli. Faizsiz girişimciliği dünyaya alternatif olarak sunmalıyız. Yıllara dağılacak bir eğitim programı oluşturmuş. Sunmaya pek vakti olmadı. Ama en azından temel şeylerin eğitimi verilip sertifika verilmesi gerekir dedi. Medrese işi uzun soluklu. O yapılana kadar temel eğitim verilmeli” ifadelerine yer verdi.

Dr. Adel Sabir şu şekilde konuştu. “Emülsifiyörler çok sıkıntı. Büyük bir pazar. Yatırımcı görüşüp emlaka para yatırıyor. Farmasötik alanda çalışma yok. Eğitimci gördüm ama Müslüman değildiler. Bunun yetiştirilmesi lazım. Kan plazmasına fetva vermiş bir oluşum, çünkü kendilerine yanlış anlatılmış. Bu gibi sorunları aşmamız gerek. İngiltere’de başörtülü kız çocuklarına eşcinsellik öğretiliyor”.

Yerli malı haftası gibi bir haftamız olmalı

Hasan Tahsin Feyizli, bu işin aileden başladığını vurgulayarak, “Aileler helal harama inanacak. Bu iş aileden başlar. Yerli malı haftası gibi bir haftamız olmalı ve bütün camilerde bu böyle konuşulmalı. İlkokul müfredatına helal gıda ünitesi konmalı. Din hocası bunu anlatmalı. Sempozyum ve paneller tertip edilmeli. Etrafa panolar asılmalı” sözlerine yer verdi.

“Malezya standardında bayıltılan hayvan helal sayılıyor”

Konferansın döndüncü ve son oturumunda “Helal ve Tayyib Sertifikalamada Akreditasyon (İcazet) konusu ele alındı.

Dr. Hani Mansur el Mazeedi uluslararası akreditasyonda çok fazla tehlikelerin olduğunu bildirerek, “Malezya standardında bayıltılan hayvan helal sayılıyor. Bayıltma işi sıkıntılı ve bu konuda çelişkili fetvalar var. Etil alkolün sentetik olması durumuyla ilgili birtakım sıkıntılar var” dedi.

Dünyada ve Türkiye’de helal gıda arayışları ile ilgili açıklamalarda bulunan Dr Hüseyin Kâmi Büyüközer, “Sertifikalamada ve akreditasyonda bütün dünyada ’tek ses tek yürek’ olmalıdır. Tüm ümmete hitap edecek merkezi bir sistemin kurulması için çalışmamız şarttır” ifadelerine yer verdi.

Konuşmaların ardından GİMDES heyeti tarafından konuşmacılara plaket verildi. Konferans hatıra fotoğrafının çekilmesiyle son buldu.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ